Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu nedenle, somut olayda 4721 sayılı Yasanın 1007.maddesi uyarınca Tapu Sicilinin yanlış tutulmasından kaynaklanan sorumluluk şartlarının oluştuğu anlaşıldığından ve söz konusu madde gereğince açılan tazminat davalarında davalı sıfatı Hazinenin olup, husumet yönünden verilen kararın bozulması gerekirken, onandığı bu kez yapılan incelemede anlaşıldığından davalı ... vekilinin karar düzeltme isteminin kabulüne, Dairemizin 27.05.2014 gün ve 2013/29328-2014/14925 sayılı onama kararının kaldırılmasına karar verildikten sonra işin esasının incelenmesinde; Yukarıda yazılı gerekçelerle davalılardan ... hakkındaki davanın kabulüne, davalı ... hakkındaki davanın ise pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması, Doğru görülmemiştir....

    GEREKÇE: Dava, tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı olduğu iddia olunan zararın, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir....

    HD'nin 2021/1226 Esas-2021/1328 Karar sayılı ilamında da davacı tarafın tapu sicilinin hatalı tutulmasının iddiasına dayalı olarak uğranılan zararın TMK'nın 1007. maddesi gereğince tahsili talebi ile eldeki davayı açtığı kabul edilmiştir. Gerçekten dosya kapsamı, iddianın ileri sürülüş biçimi ve davanın niteliğine göre iş bu davanın dayanağının TMK'nın 1007. maddesinde düzenlenen tapu sicilinin tutulmasından doğan sorumluluğa ilişkin olduğu sonucuna varılmıştır. TMK'nın 1007. maddesi "tapu sicilin tutulmasından doğan bütün zararlarda Devlet sorumludur..." şeklindedir. Bu madde gereğince tapu sicilinin tutulması kamu düzeni ile ilgili olup, bir takım prensipleri mevcuttur. Bu prensiplerden biri tescil, diğeri sicilin aleniliği (güvenirliği) bir başkası ise geçerli bir hukuki sebebin bulunması yani illetten mücerret olmaması nihayet TMK 1007. maddesi uyarınca sicillerin tutulmasından dolayı hazinenin kusursuz sorumluluğu ilkesidir....

      HD'nin 2021/1226 Esas-2021/1328 Karar sayılı ilamında da davacı tarafın tapu sicilinin hatalı tutulmasının iddiasına dayalı olarak uğranılan zararın TMK'nın 1007. maddesi gereğince tahsili talebi ile eldeki davayı açtığı kabul edilmiştir. Gerçekten dosya kapsamı, iddianın ileri sürülüş biçimi ve davanın niteliğine göre iş bu davanın dayanağının TMK'nın 1007. maddesinde düzenlenen tapu sicilinin tutulmasından doğan sorumluluğa ilişkin olduğu sonucuna varılmıştır. TMK'nın 1007. maddesi "tapu sicilin tutulmasından doğan bütün zararlarda Devlet sorumludur..." şeklindedir. Bu madde gereğince tapu sicilinin tutulması kamu düzeni ile ilgili olup, bir takım prensipleri mevcuttur. Bu prensiplerden biri tescil, diğeri sicilin aleniliği (güvenirliği) bir başkası ise geçerli bir hukuki sebebin bulunması yani illetten mücerret olmaması nihayet TMK 1007. maddesi uyarınca sicillerin tutulmasından dolayı hazinenin kusursuz sorumluluğu ilkesidir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki MK'nın 1007. maddesi uyarınca tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kurulan 08.07.2014 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 23.06.2015 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden davacı vekili Av. ... geldi, diğer taraftan vekili Av. ..... ile davalı ... vekili Av. ... geldiler, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı....

