Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteminin kabulü ile eski hale getirme bedelinin tahsiline, manevi tazminat isteğinin reddine ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ... 'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, çaplı taşınmaza el atmanın önlenmesi, muhtesatın yıkılması suretiyle eski hale getirilmesi, ecrimisil, manevi tazminat ve eski hale getirme bedelinin tahsili isteklerine ilişkindir....

    Eski hale getirme talebi .. 95 ve devam eden maddelerinde düzenlenmiştir. Bu na göre; elde olmayan bir sebeple, yani kusur olmaksızın gerçekleşen bir sebepten dolayı, kanunda belirtilen kesin süre içinde yapılması gereken işlem yapılamazsa, eski hale getirme yoluna başvurulabilecek olup, talep dilekçesinde de talebin dayandığı sebepler ile bunların delil ve emarelerinin gösterilmesi gerekmektedir. Dosya içindeki bilgi ve belgelere göre, mahkeme ilamı, tebligat üzerindeki şerhe göre .. tarihinde bizzat davalıya yapılmış olup davalı eski hale getirme dilekçesindeki iddialarını kanıtlamak için delil sunmamıştır. Davalıya yapılan tebligatın 7201 sayılı Tebligat Kanunu'na göre usulüne uygun olarak yapıldığı ve temyiz süresini geçirdikten sonra eski haline getirme talebinde bulunduğu anlaşılmakla davalının yasal ve haklı nedenlere dayanmayan eski hale getirme isteminin .. 95. ve devamı maddeleri hükümleri uyarınca reddedilmesi gerekir....

      Davacı vekili tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili; vekil edeninin dava konusu taşınmazda 212/18590 hisse ile malik olduğunu, davalı şirketin yaklaşık 15 yıldır izinsiz olarak araziden; taş, kum ve çeşitli malzemeler çıkartarak haksız kazanç elde ettiğini, ihtarnameye rağmen işgale son vermediğini belirterek mahkemece el atmanın önlenmesi, ecrimisil, tazminat ve eski hale giderme istemlerinin hüküm altına alınmasını talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; vekil edeni şirketin dava konusu taşınmazda maden ruhsatı kapsamında faaliyet gösterdiğinden bahisle davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; el atmanın önlenmesi ve ecrimisil isteminin kısmen kabulüne; tazminat isteminin reddine ve eski hale getirme bedeli yönünden istemin kısmen kabulü ile 16.960 TL eski hale getirme bedelinin hüküm altına alınmasına karar verilmiştir....

        Davacı vekilinin 26.01.2016 tarihinde davacının önceki vekilinin ameliyat geçirmiş ve hastanede bulunmuş olduğundan, kararı süresinde temyiz edemediğinden eski hale getirme taleplerinin kabulü ile temyiz imkanının sağlanmasını talep etmesi üzerine; Mahkemece; dosyanın 22/04/2014 tarihinde karara çıktığı ve kararın 16/12/2015 tarihine kesinleştiği, davacı vekilinin eski hale getirme talebinin ise 26/01/2016 tarihinde yapıldığı, 6100 Sayılı HMK. 96/2. bendine göre "Eski Hale Getirme talebi nihai karar verilinceye kadar yapılabilir" hükmü gereğince davacı vekilinin eski hale getirme talebinin reddine karar verilmiş, ek karar süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 6100 sayılı HMK'nın 95. maddesinde; elde olmayan sebeplerle, kanunda belirtilen ya da hakim tarafından kesin olarak belirlenen süre içinde, gerekli işlemin yapılamaması halinde eski hale iade isteminde bulunulabileceği, 96. maddesinde; eski hale getirme isteminin işlemin süresinde yapılamamasına sebep olan engelin...

          Dairemizin 17.10.2018 tarihli bozma ilamında 2.011,64 m2'lik yol olarak kullanılan alanın öncelikle eski hale getirme bedelinin ve zemin bedelinin ayrı ayrı hesaplanması, eski hale getirme bedelinin zemin bedelinden az olması halinde eski hale getirme bedeline, zemin bedelinin az olması durumunda ise zemin bedeli hükmedilmesi ve bu bölümün davacı üzerindeki tapusunun iptali ile idare adına tesciline karar verilmesi gerektiği belirtilerek bozma yapılmış olup, hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre, zemin bedelinin eski hale getirme bedelinden fazla olduğunun tespit edildiği anlaşıldığından dava konusu taşınmazın eski hale getirilmesine ve zarar gören ağaç bedeline hükmedilmesi gerekirken zemin bedeline hükmedilmesi, Doğru görülmemiştir....

