WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dosya içeriğine, temyizin kapsamına, uyuşmazlığın MK'un 1007. maddesine dayalı tazminat istemine ilişkin bulunmasına göre, temyiz inceleme görevi Yargıtay Yasası’nın .... maddesi ve Başkanlar Kurulu kararı uyarınca Yargıtay .... Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Yargıtay .... Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine 07/.../2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Dava, TMK'nın 1007. maddesine dayalı tazminat istemine ilişkin olup, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 23.01.2020 tarih ve 1 ve 07.07.2020 tarih ve 2020/173 sayılı kararları gereği karar düzeltme incelemesi Yargıtay 5. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Bu nedenle dosyanın, anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 26.03.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde; husumet yönünden davanın reddi gerektiğini, TMK m.1007 şartlarının oluşmadığını, hüküm altına miktar davacıya sebepsiz zenginleşmesine neden olacağını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Değerlendirme ve Gerekçe Dava; tapu kaydının mahkeme kararıyla iptal edilmesi sonrası uğranılan zararın TMK m.1007 gereğince tazminine ilişkindir. Bursa 6.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/389 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; dava konusu taşınmazın tamamının tapusunun iptal edilerek orman vasfı ile T3 adına tesciline karar verildiği, kararın 09.12.2011 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması sebebiyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından Devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır....

      ın adına kayıtlı menkul ve gayrimenkulünün bulunup bulunmadığı araştırılıp, borcun başka türlü tahsil edilme imkanın bulunmadığnın ispatlanması ve aciz vesikasına bağlanacak olduğunu tespit edilmesi halinde Hazinenin TMK' nun 1007. Maddesi uyarınca tazminat sorumluluğunu doğacağı gözetilerek hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi, Doğru görülmemiştir. Davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 08.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması sebebiyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından Devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı, zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse, aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise, tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup, bu tarih ise zararın meydana geldiği tarihtir. TMK.705/2. maddesi uyarınca tapu iptal ve tescil istekli davaların kesinleştiği tarih itibariyle mülkiyet hakkı sona ereceğinden bu tarih itibariyle tapusu iptal edilen gerçek ve tüzel kişilerin zararı oluşacaktır....

        İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davalı vekili; dava konusu taşınmazların 3621 sayılı yasa kapsamında kıyı kenar çizgisi içinde kalan yerler olduğunu, özel mülkiyete ayni hakka konu olamayacağını, davacılar en başta kendi mülkiyetlerinde bulunmayan ve sadece devletin mülkiyet ve tasarrufunda bulunan alana kendi kusurlarıyla yapı yaptıklarını, daha sonra da buna ilişkin tazminat talebinde bulunduklarını, hükmedilen tazminat miktarından davacıların söz konusu taşınmazı kullanımı neticesinde elde etmiş olabileceği gelirlerin mahsup edilmediğini, bilirkişi raporundaki eksiklikleri ve hesap hataları neticesinde haksız ve fahiş miktarda tazminata hükmedildiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, TMK 1007 maddesine dayalı tapu kaydının iptalinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir....

        Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taşınmazın arsa vasfında değerlendirildiğini, kıyı olan bir yerin imara açılamayacağını, bu nedenle arsa vasfını kazanamayacağını, davanın pasif husumet yokluğu sebebiyle reddi gerektiğini, hazineye ait kıyı vasıflı taşınmazlar için tazminat değeri kanuna aykırı olduğunu, somut emsalin dava konusu taşınmazdan daha değerli olduğunu, faiz başlangıç tarihinin ıslah tarihi olarak belirlenmesi gerektiğini belirterek kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE: Dava, tapu kaydında bulunan kıyı kenar çizgisi içinde kalmaktadır şerhi sebebiyle mülkiyet hakkını kullanmaktan men edildiği iddiasına dayalı, TMK m.1007 gereğince açlımış tazminata ilişkindir. I. TMK m. 1007'den doğan zararlardan Devletin kusursuz sorumluluğu söz konusudur. Buna göre, tapu sicilinin yanlış tutulması sebebiyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından devlet sorumludur....

        Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taşınmazın arsa vasfında değerlendirildiğini, kıyı olan bir yerin imara açılamayacağını, bu nedenle arsa vasfını kazanamayacağını, davanın pasif husumet yokluğu sebebiyle reddi gerektiğini, hazineye ait kıyı vasıflı taşınmazlar için tazminat değeri kanuna aykırı olduğunu, somut emsalin dava konusu taşınmazdan daha değerli olduğunu, faiz başlangıç tarihinin ıslah tarihi olarak belirlenmesi gerektiğini belirterek kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE: Dava, tapu kaydında bulunan kıyı kenar çizgisi içinde kalmaktadır şerhi sebebiyle mülkiyet hakkını kullanmaktan men edildiği iddiasına dayalı, TMK m.1007 gereğince açlımış tazminata ilişkindir. I. TMK m. 1007'den doğan zararlardan Devletin kusursuz sorumluluğu söz konusudur. Buna göre, tapu sicilinin yanlış tutulması sebebiyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından devlet sorumludur....

        İleri Sürülen İstinaf Sebepleri : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının TMK 2. md. kapsamında iyi niyetli olmadığını, taşınmazda orman şerhi olduğunu, zamanaşımı süresinin dolduğunu, tapu iptal işleminin kesinleşmiş bir mahkeme kararına dayandığını, husumet yokluğu sebebiyle red kararı verilmesi gerektiğini, taşınmazın orman vasfı sebebiyle arazi olarak değerlendirilemeyeceğini, kapitalizasyon faiz oranının, objektif değer artış oranının hatalı uygulandığını, faizin hatalı uygulandığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE: Açılan dava TMK 1007. Maddede düzenlenen tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı maddi tazminat davasıdır. Yalova 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/360 Esas, 2010/528 Karar sayılı ilamıyla orman vasfında olduğundan bahisle tapusunun iptal edilerek orman vasfıyla hazine adına tescil edildiği, ilgili kararın 21/12/2011 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır....

        Kamulaştırmasız el atma ve TMK'nın 1007 maddesine dayalı tazminat taleplerinin her ne kadar hukuki sebepleri ayrı ise de TMK'nın 1007 maddesine dayalı tazminat talebi açısından oluşan zararın başka şekilde giderilmemiş olması gerekmektedir. Davacının munzam zarara ilişkin olarak açmış olduğu dava da Üsküdar 2. Asliye hukuk mahkemesinin 2009/88 esas 2010/310 karar sayılı ilamı ile reddedildiğinden ve davacının zararı daha önceden karşılamış olduğundan TMK'nın 1007. Maddesinde belirtilen tazminat koşulları oluşmamıştır. Her ne kadar ilk derece mahkemesince dava konusu taşınmazın sit alanında kaldığı davacı tarafından taşınmazın sit alanında kaldığı bilinerek satın alındığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de taşınmazın satın alındığı 1996 yılında taşınmazın tapu kaydında herhangi bir kısıtlayıcı şerhin bulunmadığı, mahkemece gerekçesinin hatalı olduğu, ancak yukarıda açıklandığı üzere davacının zararı daha önce karşılanmış olduğundan ve TMK'nın 1007....

        UYAP Entegrasyonu