Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava; fiili ayrılık (TMK md. 166/4) nedenine dayalı boşanma davasına, karşı dava ise; evlilik birliğinin sarsılması (TMK md. 166/1,2) nedenine dayalı boşanma davası ve fer'ileri istemine ilişkindir. Dairemizin 2021/2671 Esas sayılı dosyası üzerinden yapılan istinaf incelemesinde, davalı-karşı davacı kadının ziynet alacağı istemine ilişkin talebinin, boşanma davasından tefrik edilmesi gerektiği kanaatine varılarak, ziynet alacağı istemine yönelik dava işbu dava dosyasından ayrılarak dairemizin farklı bir esasına kaydedilmesine karar vermek gerekmiştir....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri ve nafakalar yönünden; davalı kadın tarafından ise kusur belirlemesi, reddedilen tazminatlar, nafaka miktarları, velayet, kişisel ilişki ve yargılama giderleri ile vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, mahkemece bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, davalı kadının tüm, davacı erkeğin ise aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı erkeğin zina (TMK m. l61) ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması (TMK m.166/1) hukuki nedenine dayalı olarak açtığı boşanma davasının yapılan yargılaması sonunda; ilk derece mahkemesince Dairemizin zina hukuksal nedenine dayalı davanın da kabulü gerektiği...

    Tarafların kanıtları bu çerçevede değerlendirilerek davacının katılma alacağının hesaplanması gerekirken yazılı gerekçeyle isteğin reddi usul ve yasaya aykırıdır. 3-Davacı kocanın temyizine gelince; Tarafların tesbit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, paranın alım gücüne, kişilik haklarına, özellikle aile bütünlüğüne yapılan saldırının ağırlığına, manevi tazminat isteyenin boşanmaya yol açan olaylarda ağır ya da eşit kusurlu olmadığı anlaşılmasına nazaran * kadın yararına hükmolunan manevi tazminat çoktur. * Türk Medeni Kanununun 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile, Borçlar Kanununun 44. ve 49. maddeleri nazara alınarak daha uygun miktarda manevi tazminat (TMK.174/2) takdiri gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir....

      Davacı kadın eşin boşanma hükmünün kesinleşmesinden sonra açtığı davada, talep ettiği manevi tazminat (TMK m. 174/2) istemi tarafların anlaşmalı boşanma hükümlerine göre boşandıkları ve boşanma davası sırasında istenmeyen manevi tazminatın, daha sonradan istenmesinin mümkün olmaması gerekçe gösterilerek reddedilmiş, hüküm davacı kadın eş tarafından temyiz edilmiştir. Tanınmasına karar verilen boşanmaya ilişkin yabancı mahkeme ilamı incelendiğinde, boşanma davasında Türk Hukukunun uygulandığı, kadın eş tarafından açılan davada geçimsizliğe dayalı olarak (TMK m. 166) boşanmaya karar verildiği, davalı erkek eşin duruşmada hazır bulunmadığı, tarafların boşanma ve fer’ilerine ilişkin mahkeme huzurunda beyanlarının alınmadığı gibi; davacı kadın eşin boşanmanın eki niteliğinde olan manevi tazminat (TMK m. 174/2) haklarından vazgeçtiğine ilişkin beyanının da bulunmadığı anlaşılmaktadır....

        Yine boşanma sebebiyle manevi tazminata hükmedebilmek için, tazminat talep eden tarafın kusursuz veya diğer tarafa göre daha az kusurlu olması yanında; boşanmaya sebep olan olayların kişilik haklarını zedelemiş olması da gereklidir (TMK md. 174/2). Somut olayda taraflar eşit kusurlu kabul edilmiştir. Yasanın aradığı kusursuz veya daha az kusurlu taraf olma koşulu gerçekleşmediğinden kadının manevi tazminat talebinin reddine dair verilen kararda da bir isabetsizlik görülmemiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

        Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından zina hukuki nedenine dayalı davasında kabul kararı verilmemesi, nafaka ve tazminat miktarları yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı kadının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı kadın öncelikle zina (TMK. md. 161) hukuksal nedenine, olmadığı takdirde "Evlilik birliğinin temelinden sarsılması"(TMK. md. 166/1-2) nedenine dayalı olarak boşanma davası açmıştır. Zina, mutlak boşanma sebebidir. Zina vakıasının gerçekleşmesi halinde boşanma sebebi gerçekleşmiş sayılır....

          kabulü ile terk (TMK m. 164) hukuki sebebine dayalı davasının kabulüne karar verilmiş, bölge adliye mahkemesi hükmüne karşı taraflarca temyiz kanun yoluna başvurulmuştur....

            Ne var ki sonraki malikler için TMK m.1023 anlamında iyiniyetten yararlanacakları da sabittir. Tapu iptal ve tescil talebinin, sonraki kayıt maliklerinin iyiniyetli olması sebebiyle reddi kararı dosya içeriğine göre doğrudur. Ancak, davacı dava dilekçesinde tapu iptal ve tescil talebinin yanında terditli olarak tazminat talebinde de bulunmuştur. Sahtecilik hukuksal nedenine dayalı davalarda temlik işleminde geçerli hukuki sebebin bulunmaması yani başka bir deyişle illeten mücerret olması nedeniyle ilk el iyiniyet savunmasında bulunamayacağından, dava konusu taşınmazın dava tarihindeki rayiç değeri üzerinden davalı (vekil) ...’ın tazminat ile sorumlu tutulması gerekirken, yanılgıya düşülerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir....

              Anılan madde hükmü ile yalnızca kişilik haklarına saldırı nedeniyle uğranılan zararların giderilmesi amaçlandığından malvarlığı zarara uğrayan kişi yararına Borçlar Kanununun 49.maddesi hükmüne göre manevi tazminata hükmedilmesi yasal olarak mümkün bulunmamaktadır. Manevi zarar,kişilik değerlerinde oluşan objektif eksilmedir. Objektif eksilmeden ise,sadece o kişi için değil;toplumdaki diğer bireylerin de aynı zarara(duruma)düşmeleri anlaşılmaktadır. Yasalar manevi tazminat verilebilecek olguları sınırlandırmıştır. Bunlar,kişinin ve ailenin onur ve saygınlığına yönelik suçlar(TCK 125 ),kişilik değerlerinin zedelenmesi (MK 24.md),isme saldırı(TMK 26.md),nişan bozulması (TMK 121 .md),evlenmenin feshi(TMK 174),babalığın benimsenmemesi(MK 286 ),bedensel zarar ve öldürme(BK 56 ) ile kişilik haklarının zedelenmesidir....

                DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm taraflarca temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: İlk derece mahkemesince tarafların TMK 166/1 maddesine dayalı boşanma davalarının ayrı ayrı kabulü ile davalı-karşı davacı erkek yararına manevi tazminat verilmiş ve kadının yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş, davacı- karşı davalı kadının istinaf yoluna başvurması üzerine bölge adliye mahkemesince kusur dağılımında değişiklik yapılarak ilk derece mahkemesi kararı kaldırılıp yeniden hüküm kurulmak suretiyle tarafların boşanma davalarının kabulüne ve boşanmanın ferilerine yönelik hüküm kurulmuş, taraflar süresinde temyiz yoluna başvurmuştur....

                  UYAP Entegrasyonu