Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, Çevre Bakanlığının müvekkiline yapı kayıt belgesi verdiğini, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın İcra İflas Kanunu 68. madde anlamında yetkili makam olduğunu, yapı kayıt belgesi verilmesine ilişkin usul ve esaslar başlıklı 5 maddede yapı kayıt belgesi bedelinin tamamını ödeyen yapı malikinin genel hükümler çerçevesinde diğer yapı maliklerinden kendi paylarına düşen miktarı talep etme hakkına sahip olduğunun düzenlendiğini, ödeme yapmayan kişi adına ödedikleri tutara bağlı kalarak davalının hissesi oranında takip başlattıklarını, davalının aynı binada hisse sahibi olduğunu, davalının bu bedele katılmak zorunda olduğunu, davalının ödeme iddiasının bulunmadığını, borcu ödemediğinin açık olduğunu söyleyerek kararının kaldırılmasını istemiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Davacının davalı aleyhine 3194 Sayılı Yasanın Geçici 16....

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki TMK'nın 1007. maddesi uyarınca Devletin sorumluluğundan kaynaklanın tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davacı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R - Dava, TMK'nın 1007. maddesi uyarınca Devletin sorumluluğundan kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olup itiraza tabi Büyükçekmece 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 15/03/2021 gün ve 2020/3 E. - 2021/6 K....

    Anılan maddenin 2.fıkrası hükmü, taşınmaz mülkiyetine gerçekci akılcı bir istisna mülkiyet hakkına da bir takyit getirmiş ve belirli koşullar altında arsa malikini taşkın yapıya katlanma zorunda bırakarak ona taşkın yapı sahibi yararına bir irtifak hakkı kurma hatta taşılan taşınmaz bölümünün mülkiyetin geçirme yükümlülüğü getirmiştir. TMK’nun 725.maddesinde taşkın yapının kapladığı alanın mülkiyetinin verilmesini ya da bu alan üzerinde irtifak hakkı kurulmasını kural olarak ana yapının üzerinde yer aldığı taşınmaz malikinin isteyeceği görülmektedir. Bir başka ifade ile uygun bir bedel karşılığında temliki ya da irtifak hakkı kurulmasını taşkın inşaat sahibi isteyebilecektir. Görülüyor ki, anılan maddede arsasına taşılan kimsenin (arsa malikinin) tescil davası açabileceği hususunda herhangi bir açıklık yoktur. Ancak, TMK'nun 725. maddesinde böyle bir açıklığın olmaması arsa malikinin bu yolda bir dava hakkı bulunmadığı şeklinde yoruma elverişli değildir....

      Gerçekten, arazi sahibinin yapılan inşaatın kaldırılmasını istememesi veya talep etmesine rağmen, bu davada olduğu gibi aşırı zarar doğması sebebiyle yapı yıkılamadığı takdirde arazi malikinin mamelekinde sebepsiz bir zenginleşme meydana geleceğinden, bu zenginleşmeye karşılık taşınmaz malikinin malzeme malikine muhik bir tazminat ödemesi gerekir. Yapılan bu saptamalara göre, davalı ve birleştirilen davanın davacısının kal isteminin ancak tazminat ödenmesi koşuluyla hüküm altına alınması gerekeceğinden; davalı-karşı davacıların iyiniyetli oldukları kanıtlanamadığına göre yukarıdaki yönteme uygun şekilde tazminat alacağı hesaplattırılmalı, bu miktar davacılara ödenmek üzere depo edildikten sonra kal talebi hakkında bir karar verilmelidir. Değinilen bu hususun gözardı edilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda 1....

        Aşırı zarar doğması sebebiyle yapı yıkılamadığı takdirde taşınmaz malikinin mamelekinde sebepsiz bir zenginleşme meydana geleceğinden, taşınmaz malikinin malzeme malikine (muhik) bir tazminat vermesi gerektiği, malzeme maliki iyiniyetli değilse tazminat miktarının, levazımın en az kıymetini geçemiyeceği, aynı Yasa'nın 723.maddesinde belirtilmiştir. Bu durumda, 04.03.1953 tarihli ve 10/3 sayılı İçtihatları Birleştirme Kararının gerekçesinde benimsenen ve uygulamada kararlılık kazanmış ilke uyarınca aşırı zarar nedeniyle yapı yıkılamıyorsa, iyi veya kötüniyete göre, haklı (muhik) tazminat veya en az levazım bedelini ödeyip ödemeyeceği, arsa malikinden sorulmalı, kabul ettiği takdirde bu bedel karşılığı yapının taşınmaz malikine aidiyetine karar verilmeli, aksi halde yıkım isteği reddedilmelidir....

          Malzeme maliki ve arazi sahibi iyiniyetli ise malzeme sahibine muhik bir tazminat ödenmelidir. Muhik tazminatın tespit ve takdiri ise hakime ait bir görevdir. Olayın özelliğine göre malzemenin dava tarihindeki değeri gözetilerek takdir edilir. Malzeme sahibi kötüniyetli ise arsa sahibi malzemenin kendisi yönünden taşıdığı en az değeri öder.Bu değer inşaat nedeniyle taşınmazda meydana gelen objektif değer artışı oranı olmayacağından burada da olayın özelliğine göre hakimin geniş takdir yetkisi bulunmaktadır (TMK.m.4). Somut uyuşmazlıkta bilirkişi 14.05.2009 tarihli raporunda 1931 sayılı parsel üzerindeki ev, bina ve deponun dava tarihindeki rayiç değerini bulmuş, mahkemece de bu değer hüküm altına alınmıştır. Oysa, yukarıda sözü edildiği üzere iyiniyetli malzeme malikinin tazminat olarak isteyebileceği değer malzemenin dava tarihindeki değeridir. Bu değer asla yapı değerine denk kabul edilemez....

            ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 10/09/2019 NUMARASI : 2018/428 ESAS, 2019/322 KARAR DAVA KONUSU : Tazminat KARAR : İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama sonunda özetle; yapı malikinin, kiracı tarafından herhangi bir tadilat ve değişim yapılmadığı takdirde meydana gelebilecek zararlardan sorumlu olduğu, bu sorumluluğun bina malikinin kusursuz sorumluluğu kapsamında olduğu, davacı yapı maliki T6 kiracısı olan davalının haksız eylemi sebebiyle oluşan zararlardan sorumlu olacağı, bilirkişi raporunda kusurun yarı yarıya yapı maliki ile davalı arasında paylaştırılması usul ve yasaya uygun bulunarak rapor hükme esas alınmış, davacıların oluşan zararın ancak %50'sini davalıdan talep edebileceği kanaatiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir....

            ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2023/567 KARAR NO : 2023/516 DAVA : TAZMİNAT (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 01/09/2023 KARAR TARİHİ : 11/09/2023 Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; ihtiyati tedbir taleplerinin kabulünü, şirkete yönetim ya da denetim kayyımı atanmasını, kabul görmemesi halinde 4 ila 7 nolu davalıların hisselerinin yönetim yetkisine kayyım atanmasını, bunun da kabul görmemesi halinde şirkete ait taşınmazların üçüncü kişiye devri ve üzerinde herhangi bir kısıtlama tesisinin önlenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini ve davalarının kabulü ile davalıların hukuki aykırı iş ve işlemleri neticesinde şirketi uğrattıkları zararın ve davalılardan her birinin yönetim kurulu üyesi olarak verdiği zararlardan müştereken veya münferiden sorumlu oldukları kısımlarının tespiti ve şirket...

              Mahkemece anılan ihtarlar üzerine projeye onay vermemesi nedeniyle arsa malikinin temerrüde düştüğü kabul edilerek, arsa malikinin tadilat projesini onayladığını yükleniciye bildirdiği 03.03.2009 tarihi esas alınarak, kalan eksikliklerin giderilmesi için bir aylık sürenin yeterli olduğu gerekçesiyle ... aylık gecikme tazminatına karar verilmiştir. Ancak, sözleşme hükümlerine göre yapı kullanım belgesi alınmak suretiyle arsa malikine ait bağımsız bölümleri teslim yükümlülüğü yükleniciye aittir. Yapı kullanım izin belgesi ise yargılama sırasında eksiklikler giderildikten sonra ....01.2010 tarihinde alınmıştır....

                maddesinde bu kuralın istisnalarından birisi düzenlenmiş olup, zemin ile üzerindeki yapı arasındaki bağlantı verilmiş ve yasal koşulların oluşması halinde, yapı sahibine üzerinde bulunduğu taşınmaza malik olabilme olanağı tanınmıştır. Anılan yasa hükümleri uyarınca, taşınmaz mülkiyetinin yapı sahibine verilebilmesi için öncelikli koşul iyiniyettir. Öngörülen iyiniyetin Türk Medeni Kanununun 3. maddesinde hükme bağlanan subjektif iyiniyet olduğunda da kuşku yoktur. İkinci koşul ise, yapı kıymetinin taşınmazın değerinden açıkça fazla olmasıdır. Bir diğer koşul ise, yapıyı yapanın (malzeme malikinin) taşınmaz malikine uygun bir bedel ödenmesidir....

                  UYAP Entegrasyonu