Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hal böyle olunca, devletin kusursuz sorumluluğundan kaynaklanan bir zararın oluştuğu ve kadastro işleminden kaynaklanan bu sorumluluğun da TMK.'nun 1007. maddesi kapsamında tazmini gerektiği muhakkak olup davalı Hazine hakkında açılan davanın kısmen kabulü ile arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak; Dava konusu tazminat isteminin dayanağı olan Sultanbeyli 1....

    İddianın ileri sürülüş biçimine ve dosya kapsamına göre; dava, tapu sicilinin yanlış tutulmasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Buna göre, somut uyuşmazlığa ilişkin istinaf başvurusunu değerlendirme görevinin 01.09.2020 tarihinde yürürlüğe giren Hâkimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesinin 25/06/2020 tarihli, 564 ve 586 sayılı Bölge Adliye Mahkemeleri İş Bölümü Kararı gereğince; "Tapu sicilinin tutulmasından kaynaklanan tazminat davaları (TMK m. 1007) sonucu verilen hüküm ve kararlar," a ilişkin incelemenin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesinin görev alanında kaldığı, işbölümü yönünden Dairemizin görevli olmadığı anlaşılmakla aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1- Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE, 2- Dava dosyasının İstanbul Bölge Adliyesi Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, Dair; dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda 08/03/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki sahte vekaletnameye dayalı olarak tapuda yapılan satış nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK.'nun 1007. maddesi uyarınca tazmini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davalı Hazine vekili yönünden verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü. - K A R A R - Dava, sahte vekaletnameye dayalı olarak tapuda yapılan satış nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK.'nun 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekilince temyiz edilmiştir. Dosyada bulunan kanıt ve belgelere, kararın dayandığı yasal gerekçelere göre davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak; 4721 sayılı TMK.'...

      Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın düzeltme işleminin iptali talebi yönünden reddine, tazminat talebi yönünden kısmen kabulüne ve 35.049,00 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm davacılar ... ve arkadaşları vekili ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 41. maddesi uyarınca yapılan düzeltme işleminin iptali talebine ilişkin davanın reddine dair hükme yönelik davacı vekilinin yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 2-TMK'nun 1007. maddesi uyarınca tazminat talebine ilişkin davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Türk Medeni Kanunu'nun 1007. maddesi gereğince açılan tazminat davalarında davalı sıfatı Hazinenin olup, Tapu Kadastro Genel Müdürlüğünün...

        (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 05.03.2003 gün ve 2003/19-152-2003/125 sayılı kararı, 29.09.2010 gün ve 2010/14-386-2010/427 sayılı kararı, 15.12.2010 gün ve 2010/13-618-2010/668 sayılı kararı) TMK.nun 1007. maddesinde düzenlenen sorumluluk, objektif (kusursuz) sorumluluk türlerinden birisi olup, Borçlar Kanununun 41 ve devam eden maddelerinde düzenlenen haksız fiil sorumluluğu ile de ilgisi yoktur. Bu durumda, mahkemece, davacının gerçek zarar miktarına hükmolunması gerektiği düşünülmeden, yasal olmayan gerekçelerle tazminat miktarından % 10 oranında indirim yapılması, 3-Davalı idare harçtan muaf kabul edildiğine göre, davacı tarafça yatırılan harçların iadesi yerine, yargılama giderlerine dahil edilmek suretiyle, davalı idare aleyhine harca hükmedilmesi, Doğru görülmemiştir....

