Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu prensiplerden biri tescil, diğeri sicilin aleniliği (güvenirliği) bir başkası ise geçerli bir hukuki sebebin bulunması yani illetten mücerret olmaması nihayet TMK 1007. maddesi uyarınca sicillerin tutulmasından dolayı hazinenin kusursuz sorumluluğu ilkesidir. Tapu Sicil Müdürlüğü, tapu sicillerinin tutulması ve kuruluş mevzuatında öngörülen sair işlevleri bulunan bir kurum olup, TMK 1007. maddesinde öngörülen sicillerin tutulmasından kaynaklanan sebeple sorumlu tutulması gereken bir kurum değildir. Sorumluluğun münhasıran Maliye Hazinesi'ne ait olacağı kuşkusuzdur. (Yargıtay 1. HD 2011/14303 Esas 2012/2614, Yargıtay 1. HD. 2021/5362 Esas 2021/8317 Karar) Yapılan açıklamalara göre eldeki dosya incelendiğinde TMK 1007. maddesine dayalı olarak tazminat talebinde bulunduğu görülmektedir....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi - K A R A R - Dosya kapsamına, iddia ve savunmaya, mahkemece kabul edilen hukukî niteliğe göre uyuşmazlık, aile başkanının sorumluluğundan kaynaklı tazminat davasına ilişkindir, TMK 369. maddesinden kaynaklanmaktadır. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14. maddesi ve Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 20.01.2017 gün ve 2017/1 sayılı kararı uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 3. Hukuk Dairesine ait olup, Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 01/07/2016 kabul tarihli ve 6723 sayılı Kanunun 21. maddesiyle değişik 60/3. maddesi gereğince dosyanın görevli Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine 15/01/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi....

    Öte yandan davacı vekili mahkemesine sunmuş olduğu cevaba cevap dilekçesinde ve istinaf dilekçesinde davalarının TMK 1007 maddesine dayandığını bu itibarla tapu sicilinin hatalı tutulmasından kaynaklı olarak davalının sorumlu olacağını ileri sürmüş ise de öncelikli olarak TMK 1007 maddesinden kaynaklı olarak uğranılan zararın tazmini için açılan davalar Maliye Hazinesine karşı açılması gerekmektedir. Oysaki davacı eldeki T3 karşı yöneltmiştir. Kaldı ki davacı dava dilekçesinde hiç bir şekilde TMK 1007 maddesine ilişkin bir açıklamada bulunmamış diğer bir anlatımla uğradığı iddia ettiği zarara ilişkin olarak TMK 1007 maddesinden kaynaklı hukuki sebebe dayanmamıştır. Bu nedenle de davacının bu yöndeki istinaf sebepleri kabul edilmemiştir....

    Ancak dava TMK 1007. Maddesinden kaynaklanan tazminat davası olduğu halde Mahkemece hukuki nitelemenin kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davası olarak yapıldığı ve bu doğrultuda yargılama yapılarak hüküm tesis edildiği anlaşılmaktadır. Taşınmaz kıyı çizgisinde kaldığından ve taşınmazın tapu kaydına bu konuda şerh konulduğundan tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı bir zararın meydana geldiği ve TMK 1007. maddesi kapsamında Devletin sorumluluğunun bulunduğu açıktır. Tazminat hesap yöntemi itibariyle Kamulaştırma Kanununun 11 vd. maddelerine göre hesaplama yapıldığından Mahkemece hükmedilen tazminat tutarı ve terkin hükmü isabetli ise de hatalı gerekçe ile hüküm tesis edildiğinden gerekçe düzeltilmek suretiyle yeniden hüküm tesisi gerekmiştir.(Yargıtay 5....

    Dosyanın incelenmesinde, davacı taşınmazının kıyı kenar çizgisinde kaldığı iddiasıyla tazminat ve ecrimisil talepli dava açmış, davacı davanın reddini talep etmiş, mahkemece zararın idari eylemden kaynaklı zarar olduğu gerekçesiyle yargı yolu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Mahkemece davacının iddiasına ilişkin deliller toplanmamış, tapu kayıtları, kadastro tutanakları, taşınmazın imar durumu, taşınmazdaki kısıtlamanın dayanak kayıtları getirtilmeden ve kıyı çizgisi içinde kaldığı iddia edilen Uzunçayır baraj gölüne ilişkin planlamaların hangi tarihlere dayandığı tespit edilmeden talebin Türk Medeni Kanunu 1007. maddesinden kaynaklı tazminat davası mı yoksa 2942 sayılı yasadan kaynaklı kamulaştırmasız el atma davası mı olduğu hususu tespit edilip yargı yolu görev hususu bu doğrultuda değerlendirilmeden eksik inceleme ile davanın usulden reddine karar verilmiştir....

