Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir. 5. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir....
Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir. 5. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir....
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle;...Mahallesi 440 ada 11 parsel sayılı taşınmazın Güzelyurt Belediyesinden 28.06.2007 tarihinde müvekkili tarafından ihale yoluyla satın alındığını, kadastro çalışmalarında dava konusu yerin orman olduğunun belirlendiğini ve Kadastro Mahkemesinde tespite itiraz davası açıldığını, müvekkilinin tapu kaydına güvenerek dava konusu yeri satın aldığını, ancak Hazine adına orman olarak tesciline karar verilerek müvekkilinin elinden çıktığını belirterek zararının tazmini ve taşınmazın güncel değerinin davalılardan tahsilini talep etmiştir. 2. Davacılar vekili talebini açıkladığı 12.03.2021 tarihli dilekçesinde; davanın tapu sicilinin hatalı tutulmasından kaynaklı tazminat talebinden ibaret olup bu tazminatın sicilin yanlış tutulması nedeniyle oluşan tüm zararları kapsadığını, ihale yolu ile satın alma bedelini de içermekle birlikte yapılan masraflar ile taşınmazın elden çıkması nedeniyle uğranılan diğer zararları da kapsadığını belirtmiştir. II....
Değerlendirme ve Gerekçe : Asıl dava TMK'nın 1007. maddesinde düzenlenen tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı maddi tazminat davası, birleşen dava ise tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık konuları; davacıya ait taşınmazın tapu kaydının iptalinden kaynaklı zarardan davalı T1'nin sorumlu olup olmadığı, tazminat miktarı ve hesaplama yöntemine ilişkindir. Asıl dava olan tazminat davası açıldıktan sonra, dava konusu taşınmazın orman olduğu gerekçesiyle tapu iptal ve tescil davası açıldığı, davaların birleştirildiği, ilk derece mahkemesince Altınova ilçesi, Ayazma köyü 113 ada 8 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptal edilerek orman vasfı ile T1 adına tescil edildiği, tarafların tapu iptale ilişkin karara yönelik istinaf kanun yoluna başvurmadıkları, dolayısıyla tapu iptale ilişkin hükmün kesinleşmiş olduğu anlaşılmaktadır....
Maddesi "Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur." hükmünü içermekte olup bu maddede düzenlenen sorumluluk kusura dayanmayan (objektif) bir sorumluluk türü olup, Tapu Sicil Müdürü yada memurunun kusuru olsun yada olmasın sicilin tutulmasında, kişilerin mal varlığı çıkarlarını koruyan hukuk kurallarına aykırı davranılmış olması yeterlidir. Kusurun varlığı yada yokluğu Devletin sorumluluğu için önem taşımamakta, sadece Devletin memuruna rücu halinde iç ilişkide etkili olmaktadır. Bu nedenle somut olayda 4721 sayılı Yasanın 1007. maddesi uyarınca Tapu sicilinin yanlış tutulmasından kaynaklanan sorumluluk şartlarının oluştuğunun kabulü ile bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir....
Mahallesinde kayıtlı 1263.72 m2 yüzölçümlü 293 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 301.74 m2 bölümünün kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığından bahisle Hazine tarafından açılan dava sonucunda Akçaabat Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/145 Esas-2007/217 karar sayılı ilamı ile taşınmazın bu bölümünün tapusunun iptaline karar verildiği ve iş bu ilamın 30.09.2008 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. 4721 sayılı TMK.nun sorumluluk karar başlığını taşıyan 1007.maddesi "Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur." hükmünü içermekte olup, bu maddede düzenlenen sorumluluk, kusura dayanmayan (objektif) bir sorumluluk türü olup, Tapu Sicil Müdür ya da memurunun kusuru olsun ya da olmasın sicilin tutulmasında, kişilerin malvarlığı çıkarlarını koruyan hukuk kurallarına aykırı davranılmış olması yeterlidir. Kusurun varlığı ya da yokluğu Devletin sorumluluğu için önem taşımamakta, sadece, Devletin memuruna rücuu halinde iç ilişkide etkili olmaktadır....
