İşte bu nedenle Devlet, nüfus sicilleri gibi tapu sicillerinin de tutulmasını üstlenmiş, bunların aleniliğini (herkese açık olmasını) sağlamış, iyi ve doğru tutulmamasından doğan sorumluluğu kabul etmiş, değinilen tüm bu sebeplerin doğal sonucu olarak da tapuya itimat edip, taşınmaz mal edinen kişinin iyi niyetini korumak zorunluluğunu duymuştur. Belirtilen ilke TMK'nin 1023. maddesinde aynen "tapu kütüğündeki sicile iyi niyetle dayanarak mülkiyet veya başka bir ayni hak kazanan 3 ncü kişinin bu kazanımı korunur" şeklinde yer almış, aynı ilke tamamlayıcı madde niteliğindeki 1024.maddenin 1. fıkrasına göre "Bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise bunu bilen veya bilmesi gereken 3 ncü kişi bu tescile dayanamaz" biçiminde öngörülmüştür....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali ve tescil, ipoteğin fekki-tazminat davası sonunda yerel mahkemece asıl ve birleşen davalarda tapu iptal ve tescil isteminin reddine, bir kısım davalılar yönünden husumet nedeniyle davanın reddine, tazminat istemine ilişkin olarak davalı ... hakkında açılan davada yargı yolu bakımından mahkemenin görevsizliğine ilişkin olarak verilen karar davacılar ve davalı... vd. vekilleri tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü. -KARAR- Asıl ve birleşen davalar, yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil, ipoteğin fekki; olmadığı takdirde tazminat isteklerine ilişkindir. Mahkemece, davalı .......
Davacı vekili 10/07/2015 tarihli ıslah dilekçesi ile talep ettikleri tazminat miktarını 456792,92 TL'ye artırmış, dava tarihinden işleyecek yasal faiz ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece; davanın kısmen kabulüne, dava konusu taşınmazın tapu kaydı iptal edilen yönü itibari ile bu kararın kesinleşme tarihi olan 07/04/2008 tarihi itibariyle değeri olan 182.705,17 TL'nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline davacı tarafa ödenmesine karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir. Dava, TMK’nın 1007. maddesine dayalı olarak açılan tazminat istemine ilişkindir....
Tapu kaydının iptaline ilişkin mahkeme kararı 11/09/2018 tarihinde dava zamanaşımı süresi dolmadan 04/10/2018 tarihinde açılmıştır. Ayrıca davalı davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını öne sürmüşse de; 5. Hukuk Dairesinin de kabulünde olduğu üzere bu türden davaların belirsiz alacak davası olarak açılması mümkündür. Davalı taraf kararı vekalet ücreti yönünden de istinaf etmiştir. Yargıtay 20. HD'sinin 2016/12913 E 2017/3325 K sayılı kararında da değinildiği üzere devletin kusursuz sorumluluğundan kaynaklı bu türden davalarda nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinden karar bu yönüyle doğrudur. Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması sebebiyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından Devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır....
E)DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE: Dava, Tazminat (Tapu Sicillerinin Tutulması Kaynaklı Rücuen) istemine ilişkindir. İnceleme 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve re'sen kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacı, 01/03/2018 tarihli dava dilekçesi ile ,Diyarbakır ili,Silvan ilçesi,Alibey Köyü 258 parselde kayıtlı 92.250m2 taşınmazı 21/06/2002'de satın aldığı taşınmazda yapılan yüzölçümü düzeltme işlemi yapıldığını ve taşınmazın 13/11/2012 tarihinde 82.250m2 olarak tapuya tescil edildiğini,taşınmazın yüzölçümünün 10.000m2 azaldığını ileri sürerek, ıslahen 13.588,27 TL'nin 13/11/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; davalı davanın reddini savunmuştur....
Tapu işlemleri, kadastro tespiti işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğundan, tapu kütüğünün oluşumu aşamalarında kadastro işlemleri ile tapu işlemlerinin bir bütün oluşturduğu kuşkusuzdur. TMK’nın 1007 nci maddesinde kabul edilen sorumluluğun doğabilmesinin ilk şartı, Tapu Sicil Tüzüğünün 7 nci maddesinde sayılan ana ve yardımcı sicillerin Devlet tarafından tutulması için gerekli bir eylem veya işlemin bulunmasıdır. Bildirim yükümlülükleri, sicilin tutulmasına ilişkin araçların korunması, saklanması, kayıtların yazımından önce gerekli araştırmaların yapılması, siciller ile ilgili örneklerin ilgilisine verilmesi, sicildeki bilgilerin eksik ya da yanlış çıkartılması gibi hususlar da tapu sicilinin tutulması kavramı içine girmektedir. Devletin sorumluluğundan söz edebilmek için bu kayıtların tutulması sırasında bir hatanın mevcut olması veya gerçeğe aykırı bir sicilin tutulmuş olması gerekir....