    Değerlendirme ve Gerekçe : Dava TMK'nın 1007. maddesinde düzenlenen tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı maddi tazminat istemine ilişkindir. Yalova 1.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2016/328 E. 2016/461 K. sayılı kararının incelenmesinde; davacı Orman Genel Müdürlüğüne izafeten Yalova Orman İşletme Müdürlüğü tarafından iş bu dosyanın davacısı aleyhine tapu iptal ve tescil davası açıldığı, davanın kabulü ile Çiftlikköy İlçesi, Laledere köyü, 147 ada 32 parsel sayılı taşınmazın davacı adına olan tapu kaydının iptal edilerek Hazine adına Orman vasfı ile tapuya kayıt ve tesciline karar verildiği, kararın 10/09/2019 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık konuları; davacıya ait taşınmazın tapu kaydının iptalinden kaynaklı zarardan davalı T4 sorumlu olup olmadığı, tazminat miktarı ve hesaplama yöntemine ilişkindir....

    bir maddi hata olduğunu, 6300.00 m2 den 3159.99 m2 ye düşürüldüğünü, bunun sonucunda mülkiyet hakkında 3140.01 m2 lik azalma meydana geldiğini, zararın hazine tarafından tazmin edilmesi gerektiğini belirterek müvekkilinin uğradığı mülkiyet hakkındaki 3140.01 m2 lik zarardan TMK nın 1007.maddesi uyarınca hazinenin sorumlu olduğunu şimdilik 5000 TL maddi tazminat bedelinin fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi üzerinden hesaplanacak faizi ile müvekkiline ödenmesine yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini istemiştir....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, TMK 1007.maddesine dayalı olarak açılan tazminat davasıdır. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup karar davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davalı vekilinin, davacı tarafın zararının bulunmadığına ve tazminat isteme hakkı olmadığına ilişkin istinaf sebebinin incelenmesinde: 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun “Sorumluluk” kenar başlığını taşıyan 1007. maddesi; “Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur. Devlet, zararın doğmasında kusuru bulunan görevlilere rücu eder. Devletin sorumluluğuna ilişkin davalar, tapu sicilinin bulunduğu yer mahkemesinde görülür.” hükmünü içermektedir. Burada Devlete yüklenen sorumluluk kusursuz sorumluluktur....

    yeni 158 Ada 3 Parsel)in mükerrer kısmının terkininin,iptalinin sağlanması gerektiğini dolayısıyla zaten iptal edilmeyecek olan 158 Ada 2 Parselin bedelinin istenmesinin yanlış olduğunu, henüz karara bağlanmamış ve iptal edilmemiş bir taşınmazdan kaynaklı Medeni Kanunun 1007.maddesine dayanarak istenmesinin de hukuka aykırı olduğunu belirterek, ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir....

    Çünkü, bahsedilen olgular TMK m. 1007 bağlamında devletin kusursuz sorumluluğunu gerektirecek nitelikteki tapu sicilinin tutulması kaynaklı olgular değildir. İddia edilen temlik işlemlerinde ki usulsüzlükler ya da milletlerarası özel hukuk kaynaklı karşılıklılık prensibinin dava konusuyla doğrudan veya dolaylı olarak ilişkisi bulunmamaktadır. Bu nedenle, iddia edilen bu hususların devletin tapu sicilinin düzgün tutulmaması sebebine dayalı sorumluluk gerektiren bir yanı olmadığından davanın reddine karar verilmesinde hata yapılmamıştır. II. Manevi tazminata ilişkin istinaf incelemesi sonucunda; Davacı, ıslah dilekçesinde manevi tazminat da talep etmiştir. TBK m. 58/1 gereğince kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören kimse manevi tazminat isteyebilir. Yine, TBK m. 56/1'de bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda zarar görenin manevi tazminat talep edebileceği düzenlenmiştir....

    UYAP Entegrasyonu