Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ : Mahkemece verilen hükme karşı taraf vekillerince istinaf yoluna başvurulmuş olup, Davacı-b.davalı vekili, istinaf dilekçesinde özetle; ilgili TMK hükümlerinin somut olayda hukuka uygun olarak uygulanmaması nedeniyle hukuka aykırı olarak karar verildiğini, somut vakada yerel mahkemenin TMK 161'e aykırı olarak karar verdiğini, TMK 161/2 uyarınca zamanaşımının dolduğunu, karşı tarafın zinaya dayalı dava açma hakkının zamanaşımına uğradığını, TMK 161/3 uyarınca karşı tarafın iradesinin müvekkili affetme yönünde olduğunu, zinadan dolayı boşanmaya hakkı olan eşin boşanma sebebini affetmesi halinde dava hakkının yok olduğunu, bu sebeple karşı tarafın eğer müvekkili affetmek isitemiyorsa dava yoluna başvurması gerektiğini, fakat karşı tarafın dava yoluna başvurmayıp, evliliği devam ettirmek istemiş olmasının karşı tarafın zinaya dayalı dava açma hakkının bulunmadığını, somut vakada yerel mahkemenin TMK 162'e aykırı olarak karar verdiğini, TMK 162/2 uyarınca zamanaşımının...

Davalı erkek vekili, cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının davasının reddine, tarafların evlilik birliğinin sarsılması (TMK md. 166/1,2) nedenine dayalı olarak boşanmalarına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı-karşı davalı kadın vekili, 20.03.2019 tarihli dilekçe ile; kadın yararına 20.000,00 TL (TMK md. 174/1) maddi tazminata hükmedilmesi talebinde bulunmuştur. İlk derece mahkemesince; dava ve karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle TMK'nun 166/1. Maddesi uyarınca boşanmalarına, davacı-karşı davalı kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 15.000,00 TL manevi tazminata, davacı-karşı davalı kadının dava dilekçesinde belirttiği maddi tazminat talebinin bu dosyadan tefrikine, davacı-karşı davalı kadının 20/03/2019 tarihli dilekçesinde istediği maddi tazminat talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmiştir....

nın 166/1 maddesine dayalı açılan asıl ve karşı dava ile zina nedeni ile TMK. 161 maddesine dayalı açılan birleşen boşanma davalarının ayrı ayrı kabulü ile tarafların boşanmalarına, davalı davacı kadının maddî tazminat talebinin kısmen kabulü ile; TMK.'nın 174/1 maddesi uyarınca boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 20.000 TL maddî tazminatın davacı-davalı erkekten alınarak davalı-davacı kadına verilmesine, davalı-davacı kadının manevî tazminat talebinin kısmen kabulü ile; TMK.'nın 174/2 maddesi uyarınca boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 15.000 TL manevî tazminatın davacı-davalı erkekten alınarak davalı-davacı kadına verilmesine, davacı-davalı erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, davalı-davacı kadının karşı davada zina (TMK m. 161) sebebine dayalı davasının reddine karar verilmiştir. Ankara 8....

O halde, ...... yararına geçimi için uygun miktarda yoksulluk ......sı (TMK m. 173) takdiri gerekirken, hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak isteğin reddi doğru görülmemiştir. 5-...... veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK m. 186/1), geçimine (TMK m. 185/3), malların yönetimine (TMK m. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK m. 185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (resen) almak zorundadır (TMK m. 169). O halde; Türk Medeni Kanununun 185/3. ve 186/3. maddeleri uyarınca, tarafların ...... ve sosyal durumları da gözetilerek ...... davası tarihinden geçerli olmak üzere, davalı ...... yararına uygun miktarda tedbir ......sına hükmedilmesi gerekirken, tedbir ......sı talebinin reddine karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....

