Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İnanç sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden 818 sayılı Borçlar Kanununun 125. maddesi 6098 sayılı yeni Borçlar Kanununun 146. hükmü gereğince inanç sözleşmesinden kaynaklanan davalarda zamanaşımı süresi on yıl olarak kabul edilmektedir. İnanç da bir sözleşme olup, genel zamanaşımı süresine tabi ise de buradaki sürenin başlangıcı, inanç gösterilenin borcunu yerine getirmeyeceği konusundaki tavrının ortaya çıkması ile başlar. Diğer bir anlatımla, inanç gösteren kişinin hakkına yargısız ulaşabileceği umudunun tükendiği tarih zamanaşımı süresinin başlangıcını teşkil eder. Somut olayda zamanaşımı davacı tarafın ... Asliye Hukuk Mahkemesinde 22.07.2009 tarihli dilekçesi ile dava konusu taşınmazın son maliki olan davalı ... aleyhine açmış olduğu inanç sözleşmesi ve muvazaa iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil davasının, .......

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil Fethiye 2.Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen, tarafları, tarih ve numarası yukarıda yazılı hükmün incelenmesi sırasında Yargıtay 1.Hukuk Dairesinin 28.12.2006 gün, 11439-13225 sayılı, 14.Hukuk Dairesinin 10.1.2007 gün 15993-7 sayılı kararlarıyla meydana gelen görev uyuşmazlığının giderilmesi istenilmekle, 2797 sayılı Yasa uyarınca toplanan Başkanlar Kurulu’nca dairelerin görevsizlik kararlarıyla dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü: Dava, miras bırakanın inanç sözleşmesinden kaynaklanan kişisel hakka dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın bu niteliği itibariyle hükmün temyiz inceleme görevi 14. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: 14.Hukuk Dairesinin görevsizlik kararının KALDIRILMASINA, dosyanın bu Daireye gönderilmesine, 10.5.2007 gününde oybirliği ile karar verildi....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL YRG.GELİŞ TARİHİ: -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava; kişisel hakka dayalı inanç sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacı başka bir parsel bakımından aynı nedene dayalı olarak Mut Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/196-Esas kayıtlı dava açmış olup,mahkemenin 20.06.2006 tarihli 2006/170 Karar sayılı davanın reddine ilişkin hükmü davalı vekilince incelenmesi istenilmekle Yargıtay 14.Hukuk Dairesinin 23.06.2008 tarih 2008/7355-8320-Esas-Karar sayılı kararı ile hükmün onanmasına karar verilmiştir. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 21.01.2013 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 26.01.2013 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.02.2013 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 14.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 10.12.2004 gününde verilen dilekçe ile inanç sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali tescil olmadığı takdirde tazminat istenmesi üzerine bozmaya uyularak yapılan duruşma sonunda; tescil isteğinin reddine, tazminat isteğinin kabulüne dair verilen 14.10.2008 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, yerel mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, 05.02.2009 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

          Uyuşmazlık daha sonra çalıntı ihbarı yapıldığı bildirilen takasa konu aracın resmi satışının gerçekleşmemesi ve bu araç bedeline karşılık tutulan bakiye satış bedeli olan 17.000 TL’nin ödenmediği iddiasından kaynaklanmaktadır. Takasa konu edildiği bildirilen aracın resmi satışına ilişkin bir belge sunulmamıştır. Resmi satış yapılmadığına göre 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 20/d maddesi uyarınca, noter dışında yapılan araç devirleri geçersiz olup, geçersiz satışlarda herkes aldığını iade ile yükümlüdür. Takasa konu araç davacıya resmi şekilde devredilmediğine ve bakiye satış bedelinin ödendiği de savunulmadığına göre davacının bakiye satış bedeli olarak kararlaştırılan 17.000 TL bedeli talep edebileceğinin kabulü gerekir. Mahkemece bu yönler gözetilmeden eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, inanç sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün olmadığı takdirde tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece, tescil isteminin reddine, tazminat isteminin kabulüne karar verilmiş, hüküm yalnızca tazminat yönünden temyiz edildiğinden, 2797 sayılı Yargıtay K.nun 14.maddesi gereğince temyiz incelemesi 13.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Yukarıda belirtilen nedenle dosyanın görevli sözü edilen Yüksek Daire Başkanlığına gönderilmesine, 13.3.2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

              İnanç sözleşmesinden ... davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmü gereğince inanç sözleşmesinden kaynaklanan davalarda zamanaşımı süresi on yıl olarak kabul edilmektedir. Somut olayda; Dava konusu taşınmaz Kuşadası ... Köyü 776 parsel olup ... ... adına kayıtlıdır. Kuşadası 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/127 Esasında kayıtlı davacı tarafından ... ve ... aleyhine muvazaa nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davası açıldığı derdest olduğu ve eldeki dava dosyası ile birleştirilmesinin talep edildiği görülmüştür. Eldeki dava dosyası ile Kuşadası 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/127 Esasında kayıtlı dosyada dava konusu parseller aynı olup tapu maliki davada yer almıştır. O nedenle mahkemece HUMK' nun 45. maddesi uyarınca davaların birleştirilerek görülmesi zorunludur....

                Davaya konu olay, “mülkiyet hakkına” dayanmayıp, “şahsi hakka” dayalı tapu iptal ve tescil davasıdır....

                  Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: Davacı, 3.3.2004 tarihli inanç sözleşmesi başlıklı belgeye dayanarak, dava konusu taşınmazların ilerde mülkiyetinin kendisine devredilmek üzere oğlu davalı üzerine tapulandığını, ayrıca kendi hesabındaki paraları da emaneten oğlu hesabına yatırdığını ileri sürerek tapu iptali tescil ve alacak isteminde bulunmuştur. Davalı, davacının dayandığı belge altındaki imzanın kendisine ait olduğunu, ancak bu belgenin de 1988 yılında, oturdukları evin su elektrik abonelik işlemleri için verilen imzalı belge üzerinde doldurulduğunu savunmuş ve davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hükmü davacı temyiz etmiştir. Dava, inanç sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali tescil ve alacak istemine ilişkindir....

                    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 09.04.2014 gününde verilen dilekçe ile inanç sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın usulden reddine dair verilen 17.07.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R İnanç sözleşmesinden kaynaklanan davalarda zamanaşımı on yıl olup bu süre davacının ferağ umudunu yitirdiği andan itibaren başlar. Davacının da bu davayı açmakla dava tarihi itibariyle ferağ umudunu yitirdiğinin kabulü gerekir....

                      UYAP Entegrasyonu