Tekin Sk Kayseri Defterdarlığı Muhakemat Müdürlüğü Kat 8 KAYSERİ DAVA KONUSU :Tazminat (Tapu Sicillerinin Tutulması Kaynaklı Rücuen) KARAR TARİHİ :11/02/2021 KARARIN YAZILDIĞI TARİH :15/02/2021 Taraflar arasında görülen dava sonucu ilk derece mahkemesince verilen hükme yönelik süresi içinde istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine gönderilen dosyanın yapılan incelemesi sonucunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; Dava konusu Kayseri ili, İncesu ilçesi, Hamurcu mahallesi Üçtepe mevkii 244 ada 469 parselde kayıtlı taşınmazın 2004 yılındaki kadastro sırasında tarla niteliği ile Mustafa Ekinci adına tespit ve tescil edildiğini daha sonra satış yoluyla müvekkiline geçtiğini, hazine tarafından İncesu Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/539 Esas sayılı dosyası ile müvekkilinin maliki olduğu taşınmaza ilişkin devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yer iddiasına dayalı Tapu İptal ve tescil davaçı açıldığını, 2015/443 Karar sayılı...
Değerlendirme ve Gerekçe : Dava TMK'nın 1007. maddesinde düzenlenen tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı maddi tazminat istemine ilişkindir. Yalova 3.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2016/155 E. 2018/106 K. sayılı kararının incelenmesinde; davacı Orman Genel Müdürlüğüne izafeten Yalova Orman İşletme Müdürlüğü tarafından iş bu dosyanın davacıları aleyhine tapu iptal ve tescil davası açıldığı, davanın kabulü ile Çiftlikköy İlçesi, Laledere köyü, 147 ada 53 parsel sayılı taşınmazın davacı adına olan tapu kaydının iptal edilerek Hazine adına Orman vasfı ile tapuya kayıt ve tesciline karar verildiği, kararın 22/11/2018 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık konuları; davacıya ait taşınmazın tapu kaydının iptalinden kaynaklı zarardan davalı T7'nin sorumlu olup olmadığı, tazminat miktarı ve hesaplama yöntemine ilişkindir....
Değerlendirme ve Gerekçe : Dava TMK'nın 1007. maddesinde düzenlenen tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı maddi tazminat istemine ilişkindir. Yalova 1.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2019/154 E. 2020/166 K. sayılı kararının incelenmesinde; davacı Orman Genel Müdürlüğüne izafeten Yalova Orman İşletme Müdürlüğü tarafından iş bu dosyanın davacıları aleyhine tapu iptal ve tescil davası açıldığı, davanın kabulü ile Merkez İlçesi, Kurtköy köyü, 145 ada 21 parsel sayılı taşınmazın 1.034,30 m2'lik kısmının davacı adına olan tapu kaydının iptal edilerek Hazine adına Orman vasfı ile tapuya kayıt ve tesciline karar verildiği, kararın 11/09/2020 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık konuları; davacıya ait taşınmazın tapu kaydının iptalinden kaynaklı zarardan davalı T6'nin sorumlu olup olmadığı, tazminat miktarı ve hesaplama yöntemine ilişkindir....
-KARAR- Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı taktirde tenkis isteğine ilişkin olup, mahkemece, hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda işlem yapılarak, çekişme konusu taşınmazların davalılara temlikinin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu belirlenmek suretiyle istekte gözetilerek davanın kabul edilmiş olması kural olarak doğrudur. Ancak, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 28.maddesi hükmü uyarınca gerçek kişilerin ölümü ile hukuki ehliyetleri son bulur. Buna bağlı olarak ölü kişi adına tescil kararı verilmesi doğru olmadığı gibi tapu sicillerinin tutulması prensiplerine de aykırılık teşkil eder. O halde, miras bırakan ...'ya ait veraset ilamına göre murisin tüm mirasçıları adına payları oranında iptal ve tescile karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir....