Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava, bina malikinin sorumluluğundan kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Bir binanın veya diğer yapı eserlerinin maliki, bunların yapımındaki eksikliklerden doğan zararlardan veya bakımındaki eksikliklerden doğan zararı gidermekle yükümlüdür. (TBK m.69) Yapı malikinin sorumluluğu, bir bina ya da diğer bir inşa eserinin bizatihi kendisinden kaynaklanan bir nedenle oluşan zarardan sorumluluğu kapsamakta olup, niteliği itibariyle kusursuz sorumluluk türlerinden "olağan sebep sorumluluğu"dur. Burada malike kurtuluş kanıtı sunma olanağı tanınmamıştır. Malik ancak illiyet bağını kesen sebeplerin (mücbir sebep, zarar görenin kendi kusuru, üçüncü kişinin ağır kusuru gibi) varlığı durumunda sorumluluktan kurtulabilir....

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, yapı malikinin sorumluluğundan kaynaklı tazminat istemine ilişkindir. 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesi uyarınca inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmış, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re'sen gözetilmiş ayrıca; HMK'nun 357. maddesindeki "İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz." kuralı nazara alınmıştır....

Ancak, komşu taşınmaz malikinin veya o taşınmazda mülkiyetten başka ayni hak sahibi olup ta zarar gören kimselerin taşınmaza elatıldığını öğrendikleri tarihten itibaren 15 gün içerisinde itiraz etmeleri, yapı malikinin iyiniyetli sayılması olanağını ortadan kaldırır. İtiraz hiçbir şekle bağlı değildir. Yapının ilerlemesini zararın büyümesini önlemek için konan bu sürenin başlangıcını objektif olarak saptamak, yapının görünebilir hale gelme tarihinden başlatmak, taşırılan taşınmaz malikinin öğrenmesine engel olan subjektif (öznel) nedenleri dikkate almamak gerekir. Aksine düşünce bu yöndeki yasa koyucunun amacını ortadan kaldırır. (Durum ve koşulların haklı göstermesi) şeklinde açıklanan ikinci koşuldan ise imar durumuna göre ifrazın mümkün olması, ifraz halinde arsa malikinin uğrayacağı zarar ile taşkın yapı malikinin elde edeceği yarar arasında aşırı bir farkın bulunmaması, gibi hususlar anlaşılmalıdır....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tazminat Taraflar arasında kira ilişkisi olsa da uyuşmazlık, yapı malikinin sorumluluğuna dayalı olarak açılmış rücuen tazminat istemine ilişkindir. Bu durumda temyiz incelemesi dairemizin görevi dışında bulunduğundan dosyanın görevli Yargıtay 3. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 11.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Bina veya yapı eseri malikinin sorumlu tutulabilmesi için; yapım bozukluğu veya bakım eksikliğinden zararın doğması, yapım bozukluğu veya bakım eksikliği ile zarar arasında uygun illiyet bağının bulunması yeterlidir. Bina veya yapı eseri malikinin sorumluluğu bakımından bulunması zorunlu unsur olan illiyet bağı yönünden ise, bu bağın kesilmesine yol açacak sebeplerin somut olayda gerçekleşmemiş olması gereklidir. İlliyet bağını kesen sebepler ise; mücbir sebep, zarar görenin ya da üçüncü kişinin ağır kusurudur. Zarar, aradaki illiyet bağını kesecek derecede bir mücbir sebepten, zarar görenin ya da üçüncü bir kişinin kusurundan doğmuş ise yapı malikinin sorumluluğu sözkonusu olmaz (HGK'nun 29.11.2017 tarih, 2017/3-439 Esas ve 2017/1463 Karar)....

        Davacının temliken tescil talebi reddedildiğine göre yapı yıkılamadığı takdirde taşınmaz malikinin malvarlığında sebepsiz bir zenginleşme meydana geleceğinden, taşınmaz malikinin malzeme sahibine muhik (haklı) bir tazminat vermesi gerekir. Ancak malzeme sahibi iyiniyetli değilse tazminat miktarı levazımın en az kıymetini geçemez. Somut olayda; mahkemece Dairemizin 09.02.2016 tarihli kararına atıf yapılmak suretiyle taşınmaz üzerindeki ağaçların bedeli tazminat kapsamına alınmadan hüküm kurulmuş ise de; Dairemizin 09.02.2016 tarihli bozma ilamında ağaçların bedelinin tazmin edilmeyeceğine dair bir hüküm kurulmadığı açıktır. O halde mahkemece taşınmaz üzerinde aidiyet ihtilafı bulunmayan ağaçların da olduğu gözetilerek bunların bilirkişiye dava tarihindeki değerleri hesap ettirildikten sonra belirtilen miktarın da tazminine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir....

