Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Köyü, 14 Kasım 2000 tarih, 11 sıra numaralı tapu kaydının kadastro sırasında revizyon görmemesi nedeniyle müvekkillerinin uğradığı zarardan TMK’nın 1007. maddesi uyarınca Hazinenin sorumlu olduğunu iddia ederek şimdilik 500.000,00.-TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden tahsiline karar verilmesi isteğiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; TMK’nın 1007/3. maddesine göre, davaya bakma yetkisinin tapu sicilinin bulunduğu yer mahkemesi olan ... Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tapu sicilinin tutulmasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında görülen TMK 1007 davasının kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca BOZULMASI hakkında (Kapatılan) 20.Hukuk Dairesinden çıkan kararı kapsayan 20/11/2019 gün ve 2019/4010 Esas - 2019/6791 Karar sayılı ilama karşı, davacı vekilince verilen dilekçe ile karar düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - TMK 1007. maddesine dayalı tazminat istemli davada, mahkemece verilen karar taraf vekillerinin temyizi üzerine (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesi'nce birleştirilen dava yönünden düzeltilerek onanmasına, asıl dava yönünden ise bozulmasına karar verilmiş,bu ilama karşı, asıl dava davacısı vekilince karar düzeltme isteminde bulunulmuştur....

      Kaldı ki, davacının kadastro öncesi nedenlere dayalı tapu iptali ve tescil talebinin 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesi gereğince hak düşürücü süre nedeniyle, TMK'nın 1007. maddesine dayalı tazminat talebinin ise davalı Hazine yönünden 6098 sayılı Kanun'un 146. maddesi gereğince zamanaşımı nedeniyle, davalı T3 yönünden ise pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekmektedir. Ne var ki, bu hususların düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve kaldırılan hükmün yerine geçmek üzere HMK'nın 353/1- b.(2) maddesi gereğince yeniden hüküm tesis edilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, TMK' nun 1007. Maddesine dayalı, Tapu sicilinin hatalı tutulmasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Davacıların da hissedar olduğu taşınmazların tapu kaydının orman niteliğinde olduğu gerekçesiyle iptal edildiği anlaşılmıştır. Her ne kadar ormanların özel mülkiyete konu olması mümkün değil ise de, tapu sicili hatalı olarak tutulduğundan, TMK'nın 1007. maddesi kapsamında Devletin kusursuz sorumluluğunun bulunduğu ve davacıların zararının tazmininin yerinde olduğu (bakz. Y. 20. HD'nin 23/03/2017 gün ve 2017/4998- 2356 E ve K sayılı kararı), bunun gibi, hasım olarak hazinenin gösterilmesinde ve asıl alacağa, tapunun iptaline ilişkin mahkeme kararının kesinleştiği tarihten itibaren faiz uygulanmasında isabetsizlik olmadığı; yine dava konusu taşınmazla ilgili aynı sebebe dayalı olarak açılan tazminat davasının (Samsun 5. Asliye Hukuk Mahkemesi 15/06/2022 tarih 2021/256 E. - 2022/249 K....

      Davacıların TMK'nın 1007. maddesine dayalı olarak tazminat talebinde bulunabilmesi için öncelikle zararının varlığının kesin olarak ortaya çıkması gerektiği, ilama dayalı takip yolu ile davacıların zararlarını elde etme imkanları olup olmadığı, borçlu hakkında aciz vesikası düzenlenip düzenlenmediği belirlenerek oluşacak sonuca göre hüküm kurulması gerekirken bu şekilde bir araştırma yapılmadan hüküm kurulmuş olması da doğru değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 27/09/2018 günü oy birliği ile karar verildi....

        Dava konusutaşınmazın gerçek miktarından daha az yüzölçümü ile tapuya kaydedilmiş olması nedeni ile tapu sicilinin tutulmasında bir hata olduğu,davacıların taşınmazı tapuda yazan da küçük yüzölçümü ile satmış olmaları nedeni ile davacıların zarar uğradığı sabit olup davacıların, hem sebepsiz zenginleşme ilkesine dayanarak taşınmazı satın alan kişiye dava açmaları, hem de tapu sicilini hatalı tutan Hazineye karşı TMK’nın 1007. maddesine dayalı açma imkanları vardır, davacı bu iki yoldan birini seçebileceği gibi her iki sebebe dayanak dava açabilecektir. Tüm bu açıklamalar sonucunda somut olaya bakıldığında; davacının TMK'nın 1007. maddesine dayalı olarak eldeki davayı açtığı, davacıların zararın tapuda yapılan düzeltme işlemi ile ortaya çıktığı gözönüne alınarak düzeltmenin yapıldığı tarih itibari ile davacıların zararının belilenmesi gerekirken aksi düşünce ile davanın reddine karar verilmesi doğru değildir....

          DAVA: 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesine dayalı tazminat isteğine ilişkindir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu sicilinin tutulmasından kaynaklanan ve TMK'nın 1007. maddesine göre açılmış tazminat istemine ilişkin davadan dolayı yerel mahkemece verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 20/01/2016 gün ve 2015/2560 - 2016/612 sayılı ilâmıyla onanmasına karar verilmiş, süresi içinde davacılar vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içindeki tüm belgeler incelenip gereği düşünüldü: K A R A R Karar düzeltme dilekçesinde değinilen hususlar temyiz aşamasında da ileri sürülmüştür. Dava taşınmazın aynına ilişkin olmayıp mülkiyetin kaybedilmesi nedeniyle tazminat istemine ilişkindir. 6831 sayılı Kanunun 11. maddesinde ve 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesinde yazılı hak düşürücü sürelerin geçirilmesiyle davacıların mülkiyete dayalı tazminat isteme hakları da sona ermiştir. ......

            nedenine dayalı olarak eldeki tazminat davasının açıldığı anlaşılmıştır....

            DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, TMK' nun 1007. Maddesine dayalı , Tapu sicilinin hatalı tutulmasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Davacının hissedar olduğu taşınmazın tapu kaydının orman niteliğinde olduğu gerekçesiyle iptal edildiği anlaşılmıştır. Her ne kadar ormanların özel mülkiyete konu olması mümkün değil ise de, tapu sicili hatalı olarak tutulduğundan, TMK'nın 1007. maddesi kapsamında Devletin kusursuz sorumluluğunun bulunduğu ve davacının zararının tazmininin yerinde olduğu (bakz. Y. 20. HD'nin 23/03/2017 gün ve 2017/4998- 2356 E ve K sayılı kararı), bunun gibi, hasım olarak hazinenin gösterilmesinde ve asıl alacağa, tapunun iptaline ilişkin mahkeme kararının kesinleştiği tarihten itibaren faiz uygulanmasında isabetsizlik olmadığı; Daha önce aynı taşınmazla ilgili diğer hissedarlar tarafından aynı sebebe dayalı açılan tazminat davasının Sinop 1....

            UYAP Entegrasyonu