Hemen belirtilmelidir ki, tapu sicillerinin tutulması bir takım prensiplere bağlı olup; bunlardan ilki tescil, ikincisi sicilin güvenilirliği ( aleniliği ), diğeri Hazine'nin kusursuz sorumluluğu, sonuncusu ise; geçerli bir hukuki sebebin bulunması, bir başka ifadeyle, illetten mücerret olmamasıdır. Oluşan bir sicil kaydının korunabilmesi bakımından, illetini teşkil eden geçerli bir sebebin olması zorunludur. Mahkemece, dava konusu taşınmazların dava dışı ... ile davalı ... adına gerçekleşen intikaller sonucu yapılan tescilin yolsuz olduğu yönündeki kabulü doğrudur. Ancak davalı ..., çekişme konusu taşınmazları dava dışı Sabri’den satın almış olup iyiniyetli olması halinde ediniminin korunacağı kuşkusuzdur....
Değerlendirme ve Gerekçe Dava; tapu kaydının mahkeme kararıyla iptal edilmesi sonrası uğranılan zararın TMK m.1007 gereğince tazminine ilişkindir. Devlet ormanlarının mülkiyeti T3'ne ait olduğundan ve TMK'nun 1007 maddeden doğan zararlardan Devletin sorumlu olduğu belirtildiğinden davalı tarafın husumete yönelik itirazı yersizdir. Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması sebebiyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından Devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı, zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse, aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 22/09/2021 NUMARASI : 2020/98 E-2021/468 K DAVA KONUSU : Tazminat (Tapu Sicillerinin Tutulması Kaynaklı Rücuen) KARAR : Fethiye 2....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 01/12/2021 NUMARASI : 2018/763 2021/546 DAVA KONUSU : Tazminat (Tapu Sicillerinin Tutulması Kaynaklı Rücuen) KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle: Davaya konu Beykoz ilçesi, Cumhuriyet Mahallesi, 24 ada 1 parseldeki 6908 m² lik arsanın 6453 m² lik kısmının 14/02/1994 tarihinde müvekkilleri tarafından satın alındığı, sonradan bu yerin ada ve parsel numarasının değişerek 174 ada 1 parsel olduğu, ancak parsel miktarının 5630,86 m² olarak azaldığı, davacıların arazilerinin de 5259,17 m² ye düştüğü, 1193,83 m² nin ise orman kadastrosunun kesinleşmesi sonucu tapularından ayrıldığı gerekçesiyle, öncelikle ormana giden 1193,83 m² lik kısmın davacılar adına tekrar tesciline, bu mümkün olmadığı takdirde TMK' nun 1007. maddesi gereğince rayiç bedelinin tazminine, terkin edilen 1193,83 m² nin rayiç bedelin hesaplanarak tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı hata sebebiyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak...
İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davalı Maliye Hazinesi vekili; davacının tapu kaydının yolsuz tescile dayanmakta olduğundan iptal edildiğini, davacı yanın tazminat isteme hakkının bulunmadığını, nizalı 929 parsel daha önce Genel Arazi Kadastrosunda gerçek kişiler adına tescil edilmişken daha sonra Orman olarak tescil edilmesine karar verilmişse de davacıların bu durum karşısında bir zararlarının olmadığını, bilirkişi raporlarının hüküm kurmaya elverişli olmadığını, raporların yeterli incelemeyi içermediği gibi Yargıtay denetimine elverişli olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, TMK'nın 1007. Maddesine dayalı tapu sicillerinin tutulamasından kaynaklı tazminat istemine ilişkindir....
Mahkemece; davacının davasının kısmen kabulü ile 56.225,00 TL tazminat bedelinin dava tarihinden/itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı tapu müdürlüğüne izafeten Hazine tarafından temyiz edilmiştir. Dava, TMK’nın 1007. maddesine dayalı olarak açılan tazminat istemine ilişkindir. 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi, tapu sicilinin aleniliği ve tapu siciline güven ilkelerinin yansımasının sonucu olarak, mülkiyet hakkı ya da başkaca bir aynî hak edinen kişinin, bu sicilin tutulması nedeniyle uğradığı zararın tazminine ilişkin olup, buna göre "Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur”....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/903 KARAR NO : 2022/2442 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : MAHKEMESİ TARİHİ : 09/07/2021 NUMARASI : 2018/304 2021/330 DAVA KONUSU : Tazminat (Tapu Sicillerinin Tutulması Kaynaklı Rücuen) KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;davacının Dikbucaklı Mah....
Kapsamında devletin bu tür davalarda sorumluluğu için ortada tapu sicillerinin tutulmasından ötürü bir zararın olması, zararla tapu sicilinin tutulması arasında bir nedensellik bağının bulunması ve zararın tapu sicilinin hukuka aykırı biçimde tutulmasından doğması gerektiğini, tapu sicilinin tutulmasında hukuka aykırılık yoksa zaten Devletin sorumluluğu söz konusu olmaması gerektiğini, aynı maddenin ikinci fıkrası "Devlet, zararın doğmasında kusuru bulunan görevlilere rücu eder."...
Tapu Sicil Müdürlüğü, tapu sicillerinin tutulması ve kuruluş mevzuatında öngörülen sair işlevleri bulunan bir kurum olup, TMK 1007. maddesinde öngörülen sicillerin tutulmasından kaynaklanan sebeple sorumlu tutulması gereken bir kurum değildir. Sorumluluğun münhasıran Maliye Hazinesi'ne ait olacağı kuşkusuzdur. (Yargıtay 1. HD 2011/14303 Esas 2012/2614, Yargıtay 1. HD. 2021/5362 Esas 2021/8317 Karar) Yapılan açıklamalara göre eldeki dosya incelendiğinde TMK 1007. maddesine dayalı olarak tazminat talebinde bulunduğu görülmektedir. O halde davanın maliye hazinesi karşı açılması gerekirken pasif husumet ehliyeti bulunmayan davalı idareye karşı açıldığı, bu hususun ise HMK 114/1-d maddesi gereği dava şartı olduğu anlaşılmakla, davanın bu nedenle usulden reddi gerekmiştir. Burada HMK'nın 124. maddesinin de değerlendirilmesinde yarar vardır....
Tapu Sicil Müdürlüğü, tapu sicillerinin tutulması ve kuruluş mevzuatında öngörülen sair işlevleri bulunan bir kurum olup, TMK 1007. maddesinde öngörülen sicillerin tutulmasından kaynaklanan sebeple sorumlu tutulması gereken bir kurum değildir. Sorumluluğun münhasıran Maliye Hazinesi'ne ait olacağı kuşkusuzdur. (Yargıtay 1. HD 2011/14303 Esas 2012/2614, Yargıtay 1. HD. 2021/5362 Esas 2021/8317 Karar) Yapılan açıklamalara göre eldeki dosya incelendiğinde TMK 1007. maddesine dayalı olarak tazminat talebinde bulunduğu görülmektedir. O halde davanın maliye hazinesi karşı açılması gerekirken pasif husumet ehliyeti bulunmayan davalı idareye karşı açıldığı, bu hususun ise HMK 114/1- d maddesi gereği dava şartı olduğu anlaşılmakla, davanın bu nedenle usulden reddi gerekmiştir. Burada HMK'nın 124. maddesinin de değerlendirilmesinde yarar vardır....