          Somut olayda, toplanan delillerle, tazminat istemine konu zararın davalı yapı malikinin, maliki olduğu yapının bozukluğundan kaynaklandığı ispatlanmış değildir. Her ne kadar, davalı yapı maliki, maliki olduğu gaz tesisinin bakım eksikliğinden kaynaklanan zararlardan da sorumlu ise de, bu sorumluluğu üçüncü kişilere karşı olup, TBK’nın 69/2. maddesi de gözetildiğinde, davacıya ait yapı eserini onunla yaptığı sözleşmeye istinaden kullanan ve tesisin bakımını da sözleşme ile üstlenmiş olan davadışı sigortalının, kanunda belirtilen anlamda üçüncü kişi sıfatı bulunmamaktadır. Bu durumda, davacı sigortacının TTK’nın 1481. maddesi dairesinde, sigortalısının halefi sıfatıyla, bakım eksikliğine dayalı olarak meydana geldiği anlaşılan zarardan ötürü davalı yapı malikinin sorumluluğuna dayalı rücuen tazminat isteminde bulunamayacağı açıktır....

            Davalı T14 vekili süresinde sunduğu 28/04/2020 Tarihli gerekçeli istinaf dilekçesinde özetle; davacıların yapı malikinin sorumluluğu kapsamındaki tazminat taleplerinin zaman aşımına uğradığını, zararlandırıcı olayın meydana gelmesinde oluş şekline göre kendisine yüklenebilecek bir haksız fiil sorumluluğu bulunmayan müvekkilinin ve murisinin, yapı malikinin kusursuz sorumluluğu hükümleri gereğince de sorumlu tutulamayacağını, yapı malikinin sorumluluğu kapsamında davalıların tazminattan müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmaması gerektiğini, kusur oranını kabul ettikleri anlamına gelmemekle birlikte muris T7'ün 26/100 oranında hisse sahibi olduğu binaya ilişkin olarak yapı malikinin sorumluluğu kapsamında müvekkiline yöneltilen davada, eğer bir kusur yüklenecek ise müvekkilinin 1/4 miras payı olduğu gözetilerek bir hüküm kurulması gerektiğini, aksi yönde bir hükmün hakkaniyete aykırı olduğunu, bankacılık faaliyeti sürdüren kiracının, girilmesi yasaklı ve genel olarak tehlikeli olan bir...

            BK 58.) maddesinde düzenlenen bina ve yapı eseri malikinin sorumluluğu, kusursuz sorumluluk türü olan özen (olağan sebep) sorumluluğudur. 6098 sayılı TBK'nun 69/1. maddesinde "Bir bina veya imal olunan herhangi bir şeyin maliki, o şeyin fena yapılmasından yahut muhafazadaki kusurundan dolayı mesul olur" denilmektedir. Bina veya yapı eseri malikinin sorumluluğu, yapı eserinin yapımındaki bozukluğa veya bakımındaki eksikliğe dayanmaktadır. Sorumluluğun doğmasında, yapılıştaki bozukluk-bakım eksikliği ayrımının bir önemi bulunmamaktadır. Zira, malikin sorumlu olması için bakım eksikliği veya yapılıştaki bozukluktan herhangi birinin varlığı yeterli görülmektedir. Bina veya yapı eseri malikinin sorumlu tutulabilmesi için; yapım bozukluğu veya bakım eksikliğinden zararın doğması, yapım bozukluğu veya bakım eksikliği ile zarar arasında uygun illiyet bağının bulunması yeterlidir....

            Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlara ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; BK m. 58 gereğince bina malikinin sorumluluğundan sözedilebilmesi için binanın kötü yapılmasından ya da bakım, onarım ve muhafaza yükümünün yerine getirilmemesinden dolayı zararın ortaya çıkması gerektiği, yangının çıkış nedeninin binanın içinden mi yoksa kötü hava şartları nedeniyle dışarıdan kaynaklanan bir nedenle mi çıktığının belirlenemediği, davalının davranışı ile meydana gelen zarar arasında illiyet bağı kuralamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2-Davalı vekilinin temyiz itirazları yönünden; Mahkemece, davalı ... aleyhine açılan dava...

              UYAP Entegrasyonu