Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacının, dava dilekçesinde 6292 sayılı Kanun uyarınca tazminat talep etmediği, talebinin TMK’nın 1007. maddesi uyarınca tazminat talebinden ibaret olduğu, 1007. madde uyarınca tazminat talebi açısından zamanaşımı süresinin ... 1....

    Tazminat miktarı, zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin malvarlığı ne durumda olacak idiyse, aynı durumun tesis edilebileceği miktar olmalıdır. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 05.03.2003 gün ve 2003/19-152-2003/125 sayılı kararı, 29.09.2010 gün ve 2010/14-386-2010/427 sayılı kararı, 15.12.2010 gün ve 2010/13-618-2010/668 sayılı kararı) TMK.nun 1007. maddesinde düzenlenen sorumluluk, objektif (kusursuz) sorumluluk türlerinden birisi olup, Borçlar Kanununun 41 ve devam eden maddelerinde düzenlenen haksız fiil sorumluluğu ile de ilgisi yoktur. Bu durumda, mahkemece, davacının gerçek zarar miktarına hükmolunması gerektiği düşünülmeden, yasal olmayan gerekçelerle tazminat miktarından % 10 oranında indirim yapılması, 3-Davalı idare harçtan muaf kabul edildiğine göre, davacı tarafça yatırılan harçların iadesi yerine, yargılama giderlerine dahil edilmek suretiyle, davalı idare aleyhine harca hükmedilmesi, Doğru görülmemiştir....

      kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL'nin TMK'nın 1007. maddesi uyarınca 1.026,01 m2'nin hesaplanacak olan değerinin yasal faizi ile davalıdan tazmin ve tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, TMK 1007.maddesine dayalı olarak açılan tazminat davasıdır. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup karar davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davalı vekilinin, davacı tarafın zararının bulunmadığına ve tazminat isteme hakkı olmadığına ilişkin istinaf sebebinin incelenmesinde: 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun “Sorumluluk” kenar başlığını taşıyan 1007. maddesi; “Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur. Devlet, zararın doğmasında kusuru bulunan görevlilere rücu eder. Devletin sorumluluğuna ilişkin davalar, tapu sicilinin bulunduğu yer mahkemesinde görülür.” hükmünü içermektedir. Burada Devlete yüklenen sorumluluk kusursuz sorumluluktur....

      Açıklanan nedenlerle; TMK'nın 1007.maddesinde düzenlenen objektif (kusursuz) sorumluluk halinin, 818 sayılı Borçlar Kanununun 41. ve devamı maddesinde düzenlenen haksız fiil sorumluluğu ile ilgisi bulunmadığından, aynı Kanunun 60.maddesindeki zamanaşımı kurallarının uygulanma imkanı olmadığı gibi, TMK'nın 1007. maddesine dayanılarak açılan davalar için de, ayrıca zamanaşımı süresi belirlenmemiştir. Bu itibarla, 818 sayılı Borçlar Kanununun 125. (6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 146) maddesindeki 10 yıllık genel zamanaşımı süresinin uygulanması esastır....

        Bu sorumluluk asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan, zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir. Anılan madde uyarınca Devletin sorumluluğu kusursuz sorumluluk niteliğinde olup, tapu siciline bağlı çıkarların ve mal varlığına ilişkin (ayni) hakların, yanlış tescil sonucu sicile güven ilkesi yönünden değişmesi ya da yitirilmesi, bu haklardan yoksun kalınması temeline dayanır. Çünkü sicillerin doğru tutulmasını üstlenen Devlet, sicillerdeki yanlış kayıtlardan doğan zararları ödemeyi de üstlenmektedir. Dayanaksız ya da hukukî duruma uymayan kayıtlar düzenlemek, taşınmazın niteliğinde yanlışlıklar yapmak da aynı kapsamda düşünülmüştür. 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması nedeniyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından Devlet sorumludur....

          Burada Devlete yüklenen sorumluluk kusursuz sorumluluktur. Maddede yer alan kusursuz sorumluluk, tapu siciline bağlı çıkarların ve ayni hakların yanlış tescili sonucu değişmesi ya da yitirilmesi ile bu haklardan yoksun kalınması temeline dayanır, zira sicillerin doğru tutulmasını üstlenen ve taahhüt eden Devlet, gerçeğe aykırı ve dayanaksız kayıtlardan doğan zararları da ödemekle yükümlüdür. Dayanaksız ya da hukuksal duruma uymayan kayıtlar düzenlemek, taşınmazın niteliğinde yanlışlıklar yapmak da aynı kapsamdadır. Bundan başka; tapu işlemleri, kadastro tespiti işlemlerinden başlayarak, birbirini takip eden sıralı işlemler olup, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan, kadastro kayıtlarından kaynaklanan hatalardan da TMK'nın 1007. maddesi anlamında Devlet sorumludur. Zira, kesinleşen kadastro işlemi sonrasında, bu işlem esas alınarak tapu sicili oluşturulmaktadır....

            GEREKÇE: HMK'nın 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ile kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı gözetilerek ve HMK'nın 353. maddesi gereğince yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmaması nedeniyle duruşmasız olarak yapılan inceleme sonunda; Dava; 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir. 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun “Sorumluluk” kenar başlığını taşıyan 1007. maddesi; “Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur. Devlet, zararın doğmasında kusuru bulunan görevlilere rücû eder. Devletin sorumluluğuna ilişkin davalar, tapu sicilinin bulunduğu yer mahkemesinde görülür.” hükmünü içermektedir....

            Açıklanan nedenlerle; TMK'nın 1007. maddesinde düzenlenen objektif (kusursuz) sorumluluk halinin, 818 sayılı Borçlar Kanununun 41. ve devamı maddesinde düzenlenen haksız fiil sorumluluğu ile ilgisi bulunmadığından, aynı Kanunun 60. maddesindeki zamanaşımı kurallarının uygulanma imkanı olmadığı gibi, TMK'nın 1007. maddesine dayanılarak açılan davalar için de, ayrıca zamanaşımı süresi belirlenmemiştir. Bu itibarla, 818 sayılı Borçlar Kanununun 125. (6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 146) maddesindeki ... yıllık genel zamanaşımı süresinin uygulanması esastır....

              Temyiz Sebepleri Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiş, ayrıca idari yargının görevli olduğunu, tazminat şartlarının oluşmadığını, dava konusu taşımazın imar parseli niteliğinde olmadığını ve belirlenen bedelin yüksek olduğunu, vekâlet ücretinin hatalı hesaplandığını ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1. 6100 sayılı Kanun’un (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 2. 4721 sayılı Kanun’un “Sorumluluk” başlıklı 1007 nci maddesinin birinci fıkrası şöyledir: “Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur.” 3....

                UYAP Entegrasyonu