Sayılı kararıyla, davalı belediyenin; davacının uhdesinde olup işbu davadan önce tapusu iptal edilen parsel yönünden geçerli bulunan satım sözleşmesi uyarınca zapta karşı tekeffül hükümlerine göre sorumlu bulunduğu kabul edilerek gerçek ve güncel müspet zararına hükmedilmesi gerektiği, ayrıca; dava konusu parsellerden satışı yapılan 3. kişilerin davacı aleyhine açtıkları zapta karşı tekeffül hükümlerinden kaynaklanan alacak davaları nedeniyle davacının kesin olarak ödemiş olduğu satış bedeli ispatlanmadığı ve söz konusu alacakların dava tarihi itibariyle muaccel olmadıkları belirlendiğine göre; bu gerekçeyle diğer parsellere ilişkin davanın reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek bozulmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:SULH HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında satım sözleşmesi bulunmakta olup, uyuşmazlık ayıba karşı tekeffülden kaynaklanmaktadır.Davanın açıklanan bu nitelendirmesine göre, 14.02.2011 tarih ve 27846 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 09.02.2011 tarih ve 6110 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 8.maddesi ile 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14.maddesinde yapılan değişiklik uyarınca; Yargıtay Başkanlar Kurulunun 11.04.2011 tarih ve 14 sayılı Kararı ile hazırlanıp, Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 12.05.2011 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 02.06.2011 tarih ve 27952 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 13.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 13.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 21.12.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, taraflar arasında araç kiralanması hususunda sözleşme imzalandığı ve davalı tarafından davacıya araç tahsis edildiği, ancak aracın sürücü hatası olmadan teknik özellikleri nedeniyle servise gönderildiği, zira araçta gizli ayıp bulunduğu, davalının davacıya yeni bir araç tahsis etmeyi teklif etmesine rağmen davacının bunu kabul etmediği, davalı kiralayanın ayıba karşı tekeffülden kaynaklanan sorumluluğunu yerine getirdiği, aracın serviste kaldığı süre içinde sözleşmenin devam ettiği ve davacının kira borcunun bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, fazla ödenen peşin harcın istek halinde iadesine, 12.5.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi -K A R A R- Dosya içeriğine göre dava, araç satış sözleşmesinden kaynaklanan zapta karşı tekeffül nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. Dosyada Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin bozma ilamına uyularak karar verildiğine göre, hükmü temyizen inceleme görevi Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’ne ait olup, 6723 sayılı Danıştay Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 21/2. maddesi ile değişik 2797 sayılı Kanun’un 60/3. maddesi gereğince dosyanın anılan Daireye gönderilmesi gerekmektedir. SONUÇ: Dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 13. Hukuk Dairesi Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE, 26/06/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece, yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davalı tarafından sözleşmeden dönüldüğünün tespiti amacıyla açılan davanın 19.8.2008 tarihli olduğu, tacirler arasında ayıba karşı tekeffülden doğan taleplerin zamanaşımı süresinin 6 ay olduğu dikkate alındığında davalının yalnızca 20.2.2008 tarihli 4.168,94 TL bedelli fatura nedeniyle süresinde ayıp ihbarında bulunduğu, davalının toplam borcundan bu ayıplı fatura bedelinin tenzil edilmesiyle davacının 18.514,85 TL alacağının kaldığı gerekçesiyle davalının itirazının bu miktar yönünden iptaline ve takibin devamına, taraf vekillerinin tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir....
