Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre TMK.1007 maddesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 21.01.2013 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 26.01.2013 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.02.2013 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 5.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden 5.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 13.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    Asliye Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 19/12/2013 NUMARASI : 2013/359-2013/742 Dava, tapu sicilinin tutulmasından kaynaklanan (TMK 1007) tazminat istemine ilişkin olup, uyuşmazlık Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 19.01.2015 gün 2015/8 sayılı kararı uyarınca, Dairemiz görevi dışına çıkarıldığından; dosyanın aynı kararın Ortak Hükümler Başlığı altında düzenlenen kısmının 1 nolu bendinin 2. paragrafı gereğince, dosyanın görevli 20. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 24.02.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

      Ancak, bölge adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir (HMK md.355). Eşlerden biri zina ederse, diğer eş boşanma davası açabilir (TMK md.161/1). Zinanın objektif unsuru evli kadının kocasından başka bir erkekle ya da evli erkeğin karısından başka bir kadınla cinsel ilişkide bulunmasıdır. Zina hukuki sebebine dayalı boşanma davalarında, dava hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her halde zina eyleminin üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer (TMK md. 161/2). Özel boşanma sebebine dayalı boşanma davalarında; evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle açılan boşanma davalarında olduğu gibi davacının kusurlu davranışlarının dikkate alınması suretiyle kusur kıyaslaması yapılamaz (Yargıtay 2. HD 2015/16239 Esas ve 2016/7380 Karar, 2022/4901 Esas ve 2022/7235 Karar)....

      Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait her hangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir (HMK md. 297/2). Davalı-karşı davacı erkek, evlilik birliğinin sarsılması (TMK md. 166/1,2) sebebine dayalı olarak karşı boşanma davası açarak, boşanma talebi yanında maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuş, mahkemece yapılan yargılama sonucunda kadının boşanma davasının kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle TMK'nın 166/1. Maddesi uyarınca boşanmalarına, davacı-karşı davalı kadın yararına dava tarihinden itibaren aylık 1.000,00 TL, karar tarihinden itibaren aylık 2.000,00 TL tedbir nafakasına, nafakanın kararın kesinleştiği tarihten itibaren yoksulluk nafakası olarak devamına, davacı-karşı davalı kadın yararına 100.000,00 TL maddi ve 80.000,00 TL manevi tazminata karar verilmiştir....

      , taşınmazın kıyıda kalan alanının ise terkinine karar verildiği, davanın dayanağı TMK 1007....

      Değerlendirme ve Gerekçe Dava, mülkiyet hakkının ihlali nedeniyle AİHS ek-protokl 1.md ve TMK 1007 md'ye dayanan tazminat ve karşı dava olarak T5nce davacılara karşı açılan tapu iptal tescil davasıdır. İlk derece mahkemesince verilen 02.11.2017 tarihli kararın istinaf incelemesi neticesinde; Dairemizce 2018/736 Esas 2018/1244 karar sayılı ilamı ile kaldırılmasına karar verildiği, ilk derece mahkemesince yeniden yapılan yargılama neticesinde hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır. Devlet ormanlarının mülkiyeti Maliye T3'ne ait olduğundan ve TMK'nun 1007 maddeden doğan zararlardan Devletin sorumlu olduğu belirtildiğinden davalı tarafın husumete yönelik itirazı yersizdir. Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması sebebiyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından Devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır....

      Hukuk Dairesince kabulü ile, ilk derece mahkemesi kaldırılmak suretiyle kesinleşen mahkeme kararına göre dava konusu yer devletin hüküm ve tasarrufu altında olan yerlerden olması nedeniyle davacının TMK'un 1007. Maddesi gereği idarenin kusursuz sorumluluğuna dayalı tazminat talep edemeyeceğinden bahisle davanın reddine dair hüküm kurulduğu anlaşılmıştır. 4721 sayılı TMK'nun sorumluluk kenar başlığını taşıyan 1007. maddesinde "Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur. Devlet zararın doğmasında kusuru bulunan görevlilere rücu eder" hükmü yer almakta olup, burada Devletin sorumluğu kusursuz sorumluluktur. Kusursuz sorumluluk tapu siciline bağlı çıkarların ve ayni hakların yanlış tescili sonucu değişmesi ya da yitirilmesi ile bu haklardan yoksun kalınması temeline dayanır. Çünkü sicillerin doğru tutulmasını üstlenen ve taahhüt eden Devlet, gerçeğe aykırı ve dayanaksız kayıtlardan doğan zararları da ödemekle yükümlüdür....

        Hak sahibi gerçek kişinin 6292 sayılı Kanunla tanınan bu hakları kullanmak ya da TMK. 1007. maddesine dayalı olarak tazminat istemek konusunda seçimlik hakkı bulunmakta olup; bu hakkın kullanılmasında iyiniyet şartı aranmaz, keza; TMK 1007. maddeye dayanan Devletin sorumluluğu da kusursuz sorumluluktur. O halde, taşınmazın 6292 sayılı Kanun gereğince idareden iadesinin talep edilip edilmediği araştırılarak, iade başvurusu varsa sonucunun beklenmesi, 7/4. maddeye göre iade edilmeyecek yerlerden ise bedelinin ödeneceğinin gözönünde bulundurulması, bu da olmadığı takdirde TMK'nın 1007. maddesine dayalı tazminat isteminin esası hakkında karar verilmesi gerektiği halde, mahkemece davacının iyiniyetli olmadığından sözedilerek davanın reddine karar verilmiş olması isabetsiz olup, hükmün bozulması gerekmiştir....

          (TMK m.174) Boşanmaya sebep olan "bağımsız konut açmama" eyleminin kadının kişilik haklarına saldırı niteliği taşımadığı dikkate alındığında davacı kadının manevi tazminat talebinin TMK 174/2. maddesi gereğince reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. (TMK m. 175.) Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK.m. 186/1), geçimine (TMK.m. 185/3), malların yönetimine (TMK.m. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK md. 185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorundadır (TMK. m. 169)....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı kadın tarafından tazminatların ve çocuk için hükmedilen nafakaların miktarı ve kendi reddedilen nafaka talepleri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK md.186/1), geçimine (TMK md.185/3), malların yönetimine (TMK md. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK md.185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorundadır (TMK md.169)....

            UYAP Entegrasyonu