DEĞERLENDİRME ve GEREKÇE : Dava, tapu sicillerinin tutulmasında kaynaklı sorumluluk nedeniyle TMK 1007. Maddesi kapsamında ikame edilmiş, maddi tazminat davasıdır. Davacı, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 22/2- a maddesi gereğince yapılan işlem sonucu, tapuda kayıtlı taşınmazın yüzölçümünde meydana gelen azalma nedeniyle uğranıldığı iddia edilen zararın, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca Hazineden tazminini talep ve dava etmiştir. 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun “Sorumluluk” kenar başlığını taşıyan 1007. maddesi; “Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur. Devlet, zararın doğmasında kusuru bulunan görevlilere rücu eder. Devletin sorumluluğuna ilişkin davalar, tapu sicilinin bulunduğu yer mahkemesinde görülür.” hükmünü içermektedir. Burada Devlete yüklenen sorumluluk kusursuz sorumluluk olup tapu siciline bağlı çıkarların ve ayni hakların yanlış tescili sonucu değişmesi ya da yitirilmesi ile bu haklardan yoksun kalınması temeline dayanır....
Bu bilgiler ışığında somut olaya bakıldığında, davacıya ait taşınmazların tapu kayıtlarının orman niteliğinde olduğu gerekçesiyle iptal edildiği, her ne kadar ormanların özel mülkiyete konu olması mümkün değil ise de, tapu sicili hatalı olarak tutulduğundan, TMK'nın 1007. maddesi kapsamında Devletin kusursuz sorumluluğunun bulunduğu ve davacıların zararının tazmininin yerinde olduğu, (bakz. Y. 20....
Bilindiği üzere; bu tür davaların kural olarak kayıt maliki ya da mirasçıları tarafından açılması gerekir ise de; davacı idarenin Türk Medeni Kanununun 1025. ve 1007. maddeleri ile Tapu Sicili Tüzüğünün 74.maddesi gereğince tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan sorumlu olacağı, TMK’nun 1007. maddesinde düzenlenen sorumluluğun kusursuz sorumluluk olup, bu madde kapsamında Hazinenin tazminat davasına muhatap ve tazminata mahkum olabileceği gözetildiğinde, eldeki davanın açılmasında ve sonuçlandırılmasında davacı idarenin hukuki yararının bulunduğu kuşkusuzdur. Öte yandan; Tapu Sicili Tüzüğü’nün 74. maddesi “ doğrudan dava açmaya engel bir düzenleme içermemektedir....
Bilindiği üzere; bu tür davaların kural olarak kayıt maliki ya da mirasçıları tarafından açılması gerekir ise de; davacı idarenin Türk Medeni Kanununun 1025. ve 1007. maddeleri ile Tapu Sicili Tüzüğünün 74.maddesi gereğince tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan sorumlu olacağı, TMK’nun 1007. maddesinde düzenlenen sorumluluğun kusursuz sorumluluk olup, bu madde kapsamında Hazinenin tazminat davasına muhatap ve tazminata mahkum olabileceği gözetildiğinde, eldeki davanın açılmasında ve sonuçlandırılmasında davacı idarenin hukuki yararının bulunduğu kuşkusuzdur. Öte yandan; Tapu Sicili Tüzüğü’nün 74. maddesi “ doğrudan dava açmaya engel bir düzenleme içermemektedir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında görülen 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca açılan tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı tazminat davasının yapılan yargılaması sonucunda; davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davacı vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R - Dava, 4721 sayılı TMK'nın 1007. Maddesi uyarınca açılan tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı tazminat istemine ilişkindir....
Mahkemece, davalı tapu müdürlüğü aleyhine açılan davanın pasif husumet ehliyeti yokluğundan reddine, diğer davalılar aleyhine açılan davanın 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesi gereğince hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı gerçek kişiler vekili ve tapu müdürlüğünü temsilen Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu iptali ve tescil, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi gereğince tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı tazminat, bedel tahsili ve sebepsiz zenginleşmeden kaynaklı alacak davasıdır. 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi, tapu sicilinin aleniliği ve tapu siciline güven ilkelerinin yansımasının sonucu olarak, mülkiyet hakkı ya da başkaca bir aynî hak edinen kişinin, bu sicilin tutulması nedeniyle uğradığı zararın tazminine ilişkin olup, buna göre "Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur”....
Tapu işlemleri, kadastro tespiti işlemlerinden başlayarak, birbirini takip eden sıralı işlemler olup, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan, bu kayıtlarda yapılan hatalardan TMK'nın 1007. maddesi anlamında Devlet sorumludur. Ancak anılan madde uyarınca Devletin sorumluluğu için öncelikle bir zararın bulunması ve bu zararın tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı olması gereklidir. Somut olayda, tapulama sırasında tazminat isteğine dayanak taşınmazın yüzölçümü hatalı olarak tespit edilmiş ise de davacıların zararı hatalı tapulama tespit işleminden kaynaklanmamaktadır. Şöyle ki; tazminat isteğine dayanak taşınmazın zemindeki yüzölçümü 152.551,00 m² olduğu halde 1951 yılında yapılan tapulama çalışmasında hatalı olarak 135.900,00 m² yüzölçümüyle tespit edilmiştir....
Davalı vekilinin istinafa cevap dilekçesinde; katılma yolu ile belirttiği hükmedilen vekalet ücretinin hatalı olduğunu ve kararın bu yönüyle düzeltilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı TMK 1007 dayalı Devletin sorumluluğuna dayanılarak açılan tazminat davasıdır. Mahkemece, davanın zamanaaşımı nedeni ile reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekilinin zamanaşımının dolmadığına ilişkin yapılan istinaf başvurusunun incelenmesinde; Medeni Kanunun 1007. maddesine göre; ''Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur. Devlet, zararın doğmasında kusuru bulunan görevlilere rücu eder. Devletin sorumluluğuna ilişkin davalar, tapu sicilinin bulunduğu yer mahkemesinde görülür.'' TMK'nın 1007. maddesinde düzenlenen tapu sicilinin tutulmasından doğan zararlardan dolayı açılacak davalar için kanunda özel bir zamanaşımı süresi öngörülmemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı .... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve diğerleri aleyhine 23/06/2014 gününde verilen dilekçe ile rücuen tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen 04/06/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, rücuen tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın zamanaşımından reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, tapu sicilinin hatalı tutulmasından dolayı zarara uğrayan üçüncü şahsa tazminat ödemesi yapıldığını belirterek, tapu sicilinin hatalı tutulmasından sorumlu olduğu iddia edilen memurun mirasçılarından zararın rücuan tazminini talep etmiştir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 21/01/2020 NUMARASI : 2018/109 ESAS 2020/18 KARAR DAVA KONUSU : Tazminat (Tapu Sicillerinin Tutulması Kaynaklı Rücuen) KARAR : Yalova 1....