            Dairemizin 17.10.2018 tarihli bozma ilamında 2.011,64 m2'lik yol olarak kullanılan alanın öncelikle eski hale getirme bedelinin ve zemin bedelinin ayrı ayrı hesaplanması, eski hale getirme bedelinin zemin bedelinden az olması halinde eski hale getirme bedeline, zemin bedelinin az olması durumunda ise zemin bedeli hükmedilmesi ve bu bölümün davacı üzerindeki tapusunun iptali ile idare adına tesciline karar verilmesi gerektiği belirtilerek bozma yapılmış olup, hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre, zemin bedelinin eski hale getirme bedelinden fazla olduğunun tespit edildiği anlaşıldığından dava konusu taşınmazın eski hale getirilmesine ve zarar gören ağaç bedeline hükmedilmesi gerekirken zemin bedeline hükmedilmesi, Doğru görülmemiştir....

              Aynı Kanunun 97. maddesinde; eski hale getirme dilekçesinde talebin dayandığı sebepler ile bunların delil veya emarelerinin gösterileceği belirlenmiş, 98. maddesinde ise, temyiz yoluna başvuru hakkının düşmesi hâlinde ise eski hale getirmenin Yargıtaydan talep edileceği öngörülmüştür. Somut olayda, davalı vekilinin 17/02/2020- 19/02/2020 tarihleri arasında istirahatli olduğuna ilişkin resmi sağlık kuruluşundan temin edilen istirahat raporunun, kanunda öngörülen yasal süre içerisinde, 19/02/2020 tarihli eski hale getirme ve temyiz talepli dilekçesi ile dosyaya sunulduğu görülmekle, eski hale getirme koşullarının oluştuğu anlaşıldığından, davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine geçilmiştir....

                Ne var ki, davacının dava dilekçesinde eski hale getirme istemeyip yalnızca eski hale getirme bedelinin tahsili isteğinde bulunduğu dikkate alınmaksızın, mahkemece, istek aşılmak suretiyle hem taşınmazın eski hale getirilmesine, hem de eski hale getirme bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmiş olması doğru değil ise de, anılan husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinde, hükmün, 2. fıkrasındaki, “.... taşınmazın eski hale getirilmesine ....'' ibaresinin hüküm yerinden çıkarılmasına, düzeltilmiş bu haliyle kararın 6100 sayılı HMK'nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nın 436/2. (6100 sayılı HMK'nun 370/2. md.) maddesi uyarınca hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 26.6.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  Hafriyatın taşınmazın malikinin rızası ile döküldüğüne ilişkin bilgi ve belge var ise davalı idareden getirtilip taraflar arasında muvafakatname sözleşme vs. bulunup bulunmadığı belirlendikten sonra muvafakat var ise davanın reddine yok ise harfiyatın kaldırılarak taşınmazın tarım yapılabilir hale getirilmesinin mümkün olup olmadığı, mümkün ise taşınmazın eski hale getirme bedeli ile el atılan yerin bedeli ayrı ayrı tesbit edilip, eski hale getirme bedeli fazla ise taşınmazda el atılan yerlerin bedeline ve bu yerlerin davacı adına olan tapu kaydının iptali ile ... adına tesciline karar verilmesi; yer bedelinin fazla olması halinde ise eski hale getirme bedeline hükmedilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi Doğru görülmemiştir....

                    b-) Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda taşınmazın eski hale getirilmesi için gerekli bedel hesaplanmış ise de, zarar gören alanın değeri hakkında herhangi bir inceleme ve belirleme yapılmamıştır. Tazminat sorumluluğunun kapsamı, gerçek zarar ile sınırlı olup; zarar da, haksız eylemden önceki ve sonraki durum arasındaki farktan ibarettir. Gerçek zararın giderilmesi ilkesi cerçevesinde eski hale getirme bedeli istenilebilir. Ancak yine aynı ilke çerçevesinde taşınmazın sürüm değeri de göz önünde tutulmalıdır. Dairemizin yerleşik uygulamalarına göre, eski hale getirme bedeli taşınmazın gerçek değerinin üzerinde ise eski hale getirme bedeline değil, gerçek değere hükmedilmesi gerekir. Mahkemece dava konusu taşınmazın, alınan bilirkişi raporuna göre hesaplanan eski hale getirme bedeline hükmedilmiş, zarar gören taşınmaz alanının sürüm (rayiç) değeri belirlenmemiştir....

                      UYAP Entegrasyonu