        İşte Devletin “tapu sicilinin tutulmasından doğan sorumluluğunda" kusursuz sorumluluk, ağırlaştırılmış sebep, ağırlaştırılmış objektif sorumluluk ve tehlike sorumluluğuna ilişkin kurallar uygulanır. Görüldüğü üzere, tapu sicilinin tutulmasını üzerine alan Devlet, tapu siciline tanınan güvenden ötürü, hak durumuna aykırı kayıtlardan doğan tehlikeyi de üstlenmektedir. Tapu müdürü ya da memurunun kusuru olsun olmasın, tapu sicilinin tutulmasında kişilerin çıkarlarını koruyan hukuk kurallarına aykırı davranılmış olması yeterlidir. Kusurun varlığı ya da yokluğu Devletin sorumluluğu için önem taşımamakta, sadece Devletin memuruna rücuu halinde, iç ilişkide etkisi söz konusu olmaktadır. Bu sorumluluk türünün, Borçlar Kanununun haksız fiil sorumluluğu, adam çalıştıranın sorumluluğu ve diğer objektif sorumluluk halleri, sebepsiz mal iktisap edenlerin sorumluluğu ile karıştırılmamalıdır....

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, 4721 sayılı MK’nın 1007. maddesine dayalı tapu sicilinin tutulmasından kaynaklanan tazminat ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, yukarıda yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılardan T1 vekili tarafından istinaf edilmiştir. 4721 sayılı TMK'nın sorumluluk kenar başlığını taşıyan 1007. maddesi “Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur” hükmünü içermektedir. Bu maddede düzenlenen sorumluluk, kusura dayanmayan (objektif) bir sorumluluk türü olup tapu müdür ya da memurunun kusuru olsun ya da olmasın, sicilin tutulmasında, kişilerin malvarlığı çıkarlarını koruyan hukuk kurallarına aykırı davranılmış olması yeterlidir. Kusurun varlığı ya da yokluğu Devletin sorumluluğu için önem taşımamakta, sadece, Devletin memuruna rücu halinde iç ilişkide etkili olmaktadır....

        Davalı hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davanın zamanaşımı yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, MK. 1007 maddesine göre Hazinenin sorumlu olabilmesi için tapu sicilinin tutulmasından zarar doğmuş bulunması, memurun hukuka aykırı eylemi olması, zarar ile eylem arasında illiyet bağı bulunması ve zararın tapu sicilinin hukuka aykırı biçimde tutulmasından doğması hususlarının birlikte gerçekleşmesi gerektiğini, Kadastro Müdürlüğü açısından ise dava konusu olan zarara neden olan işlem kadastro çalışmaları sırasında gerçekleşmiş idari bir işlem olduğunu, bilirkişi heyetince yapılan hesaplamanın hatalı olduğu, değerin fahiş olarak belirlendiği gerekçesiyle yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dava, TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazminat talebine ilişkindir. Dosya kapsamından, dava konusu İstanbul ili, Kadıköy ilçesi, Erenköy Mahallesi, 1167 ada 25 parsel B Blk....

        Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 2. 4721 sayılı Kanun'un “Sorumluluk” başlıklı 1007 nci maddesinin birinci fıkrası şöyledir: “Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur.” 3....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Davacı ... ve arkadaşları tarafından, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 41. maddesi uyarınca yapılan düzeltme işlemi sonucunda, maliki bulundukları 1159 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün azaldığı iddiasıyla düzeltme işleminin iptali, olmadığı takdirde TMK 1007. maddesi uyarınca tazminat istemiyle dava açıldığı, düzeltme işleminin iptaline ilişkin talebin Yargıtay denetiminden geçmek suretiyle kesinleştiği, diğer talebin ise tapu sicilinin yanlış tutulmasından kaynaklanan (TMK.1007 md.) tazminat talebine ilişkin olduğu anlaşılmakla, temyiz inceleme görevi Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 23.01.2020 tarih ve 1 sayılı kararı ile kabul edilen Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca temyiz inceleme görevi Yargıtay 5. Hukuk Dairesi'ne ait bulunmaktadır. Bu nedenle dosyanın, anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 28.09.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            UYAP Entegrasyonu