HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/40 KARAR NO : 2021/1391 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : MAHKEME TARİHİ : 06/07/2020 NUMARASI : 2018/275 2020/275 DAVA KONUSU : Tazminat (Tapu Sicillerinin Tutulması Kaynaklı Rücuen) KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul ili Tuzla ilçesi Aydınlı Mah....
Tekin Sk Kayseri Defterdarlığı Muhakemat Müdürlüğü Kat 8 KAYSERİ DAVA KONUSU :Tazminat (Tapu Sicillerinin Tutulması Kaynaklı Rücuen) KARAR TARİHİ :11/03/2021 KARARIN YAZILDIĞI TARİH :11/03/2021 Davalı Hazine tarafından yapılan başvuru, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353. maddesi uyarınca incelendi: GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İDDİA: Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; dava konusu Kayseri ili, İncesu ilçesi, Hamurcu mahallesi, Yapal Mevki 161 ada 343 parselde kayıtlı taşınmazın 2004 yılındaki kadastro sırasında tarla niteliği ile tespit ve tescil edildiğini, daha taşınmazın 28/08/2013 tarihinde satış yoluyla müvekkiline geçtiğini, Hazine tarafından İncesu Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/676 Esas sayılı dosyası ile açılan tapu iptal ve tescil davasının kabul edilerek 2015/258 karar sayılı ilam ile taşınmazın tapu kaydının iptali ile Hazine adına tesciline karar verildiğini, Anayasa ve AİHS ile korunan mülkiyet hakkının ihlal edildiğini, 4721 sayılı TMK nın 705/2 maddesi uyarınca tapu...
Çünkü, bahsedilen olgular TMK m. 1007 bağlamında devletin kusursuz sorumluluğunu gerektirecek nitelikteki tapu sicilinin tutulması kaynaklı olgular değildir. İddia edilen temlik işlemlerinde ki usulsüzlükler ya da milletlerarası özel hukuk kaynaklı karşılıklılık prensibinin dava konusuyla doğrudan veya dolaylı olarak ilişkisi bulunmamaktadır. Bu nedenle, iddia edilen bu hususların devletin tapu sicilinin düzgün tutulmaması sebebine dayalı sorumluluk gerektiren bir yanı olmadığından davanın reddine karar verilmesinde hata yapılmamıştır. II. Manevi tazminata ilişkin istinaf incelemesi sonucunda; Davacı, ıslah dilekçesinde manevi tazminat da talep etmiştir. TBK m. 58/1 gereğince kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören kimse manevi tazminat isteyebilir. Yine, TBK m. 56/1'de bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda zarar görenin manevi tazminat talep edebileceği düzenlenmiştir....
Bu durumda dosya içeriğine, temyizin kapsamına, uyuşmazlığın tapu sicillerinin tutulmasından kaynaklanan (TMK 1007) tazminat istemine ilişkin bulunmasına göre, temyiz inceleme görevi Yargıtay Kanununun 14.maddesi ve Başkanlar Kurulu kararı uyarınca Yargıtay 20. Hukuk Dairesi'ne aittir. Yukarıdaki yasal düzenleme de dikkate alındığında, dosyanın görevli Dairesi belirlenmek üzere Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 24.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Bu durumda dosya içeriğine, temyizin kapsamına, uyuşmazlığın tapu sicillerinin tutulmasından kaynaklanan (TMK 1007) tazminat istemine ilişkin bulunmasına göre, temyiz inceleme görevi Yargıtay Kanununun 14.maddesi ve Başkanlar Kurulu kararı uyarınca Yargıtay 20. Hukuk Dairesi'ne aittir. Yukarıdaki yasal düzenleme de dikkate alındığında, dosyanın görevli Dairesi belirlenmek üzere Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 24.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Bu durumda dosya içeriğine, temyizin kapsamına, uyuşmazlığın tapu sicillerinin tutulmasından kaynaklanan (TMK 1007) tazminat istemine ilişkin bulunmasına göre, temyiz inceleme görevi Yargıtay Kanununun 14.maddesi ve Başkanlar Kurulu kararı uyarınca Yargıtay 20. Hukuk Dairesi'ne aittir. Yukarıdaki yasal düzenleme de dikkate alındığında, dosyanın görevli Dairesi belirlenmek üzere Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 24.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Hemen belirtmek gerekir ki, Anayasa’nın 40. maddesinin 3.fıkrasında “Kişinin resmi görevliler tarafından vaki haksız işlemler sonucu uğradığı zarar da kanuna göre Devletçe tazmin edilir.” hükmü öngörülmüş; 129. maddenin 5. fıkrasında ise; “Memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken işledikleri kusurlardan doğan tazminat davalarının ancak idare aleyhine açılabileceği” açıklanmıştır. TMK’nun 1007. maddesi bu bağlamda yorumlandığında, tapu sicillerinin tutulmasından ve bundan doğan zararlardan devletin sorumlu olacağı ilkesinin benimsendiği anlaşılmaktadır. Yasanın bu açık hükmünün kaynak olduğu devletin sorumluluğu tapu sicilinin tutulması sırasında, sicil memurunun hukuka aykırı işlemi ile sonuç arasında nedensellik bağının varlığı gerekli ise de eylem yada işlemin kusura dayanması gerekmez....
DAVA KONUSU : Tazminat (Tapu Sicillerinin Tutulması Kaynaklı Rücuen) KARAR : Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesinin kararına karşı davalı Maliye Hazinesi vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize tevzi edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği düşünüldü: İDDİA: Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı Hatice Nil'in, Manisa ili Salihli ilçesi, Bektaşlar Mahallesi 136 ada 10 parsel sayılı taşınmazı 2011 yılında satın aldığında, tapu kayıtlarında taşınmazın yüzölçümünün 30800 m2 olarak kayıtlı olduğunu, yapılan ölçümde tersimat hatası olduğu için yüzölçümünün tapuya fazla yazıldığının anlaşıldığını, bu nedenle de Salihli 2....
Ancak, tapu sicillerinin tutulması kamu düzeni ile ilgili olup, taşınmazın dere yatağı niteliğinde bulunması sebebiyle 3402 Sayılı Kadastro Yasasının 16/c maddesi kapsamındadır. Bu nitelikteki yerler hakkında özel mülkiyete konu olacak şekilde sicil oluşturulmasına olanak yoktur. O halde, taşınmazların sicil kaydının iptali ile kadastro harici bırakılmasına karar verilmesi gerekirken, Hazine adına tescil kararı verilmesi doğru değildir. Ne varki, anılan husus yargılamanın yenilenmesini gerektirmediğinden, yerel mahkeme kararının hüküm fıkrasının 2.bendindeki; dava konusu taşınmazların "... adına tapuya kayıt ve tesciline" sözcüklerinin hüküm fıkrasından çıkartılmasına, yerine "3402 Sayılı 16/c maddesi hükmü uyarınca kadastro harici bırakılmalarına" sözcüklerinin yazılmasına, hükmün bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13. maddesinin j. Bendi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına, 17.2.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Hemen belirtilmelidir ki; tapu sicillerinin tutulması bir takım prensiplere bağlı olup; bunlardan ilki tescil, ikincisi sicilin güvenilirliği(aleniliği), diğeri Hazine'nin kusursuz sorumluluğu, sonuncusu ise; geçerli bir hukuki sebebin bulunması, bir başka ifadeyle, illetten mücerret olmamasıdır. Oluşan bir sicil kaydının korunabilmesi bakımından, illetini teşkil eden geçerli bir sebebin olması zorunludur. Somut olayda, davalı adına oluşan sicil kaydının hukuki mesnedi, ihale olup; bu da iptal edilmiştir. O halde, ihalenin iptali ile sicilin hukuki dayanaktan yoksun kalacağı ve TMK'nun 1025. maddesi hükmü uyarınca yolsuz tescil durumuna düşeceği aşikârdır....