          , TMK 1007 maddesi gereği doğan bu zararlardan devletin kusursuz sorumluluk ilkesi gereğince sorumlu olduğunu, belirterek ve fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak davalının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte 50.000 TL tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

          Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki tapu sicilinin yanlış tutulması nedeniyle tazminat veya TMK 1007 Gereği tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın zamanaşımı nedeniyle reddine ilişkin ilk derece mahkemesinin kararına karşı davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinin 37. Hukuk Dairesinin istinaf isteminin esastan reddine dair kararı ile birlikte Adalar Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/31 Esas - 2017/48 Karar sayılı kararının Yargıtay'ca incelenmesi, davalı vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R – Dava konusu taşınmaza ilişkin Adalar Asliye Hukuk Mahkemesinin 1999/28 Esas, 1999/204 Karar sayılı tapu iptal ve tescil dava dosyasının dosya arasına alındıktan sonra, Birlikte gönderilmek üzere dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 27/10/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Davalı vekili Mahkememize vermiş olduğu 16/05/2016 tarihli cevap dilekçesi ile davanın idari olarak gerekli yasal başvuruların yapılmadan açıldığını, TMK.1007 maddesi gereğince hukuki değerini yitiren tapu kaydına dayanılarak tazminat talep edilemeyeceğini ve zamanaşımının da geçtiğini, taşınmazın maliki tarafından orman kadastrosuna itiraz edilmediğini, bu nedenle davacılara ait tapu kaydının hukuki değerini yitirdiğini, belirterek davanın yasal ön başvuru şartları yerine getirilmediğinden reddine, husumet, zamanaşımı ve esastan haksız ve yersiz olduğundan reddini talep etmiştir. Birleşen dosyada davalılar vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davanın esas yönünden reddine, esasa geçilecek ise; HMK 166 maddesi gereğinice bağlantı bulunduğundan iş bu davanın Yalova ili, Çiftlikköy ilçesi, Dereköy köyü, 128 ada, 16 parsel sayılı taşınmaza ilişkin T1 aleyhine açmış oldukları Medeni Kanun 1007.maddesine dayalı tazminat davası olan Yalova 2....

            Davalı ... vekilinin temyizine gelince; Dosyada bulunan kanıt ve belgelere göre dava konusu taşınmazın 2.510 m²'lik bölümü kıyı kenar çizgisi içinde kaldığından ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1988/250-1991/41 sayılı 30.09.1994 tarihinde kesinleşen kararı ile bu kısmın tapusunun iptaline ve tescil dışı bırakılmasına hükmedildiği anlaşılmıştır. 4721 sayılı TMK.'nun 1007. maddesinde "Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur. Devlet zararın doğmasında kusuru bulunan görevlilere rücuu eder." hükmü yer almakta olup burada, devletin sorumluluğu kusursuz sorumluluktur. Kusursuz sorumluluk, tapu siciline bağlı çıkarların ve ayni hakların yanlış tescili sonucu değişmesi ya da yitirilmesi ile bu haklardan yoksun kalınması temeline dayanır. Çünkü sicillerin doğru tutulmasını üstlenen ve taahhüt eden devlet, gerçeğe aykırı ve dayanaksız kayıtlardan doğan zararları da ödemekle yükümlüdür....

              Davalı ... vekilinin temyizine gelince; Dosyada bulunan kanıt ve belgelere göre dava konusu taşınmazın 12562 m²'lik bölümü kıyı kenar çizgisi içinde kaldığından ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1988/250-1991/41 sayılı 30.09.1994 tarihinde kesinleşen kararı ile bu kısmın tapusunun iptaline ve tescil dışı bırakılmasına hükmedildiği anlaşılmıştır. 4721 sayılı TMK.'nun 1007. maddesinde "Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur. Devlet zararın doğmasında kusuru bulunan görevlilere rücuu eder." hükmü yer almakta olup burada, devletin sorumluluğu kusursuz sorumluluktur. Kusursuz sorumluluk, tapu siciline bağlı çıkarların ve ayni hakların yanlış tescili sonucu değişmesi ya da yitirilmesi ile bu haklardan yoksun kalınması temeline dayanır. Çünkü sicillerin doğru tutulmasını üstlenen ve taahhüt eden devlet, gerçeğe aykırı ve dayanaksız kayıtlardan doğan zararları da ödemekle yükümlüdür....

                UYAP Entegrasyonu