Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DAVACI VEKİLİ TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, usulden reddedilen karara karşı yapılan istinaf için miktara bakılmasının hatalı olduğunu, menfi tespit davalarında miktar sınırına takılmaması gerektiğini, aksi durumda tüketicinin açmış olduğu menfi tespit davalarının miktar yönünden hep kesinleşeceğini, arabuculuya başvurmadan açılmış birçok menfi tespit davalarının bulunduğunu, yerel mahkemenin sırf bu sebeple davayı reddetmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalı lehine hükmedilen vekalet ücreti miktarının fazla olduğunu, davalı firmanın verilmeyen eğitim için icra takibi başlattığını, ayrıca tüketici şahıslardan alınmış emre yazılı bir senet olarak düzenlenen senetlerin geçersiz olduğunu, bu tüketici senedi hakkında menfi tespit davası açtıklarını ancak mahkemece arabuluculuk dava şartı yokluğundan usulden reddedildiğini, tespit davasının alacak veya tazminat davası olmayıp sadece bir alacağın varlığı ve yokluğu...

TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : 21/09/2022 NUMARASI : 2022/552 ESAS - 2022/585 KARAR DAVA KONUSU : Tüketicinin Açtığı Menfi Tespit KARAR : İlk derece mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına yönelik davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olmakla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi. TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının %40 oranında zihinsel engelli olması nedeniyle Konya 4....

TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : 26/02/2021 NUMARASI : 2020/455 E - 2021/158 K DAVA KONUSU : Tüketicinin Açtığı Menfi Tespit KARAR : Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı dava dilekçesinde özetle; müvekkili hakkında Küçükçekmece 2.İcra Müdürlüğünün 2018/4009 E. Dosyasında icra takibi başlatıldığını, takibin kesinleştiğini, icra takibindeki faizin ve faiz oranının kabulünün mümkün olmadığını savunarak, Küçükçekmece 2.İcra Müdürlüğünün 2018/4009 E. dosyasında istenilen faizden ve faiz oranından müvekkilinin sorumlu olmadığının tespitini, davalının %20'den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir....

Menfi tespit davaları ile davacı, borçlu olmadığının tespitini talep etmektedir. Menfi tespit davalarında borçlu olunmadığının tespiti istendiğine ve alacak ya da tazminat ödenmesi istenemeyeceğine göre, bu tür davalardan önce arabulucuya başvurma şartı aranması, kanunun açık ifadesine aykırı olacaktır. Diğer taraftan alacaklının arabulucuğa başvurma zorunluluğu olmadan takip başlatması mümkün iken, borçlunun açtığı menfi tespit davasında arabulucuğa başvurulmasının dava şartı sayılması amaca uygun düşmeyeceği gibi, borçlunun menfi tespit davasından önce arabulucuya başvurma zorunluluğunun kabulü halinde, borçlunun İİK'nun 72. maddesinde menfi tespit davasında öngörülen tedbirden yararlanması imkanı ile ilgili gecikme ve sakıncalar da sözkonusu olabilecektir....

Dava, sahta nüfus cüzdanı ile yapılan abonelik sözleşmesine dayanılarak tahakkuk ettirilen telefon faturalarına dayanılarak başlatılan icra takibi nedeniyle menfi tespit ve manevi tazminat talebine ilişkindir. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun "Amaç" başlıklı 1. maddesinde kanunun amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde ''Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar '' hükmüne yer verilmiştir. Kanunun 3. maddesinde ''Mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları; hizmet; bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan mal sağlama dışındaki her türlü faaliyeti ifade eder....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla) Taraflar arasındaki tüketicinin açtığı menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı asil ... geldi. Davalı taraftan gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan davacı tarafın sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tüketicinin açtığı menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. K A R A R 1-Davacıların temyizi üzerine mahkemece posta masraflarının 7 gün içerisinde yatırılması, aksi takdirde kararın temyiz edilmesini sayılacağına ilişkin muhtıra çıkarılmış, süresi içerisinde masraf yatırılmamıştır. HUMK'nun 434.maddesi uyarınca davacıların temyiz dilekçelerinin reddi gerekir. 2-Davalıların temyiz itirazlarının incelenmesinde ise; dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle hüküm fıkrasının 6.bendine ......

      Ögeç ile davalılar 1-..., 2-... aralarındaki tüketicinin açtığı menfi tespit davasına dair ... 2.Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 10.05.2012 günlü ve 2011/208 E- 2012/77 K. sayılı hükmün Onanması hakkında dairece verilen 08.04.2013 günlü ve 2013/3558 E.- 2013/5870 K. sayılı ilama karşı davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir. Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dava edilip sonuca bağlanan uyuşmazlık konusu 5.000 TL den ibarettir. HUMK.nun 5219 ve 5236 sayılı kanunlarla değişen 440/III-1.maddesine göre 11.100 TL den az olan davalara ait hükümlerin onanması ya da bozulmasına ilişkin Yargıtay kararlarına karşı karar düzeltilmesi yoluna gidilemez....

        Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, tüketicinin açtığı menfi tespit, tazminat ve kart iptali istemine ilişkindir. Davacı, kullandığı tüketici kredisinin bakiye borcunu tek seferde kredi kapama notuyla banka hesabına havale etmesine rağmen işlemin yapılmayarak taksitlerin her ay buradan kesilmeye devam edildiğini, ödemelerinden haksız kesintiler yapıldığını ileri sürmüştür. Mahkemece yapılan bilirkişi incelemesi ile gönderilen 11.962,00 TL nin 20.9.2011 tarihi itibari ile kredi kapamaya yeterli olmadığının tespit edilmesi üzerine davalı bankanın işleminde hukuka ve sözleşmeye aykırılık bulunmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiştir....

          Davacı istinaf dilekçesinde özetle; kararın hukuka ve yasaya aykırı olduğunu, kararın sonuç kısmında davacı vekilinin yüzüne davalının yokluğunda ibaresi olduğunu oysa ki bu davada vekili bulunmadığını, yerel mahkemece her ne kadar dava konusunun abonelik sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit davası olduğunu ve TKHK 73/A-1 hükmünde geçen istisnalardan olmadığını ve bu nedenle ara bulucuya başvurmanın zorunlu olduğu belirtilse de menfi tespit davaları için arabulucuya başvurmasının zorunlu olmadığını doktrin ve Yargıtay içtihatları ile sabit olduğunu, menfi tespit davalarının niteliği itibariyle bir alacak veya tazminat davası değil tespit davasının bir türü olduğunu, menfi tespit davalarının karşı tarafın parasal bir edime mahkum edilmesi şeklinde bir hüküm içermediğinden arabuluculuk Kanunu md. 18/A'nın açık lafzı karşısında hüküm yorum yoluyla genişletilmesinin mümkün olmadığını, ilgili maddenin hukuki temeli dava konusunun karşı tarafı bir edime mahkum etme çabası içinde olduğunu,...

          UYAP Entegrasyonu