ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 22/11/2016 NUMARASI : 2015/472 2016/386 DAVA KONUSU : Tazminat (Tapu Sicillerinin Tutulması Kaynaklı Rücuen) KARAR : İstinaf incelemesi sonucu dairemizce davanın esasına ilişkin karar verilen karar Yargıtay 5.Hukuk Dairsince bozulmakla yeniden yapılan yargılama neticesinde, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili adına kayıtlı Kocaeli İli, Başiskele İlçesi, Yeniköy Mevkiinde bulunan 446 parsel nolu taşınmazın 1207,78 m2’lik kısmının kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığı gerekçisiyle Kocaeli 1....
vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve diğerleri aleyhine 04/07/2008 gününde verilen dilekçe ile 2330 sayılı Kanundan kaynaklanan rücuen tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 21/12/2010 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı asıl ... tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı ...'ın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2- Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince;Dava, 2330 sayılı Kanun'a dayalı rücuen tazminat istemine ilişkindir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 10/12/2019 NUMARASI : 2014/223 ESAS, 2019/854 KARAR DAVA KONUSU : Tazminat (Tapu Sicillerinin Tutulması Kaynaklı Rücuen) KARAR : Erdemli 2....
İSTİNAF TALEBİ VE SEBEPLERİ: Davacı vekili 22/03/2021 tarihli istinaf başvuru dilekçesi ile; dava harici işçiye ödenen 33.778,01 TL yerine Yargıtayca bozulmasından sonraki İş Mahkemesinin kararının ve böylece değişen koşulların dikkate alınarak bilirkişi tarafından yapılan alacak hesabının hukuka aykırı olduğunu,taraflar arasındaki ihale sözleşmesi ve genel şartname hükümleri uyarınca davalının yapılan ödemenin tamamından sorumlu tutulması gerektiğini, alt işverenlerin işçiyi çalıştırdıkları dönemle sorumlu olmalarının birbirlerine karşı ileri sürebilecekleri bir hususu olduğunu belirterek, ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın tamamen kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:HMK'nun 355. Maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; Dava, hizmet alım sözleşmesinden kaynaklı rücuen tazminat istemlidir....
Kapsamında devletin bu tür davalarda sorumluluğu için ortada tapu sicillerinin tutulmasından ötürü bir zararın olması, zararla tapu sicilinin tutulması arasında bir nedensellik bağının bulunması ve zararın tapu sicilinin hukuka aykırı biçimde tutulmasından doğması gerektiğini, tapu sicilinin tutulmasında hukuka aykırılık yoksa zaten Devletin sorumluluğu söz konusu olmaması gerektiğini, aynı maddenin ikinci fıkrası "Devlet, zararın doğmasında kusuru bulunan görevlilere rücu eder."...
Tapu Sicil Müdürlüğü, tapu sicillerinin tutulması ve kuruluş mevzuatında öngörülen sair işlevleri bulunan bir kurum olup, TMK 1007. maddesinde öngörülen sicillerin tutulmasından kaynaklanan sebeple sorumlu tutulması gereken bir kurum değildir. Sorumluluğun münhasıran Maliye Hazinesi'ne ait olacağı kuşkusuzdur. (Yargıtay 1. HD 2011/14303 Esas 2012/2614, Yargıtay 1. HD. 2021/5362 Esas 2021/8317 Karar) Yapılan açıklamalara göre eldeki dosya incelendiğinde TMK 1007. maddesine dayalı olarak tazminat talebinde bulunduğu görülmektedir. O halde davanın maliye hazinesi karşı açılması gerekirken pasif husumet ehliyeti bulunmayan davalı idareye karşı açıldığı, bu hususun ise HMK 114/1-d maddesi gereği dava şartı olduğu anlaşılmakla, davanın bu nedenle usulden reddi gerekmiştir. Burada HMK'nın 124. maddesinin de değerlendirilmesinde yarar vardır....
Tapu Sicil Müdürlüğü, tapu sicillerinin tutulması ve kuruluş mevzuatında öngörülen sair işlevleri bulunan bir kurum olup, TMK 1007. maddesinde öngörülen sicillerin tutulmasından kaynaklanan sebeple sorumlu tutulması gereken bir kurum değildir. Sorumluluğun münhasıran Maliye Hazinesi'ne ait olacağı kuşkusuzdur. (Yargıtay 1. HD 2011/14303 Esas 2012/2614, Yargıtay 1. HD. 2021/5362 Esas 2021/8317 Karar) Yapılan açıklamalara göre eldeki dosya incelendiğinde TMK 1007. maddesine dayalı olarak tazminat talebinde bulunduğu görülmektedir. O halde davanın maliye hazinesi karşı açılması gerekirken pasif husumet ehliyeti bulunmayan davalı idareye karşı açıldığı, bu hususun ise HMK 114/1- d maddesi gereği dava şartı olduğu anlaşılmakla, davanın bu nedenle usulden reddi gerekmiştir. Burada HMK'nın 124. maddesinin de değerlendirilmesinde yarar vardır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 15/01/2015 gününde verilen dilekçe ile rücuen tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın usulden reddine dair verilen 07/12/2018 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2-Davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesinde; dava, 2330 sayılı yasa uyarınca rücuen tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Dava, rücuen tazminat istemine ilişkindir. Rücu davasında sorumlular arasında teselsül hükümleri değil kusur oranında sorumluluk geçerlidir. Olaydan sorumlu olanların kusurları ayrı ayrı belirlenip varsa kusur oranlarına göre sorumluluklarına hükmedilmesi gerekir. Buna göre açıklanan ilke gözönünde tutularak Adli Tıp Kurumu Genel Kurulundan alınan 03/12/2015 tarihli raporla belirlenen vefat eden erin ilk muayenesini geciktiren ve Toraks BT çektirilmemesinden sorumlu olan kişiler ile “sağlam” raporu veren Dr. M. Ali Yaman'ın birlikte 2/8 oranında kusurlu olduğu yönündeki görüş dikkate alınarak, davalının oluşan zarara katkısı ve kusur oranı itibariyle tazminatla sorumlu tutulması gerekirken bu yön gözetilmeyerek 2/8 oranındaki kusurun tamamından davalının sorumlu tutulması nedeniyle eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir....
Tapu sicillerinin güvenilir ve doğru tutulmasında Devlet sorumlu olduğundan kayıt malikinin davayı kabul etmesinin de önemi yoktur. O yüzden mahkemece 11962 ve 11426 parsellere ilişkin davanın reddi yerine bu istemin de hüküm altına alınması doğru olmamış bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda 1. bentte yazılı nedenlerle davalının temyiz itirazlarının reddine, 2. bent gereğince hükmün BOZULMASINA, 01.10.2007 gününde oybirliği ile karar verildi....