Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kumluk Mevkii 4 pafta 186 parsel sayılı gayrimenkul için 250,00 TL, Bursa İli Karacabey İlçesi Boğazköy Mahallesi Fındıkaltı mevkii 7 pafta 931 parsel sayılı taşınmaz için 750,00 TL olmak üzere toplam 1.000,00TL tutarındaki belirsiz maddi tazminat alacağının 186 parsel sayılı taşınmazdan kaynaklı tazminat alacağı bakımından tapu iptal ve terkin kararının kesinleştiği 10/04/2017, 931 parsel sayılı taşınmazdan kaynaklı tazminat alacağı bakımından tapu iptal ve terkin kararının kesinleştiği 08/06/2016 tarihinden itibaren ayrı ayrı işleyecek olan kanuni faizi ile birlikte davalı Maliye Hazinesinden alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; TMK 1007....

Maddesi "Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur." hükmünü içermekte olup bu maddede düzenlenen sorumluluk kusura dayanmayan (objektif) bir sorumluluk türü olup, Tapu Sicil Müdürü yada memurunun kusuru olsun yada olmasın sicilin tutulmasında, kişilerin mal varlığı çıkarlarını koruyan hukuk kurallarına aykırı davranılmış olması yeterlidir. Kusurun varlığı yada yokluğu Devletin sorumluluğu için önem taşımamakta, sadece Devletin memuruna rücu halinde iç ilişkide etkili olmaktadır. Bu nedenle somut olayda 4721 sayılı Yasanın 1007. maddesi uyarınca Tapu sicilinin yanlış tutulmasından kaynaklanan sorumluluk şartlarının oluştuğunun kabulü ile bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir....

    Mahallesinde kayıtlı 1263.72 m2 yüzölçümlü 293 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 301.74 m2 bölümünün kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığından bahisle Hazine tarafından açılan dava sonucunda Akçaabat Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/145 Esas-2007/217 karar sayılı ilamı ile taşınmazın bu bölümünün tapusunun iptaline karar verildiği ve iş bu ilamın 30.09.2008 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. 4721 sayılı TMK.nun sorumluluk karar başlığını taşıyan 1007.maddesi "Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur." hükmünü içermekte olup, bu maddede düzenlenen sorumluluk, kusura dayanmayan (objektif) bir sorumluluk türü olup, Tapu Sicil Müdür ya da memurunun kusuru olsun ya da olmasın sicilin tutulmasında, kişilerin malvarlığı çıkarlarını koruyan hukuk kurallarına aykırı davranılmış olması yeterlidir. Kusurun varlığı ya da yokluğu Devletin sorumluluğu için önem taşımamakta, sadece, Devletin memuruna rücuu halinde iç ilişkide etkili olmaktadır....

      Anılan madde uyarınca Devletin sorumluluğunun kapsamı, tapu işlemleri, kadastro tespiti işlemlerinden başlayarak birbirini izleyen işlemler olup tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan, bu kayıtlarda oluşan hataları da kapsamaktadır. Bir başka deyişle, kadastro işlemleri, tapu kütüğünün oluşumuna dayanak oluşturduğundan, bu işlemler nedeniyle tapu kütüğünde oluşacak yanlışlıklar nedeniyle doğacak zararlar da TMK'nın 1007. maddesi kapsamındadır. Devletin sorumluluğu kusursuz sorumluluk niteliğinde olup, tapu siciline bağlı çıkarların ve mal varlığına ilişkin (ayni) hakların, yanlış tescil sonucu sicile güven ilkesi yönünden değişmesi ya da yitirilmesi, bu haklardan yoksun kalınması temeline dayanır. Çünkü sicillerin doğru tutulmasını üstlenen Devlet, sicillerdeki yanlış kayıtlardan doğan zararları ödemeyi de üstlenmektedir....

        Tapu müdür ya da memurunun kusuru olsun ya da olmasın, tapu sicilinin tutulmasında kişilerin malvarlığı çıkarlarını koruyan hukuk kurallarına aykırı davranılmış olması yeterlidir. Kusurun varlığı ya da yokluğu Devletin sorumluluğu için önem taşımamakta, sadece Devletin memuruna rücu durumundaki iç ilişkide etkisi söz konusu olmaktadır. Tapu sicilinin tutulmasında kişi çıkarlarının korunması bakımından uyulması gereken kurallar tapu sicilinin tutulmasına ilişkin yasal düzenlemelerle sınırlı olmayıp bu yasal düzenlemeler dışındaki hukuk kurallarına ve hukukun genel ilkelerine de uyulması gerekmektedir. Tapu müdür ya da memurlarının ihlal ettikleri hukuk kuralları ister genel olsun ister salt sicilin tutulmasıyla ilgili olsun, her iki durumda da ortaya çıkan sonuç tapu sicilinin hukuka aykırı tutulmuş olmasıdır (Dr. Lale Sirmen, Tapu sicilinin tutulmasından doğan zararlardan Devletin sorumluluğu, Ankara, 1976 Sh. 63 vd)....

          Maddede düzenlenen tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı maddi tazminat davasıdır. Davacının dava konusu taşınmaza 02/09/2005 tarihinde 384/432 hissesini satın alarak malik olduğu anlaşılmıştır. Davacının taşınmazı satın aldığı tarihte, taşınmazın tapuda 1.550 m2 olarak kayıtlı olduğu, yüzölçümündeki maddi hatanın 26/04/2018 tarihinde düzeltilerek 1150 m2 olarak tescil edildiği anlaşılmıştır. Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması sebebiyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından Devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı, zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse, aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır....

          Tapu kaydının iptaline ilişkin mahkeme kararı 30/04/2019 tarihinde dava zamanaşımı süresi dolmadan 21/05/2019 tarihinde açılmıştır. Davalı taraf kararı vekalet ücreti yönünden de istinaf etmiştir. Yargıtay 20. HD'sinin 2016/12913 E 2017/3325 K sayılı kararında da değinildiği üzere devletin kusursuz sorumluluğundan kaynaklı bu türden davalarda nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinden karar bu yönüyle doğrudur. Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması sebebiyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından Devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı, zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse, aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır....

          maddesi ''Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur.'' hükmünü içermekte olup, bu maddede düzenlenen sorumluluk, kusura dayanmayan (objektif) bir sorumluluk türü olup, tapu sicil müdür ya da memurunun kusuru olsun ya da olmasın, sicilin tutulmasında, kişilerin malvarlığı çıkarlarını koruyan hukuk kurallarına aykırı davranılmış olması yeterlidir....

          Dosyadaki bilgi ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre; tapu memurlarının eylemi ile meydana gelen zarar arasında uygun illiyet bağının mevcut olduğu kanaatiyle davanın kabulüne ilişkin ilk derece mahkemesinden verilen karara karşı, ihbar olunanlar vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun istinaf etme hakları bulunmadığından reddine, davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun ise kabulü ile tapu sicilinin yanlış tutulmasından kaynaklı bir zarar söz konusu olmadığı gerekçesi ile TMK'nın 1007.maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkin koşullar oluşmadığından davanın reddine karar verilmek suretiyle yeniden esas hakkında karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde olmadığından usul ve yasaya uygun olan hükmün HMK'nun 370. maddesi gereğince ONANMASINA, peşin alınan temyiz ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 17/05/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            DAVA: Tapu kaydındaki hatalı payın düzeltilmesi ve TMK'nın 1007. maddesi gereğince tazminat talebine ilişkindir....

            UYAP Entegrasyonu