"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki terditli olarak tapu iptali ve tescil istemi, olmadığı takdirde ise 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesine dayalı tazminat davasının tapu iptali ve tescile yönelik talebin reddine, tazminat talebinin kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtayca ONANMASI hakkında Daireden çıkan 21.04.2022 tarihli ve 2021/12392 Esas, 2022/7159 Karar sayılı ilâma karşı, davalı Hazine vekilince verilen dilekçe ile karar düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup gereği konuşulup düşünüldü; - K A R A R - Dosyada bulunan delil ve belgelere, Yargıtay kararında yazılı gerekçelere göre, karar düzeltme isteği HUMK'un 440. maddesinde yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından REDDİNE, davalı Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, peşin alındığından harç alınmasına yer olmadığına, HUMK'un 442. maddesi göz önünde...
Temyiz Sebepleri Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; 18.11.2009 tarihli Yargıtay Genel Kurulunun içtihadı ile 4721 sayılı Kanun'nun 1007 inci maddesine dayalı tazminat davası etkili ve elverişli hale geldiğinden 10 yıllık zamanaşımı süresi 18.11.2009 tarihinden itibaren dava tarihine kadar dolmadığını, tazminat talebine konu tapulu taşınmazların ......
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesine dayalı tazminat isteğine ilişkindir. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının davacılara yükletilmesine 27/06/2019 gününde oy birliği ile karar verildi....
Hukuk Dairesinin 04/12/2019 tarihli ve 2016/13487 Esas - 2019/8114 Karar sayılı kararın düzeltilmesi süresi içerisinde davalı Hazine vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR- Karar düzeltme dilekçesinde yazılı nedenlerin, HUMK'un 440. maddesinde gösterilen dört halden hiçbirine uymadığına ve dava dilekçesinin içeriği ve iddianın ileri sürülüş biçiminden, davacıların tazminat isteminin TMK'nın 1007. maddesine dayalı olduğunun anlaşılmasına göre, 6100 sayılı Yasa'nın geçici 3. maddesi yollamasıyla karar düzeltme isteğinin REDDİNE, davalı Hazine'den HUMK'un 442/3. maddesi ve 4421 sayılı Yasa gereğince takdiren 660,00 TL para cezası alınmasına, 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 13/j maddesi uyarınca red harcı alınmasına yer olmadığına, 26/05/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi gereğince tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı tazminat davasısıdır....
Asliye Hukuk Mahkemesinin kesinleşen 2008/261 E. - 2008/333 K. sayılı kararı ile sabit olduğu, kendi kusurlu durumu nedeniyle davacının TMK'nın 1007. maddesi uyarınca Devletin kusursuz sorumluluğuna dayalı olarak tazminat isteyemeyeceği, bu sebeple Davanın reddine karar verilmesi ...” gerektiği belirtilmiştir. Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca açılan tazminat istemine ilişkindir. Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 09/02/2017 gününde oy birliği ile karar verildi....
Hukuk Dairesinin 03/05/2016 tarih 2015/2590 E. - 2016/5027 K. sayılı ilamında da belirtildiği üzere manevi zararlardan dolayı TMK'nın 1007. maddesine dayanılarak Devlete karşı tazminat davası açılamayacağı, tapu sicilinde yapılan yolsuz tescili düzeltme yoluyla zararı önleme imkanı mevcut oldukça zarardan ve devletin sorumluluğundan söz edilemeyeceği, Devletin zarardan sorumlu olabilmesi için, tapu sicilinin tutulmasıyla zarar arasında (haksız fiillerdeki) "uygun illiyet" bağı bulunması gerektiği gerekçesiyle; davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine ..... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesince; davacı vekilinin ileri sürdüğü tüm istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden istinaf isteminin 6100 sayılı HMK'nın 353 md. (b-1) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 1007. maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir....
Davacı vekili 24.11.2015 tarihli harçlandırılmış ıslah dilekçesi ile talep ettikleri tazminat miktarını 477066,00 TL‘ye artırmıştır. Mahkemece dava davanın ıslah dilekçesi doğrultusunda kabulüne, 477.066,00 TL'nin davacıların dosyadaki miras payları oranında eşit olarak ödenmek üzere, tapu iptali ve tescil kararının kesinleşme tarihi 24/02/2015 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir. Dava,TMK’nın 1007. maddesine dayalı olarak açılan tazminat istemine ilişkindir....
Kadastro Müdürlüğünce dava konusu parselin yüzölçümünde hata bulunduğu tespit edilerek 2006 yılında Kadastro Kanununun 41. maddesi uyarınca yüzölçümünün 24.530,00 m² olarak tapu kütüğünde düzeltildiğini, müvekkillerinin murislerinin bu yüzden taşınmazı 4.050,00 m² eksik yüzölçümü ile sattığını, müvekkillerinin bu şekilde ortaya çıkan zararından TMK’nın 1007. maddesi uyarınca Hazinenin sorumlu olduğunu ileri sürerek dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine karar verilmiş, hüküm bir kısım davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesine dayalı tazminat isteğine ilişkindir....
Mahkemece; TMK’nın 1007. maddesine dayalı tazminat davalarının dayanağının, davacıların mülkiyet hakkının ihlal edilmesi olduğu, getirtilen tapu kayıtlarına göre davacıların tespit öncesi veya sonrası itibari ile hiçbir zaman taşınmaza malik olmadıklarını, dava konusu taşınmazın öncesi itibari ile ... vasfında olup 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi gereğince ... adına ... sınırları dışına çıkarıldığı, kadastro sırasında davacılar ve murisleri adına kullanıcı şerhi verildiği, taşınmazın öncesi ... olması nedeni ile zamanaşımı ve zilyetlik yolu ile kazanmalarının mümkün olmadığı, daha sonra ... tarafından açılan dava sonucu sözkonusu şerhin terkin edildiği, bu durum itibari ile davacıların tazminat talep etme haklarının bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, TMK’nın 1007. maddesine dayalı tazminat istemine ilişkindir....