Anılan yasal düzenleme karşısında davacıların TBK’nın 214 ve devamı maddelerinde düzenlenen zapta karşı tekeffül hükümleri gereğince ...’dan ve TMK'nın 1007.maddesi uyarınca Hazine'den tazminat isteme hakkı bulunmaktadır. Bilindiğe üzere zapta karşı tekeffül, satılan malın bir üçüncü kişinin iddia ettiği üstün bir hak yüzünden alıcının elinden alınmasından veya iddia olunan bu hak sebebiyle alıcının mülkiyet hakkını gereği gibi kullanamamasından dolayı satıcının sorumlu olmasıdır. Zapta karşı tekeffül borcu, satıcının mülkiyeti nakil borcunun bir sonucu ve müeyyidesidir. Gerçekten üçüncü kişi kendi mülkiyetini iddia ederek satılanı zapt edecek veya alıcının mülkiyet hakkını ihlal eden bir hak ileri sürecek olursa, satıcı mülkiyeti nakil borcunu tamamen veya kısmen yerine getirmemiş olur. Satıcının zapta karşı tekeffül borcundan dolayı sorumlu tutulabilmesi için tekeffülün şu maddi şartlarının gerçekleşmesi gerekir: -3- 2017/529 - 2018/1830 1....
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, satım akdinden kaynaklanan zapta karşı tekeffül hükümlerine ilişkindir. Davacının, davalıdan taşınmazı tapuda 28.06.2006 tarihinde satın aldığı, ancak arsa sahipleri tarafından açılan dava sonucunda davacı üzerindeki taşınmazın tapusunun iptaline karar verildiği, ancak kararın henüz kesinleşmediği uyuşmazlık konusu değildir. Hal böyle olunca, taşınmazın mülkiyet hakkını kaybeden davacı BK.nun 217. maddesi delaletiyle zapta karşı tekeffül ve haksız iktisap kurallarına göre davalı satıcıdan zararlarını ve ödediği bedeli talep edebilir. Davacının satın alması sırasında tapu kaydında aynının uyuşmazlığa konu olduğu konusunda herhangi bir sınırlama bulunmaması karşısında, alıcı olan davacının TMK.nun 1020 maddesi gereğince iyiniyetli olduğunun kabulü zorunludur. BK.nun 189. maddesi, satılan şeyin 3. bir şahıs tarafından satım akdi zamanında mevcut bir hak sebebi ile tamamen veya kısmen zapt edilmesinden satıcıyı alıcıya karşı sorumlu tutmaktadır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle "satışa konu taşınmazla ilgili dava henüz devam etmekte olup, davalının zapta karşı tekeffül sorumluluğundan doğmamış olmasına göre yerinde olmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 4.00 TL kalan harcın temyiz edenden alınmasına, 7.3.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
in pasif husumet ehliyetinin bulunmamasına göre sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık geçerli satıştan kaynaklanan BK. 189 ve sonraki maddelerinde düzenlenen zapta karşı tekeffül hükümlerinden kaynaklanmıştır. Davalı N… …..a ait aracın geçerli sözleşme ile davacı H.....'e satıldığı ve aracın hukuki ayıplı olması sebebiyle zaptedildiği uyuşmazlık dışıdır. BK.nun 192 maddesinde satılanın tamamen zaptolunması halinde satımın münfesih addolunacağı hükme bağlanmıştır. Şu duruma göre taraflar arasındaki satış feshedildiğinden alıcı B.K'nun 192. maddesinde açıklanan zararlarını talep edebilir. Yasanın bu hükümleri menfi zarara ilişkin olup, davalının kusursuz bulunması davacının az yukarıda açıklanan yasa maddeleri gereğince zararını istemesine engel teşkil etmez. Başka bir anlatımla satıcı kusursuz olsa bile, aracın alıcının elinden alınmasından kaynaklanan menfi zararını karşılamakla yükümlüdür. Mahkemece davacı H..... G....'in akidi olan H..... D.....'...
Maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; Dava, zapta karşı tekeffülden kaynaklı maddi ve manevi tazminat istemlidir. Mahkemece; "taraflarca takip edilmeyen davanın HMK.'nın 150/5 maddesi gereğince açılmamış sayılmasına" karar verilmiş, karar süresi içerisinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. 6100 Sayılı HMK'nun Madde 150'ye göre; "(1) Usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflar, duruşmaya gelmedikleri veya gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri takdirde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir. (2) Usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflardan biri duruşmaya gelir, diğeri gelmezse, gelen tarafın talebi üzerine, yargılamaya gelmeyen tarafın yokluğunda devam edilir veya dosya işlemden kaldırılır....