    Davalı-davacı kadının Türk Medeni Kanununun 166. maddesinde yer alan evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı bir davası bulunmadığı gibi usulüne uygun olarak yapılmış bir ıslah da bulunmamaktadır. Münhasıran özel boşanma sebebine dayalı olarak açılan bir boşanma davasında genel boşanma sebebine (TMK m.166/2) dayalı olarak karar verilmesi mümkün değildir. Zira hakim tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır (HMK m. 26/1). Ondan fazlasına veya başka birşeye karar veremez. Gerçekleşen duruma göre, mahkemece delillerin zina hukuksal sebebine dayalı dava çerçevesinde değerlendirilerek gerçekleşecek sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....

      Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-karşı davacı erkeğin tüm, davacı-karşı davalı kadının ise aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı-karşı davalı kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminat azdır. Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanununun 50 ve 51. maddesi hükmü dikkate alınarak daha uygun miktarda maddi (TMK m. 174/1) ve manevi (TMK m. 174/2) tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamıştır....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAZMİNAT YRG.GELİŞ TARİHİ:22.03.2012 -KARAR- Dava, tapu sicil müdürlüğünde yapılan işlem nedeniyle TMK.'nun 1007.maddesinden kaynaklanan Hazine'nin sorumluluğuna dayalı tazminat istemine ilişkindir. Dosyanın Yargıtay'a geliş tarihi ve davanın açıklanan bu nitelendirmesine göre, 2797 Sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesi ve Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun12.05.2011 tarihli kararı uyarınca hükme yöneltilen temyiz itirazlarını inceleme görevi Yüksek 4.Hukuk Dairesine aittir. Ne var ki, anılan Dairece 05.03.2012 tarihli kararla görevsizlik kararı verilmiş olduğundan Daireler arasında temyiz incelemesi yönünden ortaya çıkan uyuşmazlığın Hukuk Başkanlar Kurulunca giderilmesi için dosyanın Yüksek Birinci Başkanlığa sunulmasına, 07.06.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAZMİNAT Yargıtaya Geliş Tarihi:25.10.2016 -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, dava; TMK.' nın 1007.maddesine dayalı tazminat istemine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 16.01.2016 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 26.02.2016 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.03.2016 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca bu davanın temyiz incelemesi Yargıtay 20.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hâl böyle olunca, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 sayılı Kanun'un 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince dosyanın Yargıtay 20.Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 27.10.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            Eşlerden biri zina ederse, diğer eş boşanma davası açabilir (TMK md.161/1). Zinanın objektif unsuru evli kadının kocasından başka bir erkekle ya da evli erkeğin karısından başka bir kadınla cinsel ilişkide bulunmasıdır. Zina hukuki sebebine dayalı boşanma davalarında, dava hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her halde zina eyleminin üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer (TMK md. 161/2). Yapılan inceleme ve toplanan delillerden; davalı kocanın zinasının sabit olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda, ilk derece mahkemesince kadının zinaya dayalı davasının kabulü doğru olmuştur. Boşanma yüzünden beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları zarar gören, kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu diğer taraftan uygun bir maddi ve manevi tazminat isteyebilir (TMK md.174/1,2)....

            "Davacı- davalı erkek 03.07.2013 tarihinde TMK 164. maddesinde düzenlenen terk hukuki nedenine dayalı, davalı-davacı kadın ise 22.07.2013 tarihinde TMK 166/1. maddesinde düzenlenen şiddetli geçimsizlik nedenine dayalı dava açmışlardır. Mahkeme tarafından, davacı-davalı erkek eşin birlik görevlerini yerine getirmediği, eşine hakaret ve küfür ettiği, şiddet uyguladığı, eşini ve ortak çocukları evden kovduğu belirtilip, davacı- davalı erkek eşin, usulüne uygun terk ihtarı tebliğ ettirdiği, yasal süre içerisinde davalı-davacı kadının eve dönmediği, her ne kadar kadın haklı sebebe dayalı olarak evi terk etmiş ise de, makul süre geçtikten sonra eşin ihtarı üzerine haklı nedene dayanarak eve dönmediğini ispatlayamadığı gerekçe gösterilerek tarafların davalarının kabulüne karar verilmiştir. TMK 164. maddesinde “..... diğerini ortak konutu terk etmeye zorlayan veya haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmesini engelleyen eş de terk etmiş sayılır” hükmü bulunmaktadır....

            UYAP Entegrasyonu