Kumluk Mevkii 4 pafta 186 parsel sayılı gayrimenkul için 250,00 TL, Bursa İli Karacabey İlçesi Boğazköy Mahallesi Fındıkaltı mevkii 7 pafta 931 parsel sayılı taşınmaz için 750,00 TL olmak üzere toplam 1.000,00TL tutarındaki belirsiz maddi tazminat alacağının 186 parsel sayılı taşınmazdan kaynaklı tazminat alacağı bakımından tapu iptal ve terkin kararının kesinleştiği 10/04/2017, 931 parsel sayılı taşınmazdan kaynaklı tazminat alacağı bakımından tapu iptal ve terkin kararının kesinleştiği 08/06/2016 tarihinden itibaren ayrı ayrı işleyecek olan kanuni faizi ile birlikte davalı Maliye Hazinesinden alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; TMK 1007....
Anılan madde uyarınca Devletin sorumluluğunun kapsamı, tapu işlemleri, kadastro tespiti işlemlerinden başlayarak birbirini izleyen işlemler olup tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan, bu kayıtlarda oluşan hataları da kapsamaktadır. Bir başka deyişle, kadastro işlemleri, tapu kütüğünün oluşumuna dayanak oluşturduğundan, bu işlemler nedeniyle tapu kütüğünde oluşacak yanlışlıklar nedeniyle doğacak zararlar da TMK'nın 1007. maddesi kapsamındadır. Devletin sorumluluğu kusursuz sorumluluk niteliğinde olup, tapu siciline bağlı çıkarların ve mal varlığına ilişkin (ayni) hakların, yanlış tescil sonucu sicile güven ilkesi yönünden değişmesi ya da yitirilmesi, bu haklardan yoksun kalınması temeline dayanır. Çünkü sicillerin doğru tutulmasını üstlenen Devlet, sicillerdeki yanlış kayıtlardan doğan zararları ödemeyi de üstlenmektedir....
Tapu müdür ya da memurunun kusuru olsun ya da olmasın, tapu sicilinin tutulmasında kişilerin malvarlığı çıkarlarını koruyan hukuk kurallarına aykırı davranılmış olması yeterlidir. Kusurun varlığı ya da yokluğu Devletin sorumluluğu için önem taşımamakta, sadece Devletin memuruna rücu durumundaki iç ilişkide etkisi söz konusu olmaktadır. Tapu sicilinin tutulmasında kişi çıkarlarının korunması bakımından uyulması gereken kurallar tapu sicilinin tutulmasına ilişkin yasal düzenlemelerle sınırlı olmayıp bu yasal düzenlemeler dışındaki hukuk kurallarına ve hukukun genel ilkelerine de uyulması gerekmektedir. Tapu müdür ya da memurlarının ihlal ettikleri hukuk kuralları ister genel olsun ister salt sicilin tutulmasıyla ilgili olsun, her iki durumda da ortaya çıkan sonuç tapu sicilinin hukuka aykırı tutulmuş olmasıdır (Dr. Lale Sirmen, Tapu sicilinin tutulmasından doğan zararlardan Devletin sorumluluğu, Ankara, 1976 Sh. 63 vd)....
Tapu kaydının iptaline ilişkin mahkeme kararı 30/04/2019 tarihinde dava zamanaşımı süresi dolmadan 21/05/2019 tarihinde açılmıştır. Davalı taraf kararı vekalet ücreti yönünden de istinaf etmiştir. Yargıtay 20. HD'sinin 2016/12913 E 2017/3325 K sayılı kararında da değinildiği üzere devletin kusursuz sorumluluğundan kaynaklı bu türden davalarda nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinden karar bu yönüyle doğrudur. Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması sebebiyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından Devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı, zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse, aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır....