Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2013/229 E. - 2016/48 K.sayılı dosyasında Bodrum Belediyesi ve Maliye Hazinesi adına kayıtlı taşınmazların murisin zilyetinde olduğu iddiasına dayanarak açılan tapu kaydının iptali ve tescil davasının Kadastro Kanunu'nun 12. maddesi gereğince 10 yıllık süre geçtiğinden bahisle 04/02/2016 tarihinde davanın reddine karar verildiği, ancak bu davanın derdest olduğu, kaldı ki davacının dava konusu taşınmazda tapu ile malik olmadığı, zilyetliğe dayalı olarak dava açtığı da gözetildiğinde davanın esastan reddi yerine, davanın zamanaşımı nedeni ile reddine karar verilmesi sonucu itibarıyla doğru olduğu gibi, ... hakkında açılan dava bakımından ise tapu sicillerinin hatalı tutulmasından kaynaklı davada Belediyenin taraf sıfatı olmadığından husumetten red kararı verilmesine ilişkin ilk derece mahkemesince verilen karara karşı yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2014/397 E. 2015/204 Karar sayılı kararının incelenmesinde; davacı Maliye Hazinesi tarafından iş bu dosyanın davalısı aleyhine tapu iptal ve tescil davası açıldığı, davanın kabulü ile Karacabey İlçesi, Boğazköy mah. 887 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının bir kısmının iptali ile tescil harici bırakılmasına kararın 22/02/2016 tarihinde kesinleşmiş olduğu anlaşılmıştır. Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması sebebiyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından Devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı, zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse, aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 26/10/2021 NUMARASI : 2018/501 ESAS - 2021/190 KARAR DAVA KONUSU : Tazminat (Tapu Sicillerinin Tutulması Kaynaklı Rücuen) KARAR : Mudanya 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda numarası yazılı dava dosyasının istinaf incelemesi sonucunda; G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü Tarafların İddia Ve Savunmalarının Özeti Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin murisine ait Bursa ili, Mudanya ilçesi, Camiatik mahallesi 1154 ada 4 parsel sayılı 260,48m2 yüzölçümlü arsa vasfındaki taşınmazın tapu kaydı kıyı kenar çizgisi içerisinde kalması sebebi ile iptal edilerek hazine adına kayıt ve tescil edildiğini, taşınmazın kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığından bahisle Mudanya Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/135 esas 2007/188 karar sayılı dosyası ile tapu iptali ve müdahalenin men'i dava açıldığını, söz konusu tapu iptal kararının Yargıtay 1....
DAVA KONUSU : Tazminat (Tapu Sicillerinin Tutulması Kaynaklı Rücuen) KARAR : DAVA DİLEKÇESİNİN ÖZETİ : Davacılar vekili dava dilekçesi ile; müvekkillerinin kök murisi Kemal Furtun'un Trabzon İli Sürmene İlçesi Çavuşlu Mh. 796 ada 53- 54- 58- 59- 60- 61- 62- 63 ve 64 sayılı parsellere müşterek malik iken, Sürmene Kadastro Mahkemesi'nin 25/06/1996 gün ve 1995/14 E ve 1996/30 K sayılı kararı ile taşınmazların orman niteliğine sahip olduklarından bahisle tapu kayıtlarının ayrı ayrı iptal edildiğini, kararın Yargıtay incelemesinden geçerek 09/11/2000 tarihinde kesinleştiğini, bu durumun TMK'nun 1007. maddesi gereğince devletin sorumluluğunu doğurduğunu belirtip fazlaya ilişkin haklarını da saklı tutmak sureti ile toplam 10.000,00 TL maddi tazminatın, yasal faizi ile birlikte davalı idareden alınarak davacılara ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Devletin sorumluğuna ilişkin davalar tapu sicilinin bulunduğu yerin mahkemesinde görülür denildiğini, yapılan tapu sicili işleminin hukuka aykırılığının tayininde sadece Medeni Kanunun tapu siciline ilişkin hükümleri ve tapu sicil nizamnamesi hükümleri değil 3402 sayılı kadastro kanununun ve 2644 sayılı tapu kanununun tapu sicilinin tutulmasıyla ilgili hükümleri ve Yargıtay 4....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 01/06/2021 NUMARASI : 2019/452 ESAS - 2021/176 KARAR DAVA KONUSU : Tazminat (Tapu Sicillerinin Tutulması Kaynaklı Rücuen) KARAR : DAVA DİLEKÇESİNİN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkilinin Samsun İli Atakum İlçesi Alanlı Köyü 1066 (yeni 2827) parsel sayılı taşınmaza malik iken, Samsun 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 22/05/2014 gün ve 2012/699 E ve 2014/122 K sayılı kararı ile taşınmazın bir kısmının tapu kaydının iptal edilerek orman vasfı ile hazine adına tapuya tesciline karar verildiğini, kararın 11/07/2014 tarihinde kesinleştiğini, bu durumun TMK'nun 1007. maddesi gereğince devletin sorumluluğunu doğurduğunu belirtip fazlaya ilişkin haklarını da saklı tutmak sureti ile 1.000,00 TL maddi tazminatın, tapu kaydının iptaline ilişkin mahkeme kararının kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/2596 KARAR NO : 2022/2585 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : MAHKEMESİ TARİHİ : 26/04/2022 NUMARASI : 2019/800 2022/321 DAVA KONUSU : Tazminat (Tapu Sicillerinin Tutulması Kaynaklı Rücuen) KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili T1 02.09.1991 tarihinde İstanbul İli, Çatalca İlçesi, Subaşı Mahallesi 304 parsel numaralı, 2.106 m² yüzölçümlü tarla vasıflı gayrimenkulü satın aldığını, taşınmazın kayıt bilgilerinin 2012 senesinde yapılan kadastro yenileme çalışmaları sonrasında 304 numaralı parselden 104 ada 30 parsel olarak değiştirildiğini öğrendiklerini, taşınmazı müvekkilinin 02.09.1991 tarihinde satın aldığında yüz ölçümünün tapu senedinde 2.106 m² olarak görünmekte olduğunu, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü'nün 05.11.2012 tarihli Uygulama Tutanağı'nda önceden 304 parsel ve 2.106 m² yüzölçümü ile kayıtlı bulunan dava konusu...
Dosya kapsamından, dava konusu taşınmazların bulunduğu yörede arazi kadastro çalışmalarının yapılarak 27.12.1995 ila 25.01.1996 tarihleri arasında ilana çıkartılıp kesinleştiği, böylelikle tapu sicillerinin oluştuğu anlaşılmaktadır. 3402 Sayılı Yasanın 26. maddesinde kadastro mahkemesinin yetkisinin her taşınmaz mal hakkında kadastro tutanağının düzenlendiği günde başlayacağı açıklanmıştır. Somut olayda; taşınmazların kadastro tutanağı düzenlenip, ilan edilerek kesinleştiği ve tapu sicillerinin oluştuğu saptanmıştır. Açıklanan nedenlerle, uyuşmazlığın çözümünde Hanak Asliye Hukuk Mahkemesi görevlidir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; H.Y.U.Y.’nın 25. ve 26. maddeleri gereğince Hanak Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 09.07.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davalı Maliye Hazinesi vekili; iş bu davada nizalı 846 parselin davacı tarafından Devlet'in Tapu Müdürlüğünde satın alınmış bir parsel olmadığını, yolsuz tescil ile elde ettiği bir yer olduğunu, ancak daha sonra kamu malı içerisinde kaldığı anlaşılınca davanın açıldığını, neticede orman vasfı ile Hazine adına tescil olduğunu, bu kabil durumlarda tazminat istenemeyeceğini, nizalı taşınmazın öncesinde de hali hazır durumunun da orman olduğunu, bunun yanında bilirkişi raporlarının hüküm kurmaya elverişli olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, TMK'nın 1007. Maddesine dayalı tapu sicillerinin tutulamasından kaynaklı tazminat istemine ilişkindir....
Bu nedenle, Devletin tapu sicilinin tutulmasından kaynaklanan sorumluluğuna dayanılarak açılan davalarda, bu sorumluluk hallerine ilişkin olarak düzenlenen zamanaşımı, munzam zarar ve hakkaniyet indirimi ya da makul indirim kurallarının uygulanma imkanı yoktur. T.M.K.nun 1007. maddesine dayanılarak açılan davalar için ayrıca zamanaşımı öngörülmediğinden, 6098 sayılı Borçlar Kanunun 146. (mülga 818 sayılı Borçlar Kanunun 125. maddesindeki) 10 yıllık genel zamanaşımı süresinin uygulanması söz konusu olacaktır. 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması nedeniyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından Devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır....