Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi gereğince tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı tazminat davasıdır. Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından, ayın hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan, zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir. Anılan madde uyarınca Devletin sorumluluğu kusursuz sorumluluk niteliğinde olup, tapu siciline bağlı çıkarların ve mal varlığına ilişkin (ayni) hakların, yanlış tescil sonucu sicile güven ilkesi yönünden değişmesi ya da yitirilmesi, bu haklardan yoksun kalınması temeline dayanır. Çünkü sicillerin doğru tutulmasını üstlenen Devlet, sicillerdeki yanlış kayıtlardan doğan zararları ödemeyi de üstlenmektedir....
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 18.11.2009 gün ve 2009/4-383 E., 2009/517 K.; 16.06.2010 gün ve 2010/4-349 E. 2010/318 K sayılı kararlarında da vurgulandığı gibi; tapu işlemleri kadastro tesbit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğundan ve tapu kütüğününün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan, bu kayıtlarda yapılan hatalardan T.M.Y. m. 1007 anlamında devletin sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Burada devletin sorumluluğu kusursuz sorumluluktur. Bu işlemler nedeniyle zarar görenler, Medenî Yasanın 1007. maddesi gereğince, zararlarının tazmini için, 818 sayılı Borçlar Yasasının 125, 6098 sayılı Borçlar Yasasının 146. maddesinde öngörülen 10 yıllık zamanaşımı süresinde Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilirler. Devletin “tapu sicilinin tutulmasından ... sorumluluğunda" kusursuz sorumluluk, ağırlaştırılmış sebep, ağırlaştırılmış objektif sorumluluk ve tehlike sorumluluğuna ilişkin kurallar uygulanır....
oluştuğu, anılan zararın kadastro işlemlerinden kaynaklandığı ve TMK'nın 1007. maddesi uyarınca Hazinenin sorumlu olduğu açıktır....
Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 2. 4721 sayılı Kanun'un “Sorumluluk” başlıklı 1007 nci maddesinin birinci fıkrası şöyledir: “Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur.” 3....
Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından, ayın hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan, zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir. Anılan madde uyarınca Devletin sorumluluğu kusursuz sorumluluk niteliğinde olup, tapu siciline bağlı çıkarların ve mal varlığına ilişkin (ayni) hakların, yanlış tescil sonucu sicile güven ilkesi yönünden değişmesi ya da yitirilmesi, bu haklardan yoksun kalınması temeline dayanır. Çünkü sicillerin doğru tutulmasını üstlenen Devlet, sicillerdeki yanlış kayıtlardan doğan zararları ödemeyi de üstlenmektedir....
Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme Uyuşmazlık, ... olarak 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 2. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesinin birinci fıkrası. 3....
Davacının, dava dilekçesinde 6292 sayılı Kanun uyarınca tazminat talep etmediği, talebinin TMK’nın 1007. maddesi uyarınca tazminat talebinden ibaret olduğu, 1007. madde uyarınca tazminat talebi açısından zamanaşımı süresinin ... 1....
Açıklanan nedenlerle, TMK.nun 1007.maddesinde düzenlenen objektif (kusursuz) sorumluluk halinin, 6098 sayılı Borçlar Kanununun 41. ve devamı maddesinde düzenlenen haksız fiil sorumluluğu ile ilgisi bulunmadığından, aynı Kanunun 72.maddesindeki (818 sayılı yasanın 66.maddesi) zamanaşımı kurallarının uygulanma imkanı olmadığı gibi, TMK.nun 1007. maddesine dayanılarak açılan davalar için de, ayrıca zamanaşımı süresi belirlenmemiştir. Bu itibarla, 6098 sayılı Borçlar Kanununun 146. maddesindeki (818 sayılı yasanın 125.maddesi) 10 yıllık genel zamanaşımı süresinin uygulanması esastır. Bu nedenle, dava konusu taşınmazın davacı üzerindeki tapusunun iptaline ilişkin ......
Tazminat miktarı, zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin malvarlığı ne durumda olacak idiyse, aynı durumun tesis edilebileceği miktar olmalıdır. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 05.03.2003 gün ve 2003/19-152-2003/125 sayılı kararı, 29.09.2010 gün ve 2010/14-386-2010/427 sayılı kararı, 15.12.2010 gün ve 2010/13-618-2010/668 sayılı kararı) TMK.nun 1007. maddesinde düzenlenen sorumluluk, objektif (kusursuz) sorumluluk türlerinden birisi olup, Borçlar Kanununun 41 ve devam eden maddelerinde düzenlenen haksız fiil sorumluluğu ile de ilgisi yoktur. Bu durumda, mahkemece, davacının gerçek zarar miktarına hükmolunması gerektiği düşünülmeden, yasal olmayan gerekçelerle tazminat miktarından % 10 oranında indirim yapılması, 3-Davalı idare harçtan muaf kabul edildiğine göre, davacı tarafça yatırılan harçların iadesi yerine, yargılama giderlerine dahil edilmek suretiyle, davalı idare aleyhine harca hükmedilmesi, Doğru görülmemiştir....
Kadastro Mahkemesine 06.12.1982 tarihinde açılıp, 2004/1 esas sayılı dosya üzerinden karara bağlanan davada, söz konusu taşınmazın tapu kaydının dayanağını oluşturan izale-i şuyu davasında yüzölçümünün 1.838.000 m2'den 22.201.202 m2'ye çıkarılarak tescilin dayanağının yolsuz olması ve taşınmazların bulunduğu sahanın Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olmakla beraber, öncesinin devlet ormanı olması nedeniyle, tespite itiraz davasının reddi ile yüzölçümü düzeltilerek taşınmazın Hazine adına tesciline karar verildiği ve söz konusu kararın 01.07.2008 tarihinde kesinleşmesinden sonra TMK'nun 1007. maddesine dayalı olarak tazminat istemli işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır. 4721 sayılı TMK'nun sorumluluk kenar başlığını taşıyan 1007. maddesinde "Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur. Devlet zararın doğmasında kusuru bulunan görevlilere rücu eder" hükmü yer almakta olup, burada Devletin sorumluğu kusursuz sorumluluktur....