WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Baş vekili Avukat ... tarafından, davalı ... ve diğeri aleyhine 22/09/2006 gününde verilen dilekçe ile maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 19/02/2008 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, tapu sicilinin tutulmasından dolayı uğranılan zararın, Devletin sorumluluğuna ilişkin Medeni Yasa'nın 1007. maddesi gereğince, ödetilmesi istemine ilişkindir. Yerel mahkemece, hatalı kadastro işleminden kaynaklanan uyuşmazlığa Medeni Yasa'nın 1007. maddesinin uygulanamayacağı gerekçesiyle istem reddedilmiş; karar, davacı tarafından temyiz olunmuştur. Medeni Yasa'nın “Sorumluluk” kenar başlığını taşıyan 1007. maddesi gereğince “Tapu Sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan devlet sorumludur....

    Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini, davanın zamanaşımına uğradığını, hükmedilen tazminatın fahiş olduğunu, faiz başlangıç tarihinin hatalı olduğunu, beyanla istinaf yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, TMK' nun 1007. Maddesine dayalı , Tapu sicilinin hatalı tutulmasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Davacının da hissedarı olduğu taşınmazın tapu kaydının orman niteliğinde olduğu gerekçesiyle bir kısmının iptal edildiği anlaşılmıştır. Her ne kadar ormanların özel mülkiyete konu olması mümkün değil ise de, tapu sicili hatalı olarak tutulduğundan, TMK'nın 1007. maddesi kapsamında Devletin kusursuz sorumluluğunun bulunduğu ve davacıların zararının tazmininin yerinde olduğu (bakz. Y. 20....

    Yönetimi; davanın Hazine aleyhine açılması gerektiğini, tazminat istenemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; Orman Yönetimi tarafından açılan dava sonucu ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/270 E. - 2013/356 K. sayılı ilamıyla 1651 parsel sayılı taşınmazın kesinleşen orman tahdit haritası içinde kaldığı gerekçesiyle tapu kaydının iptaline ve orman niteliği ile Hazine adına tesciline karar verildiği, temyiz incelemesinden geçerek kararın kesinleştiği, böylelikle davacının 1651 sayılı parselin mülkiyetini yitirdiği, tapu kaydının iptaline karar verilen taşınmaz için tazminat davası açılamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, tapu kaydının mahkeme kararıyla iptal edilmesi sebebiyle uğranılan zararın, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece verilen karar usul ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; ... 4....

      TMK'nın 1007. maddesi gereğince açılan tazminat davaları, dava açıldığı tarihte tazminat miktarının davacı tarafça tam ve kesin olarak belirlenmesi mümkün olmadığından HMK'nın 107/1. maddesi uyarınca belirsiz alacak davası niteliğindedir. (Yargıtay 5. HD,17/06/2021tarih, 2020/8712 E.,2021/9021 K.) Somut olayın incelenmesinde, Yalova 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2016/268 Esas 2018/280 Karar sayılı ilamı ile dava konusu taşınmazın tamamının tapu kaydının iptaline ve orman niteliği ile Hazine adına tesciline karar verildiği, mahkeme kararının 28/01/2019 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır....

      HD'nin 2021/1226 Esas-2021/1328 Karar sayılı ilamında da davacı tarafın tapu sicilinin hatalı tutulmasının iddiasına dayalı olarak uğranılan zararın TMK'nın 1007. maddesi gereğince tahsili talebi ile eldeki davayı açtığı kabul edilmiştir. Gerçekten dosya kapsamı, iddianın ileri sürülüş biçimi ve davanın niteliğine göre iş bu davanın dayanağının TMK'nın 1007. maddesinde düzenlenen tapu sicilinin tutulmasından doğan sorumluluğa ilişkin olduğu sonucuna varılmıştır. TMK'nın 1007. maddesi "tapu sicilin tutulmasından doğan bütün zararlarda Devlet sorumludur..." şeklindedir. Bu madde gereğince tapu sicilinin tutulması kamu düzeni ile ilgili olup, bir takım prensipleri mevcuttur. Bu prensiplerden biri tescil, diğeri sicilin aleniliği (güvenirliği) bir başkası ise geçerli bir hukuki sebebin bulunması yani illetten mücerret olmaması nihayet TMK 1007. maddesi uyarınca sicillerin tutulmasından dolayı hazinenin kusursuz sorumluluğu ilkesidir....

        HD'nin 2021/1226 Esas-2021/1328 Karar sayılı ilamında da davacı tarafın tapu sicilinin hatalı tutulmasının iddiasına dayalı olarak uğranılan zararın TMK'nın 1007. maddesi gereğince tahsili talebi ile eldeki davayı açtığı kabul edilmiştir. Gerçekten dosya kapsamı, iddianın ileri sürülüş biçimi ve davanın niteliğine göre iş bu davanın dayanağının TMK'nın 1007. maddesinde düzenlenen tapu sicilinin tutulmasından doğan sorumluluğa ilişkin olduğu sonucuna varılmıştır. TMK'nın 1007. maddesi "tapu sicilin tutulmasından doğan bütün zararlarda Devlet sorumludur..." şeklindedir. Bu madde gereğince tapu sicilinin tutulması kamu düzeni ile ilgili olup, bir takım prensipleri mevcuttur. Bu prensiplerden biri tescil, diğeri sicilin aleniliği (güvenirliği) bir başkası ise geçerli bir hukuki sebebin bulunması yani illetten mücerret olmaması nihayet TMK 1007. maddesi uyarınca sicillerin tutulmasından dolayı hazinenin kusursuz sorumluluğu ilkesidir....

        Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini, davanın zamanaşımına uğradığını, hükmedilen tazminatın fahiş olduğunu, faiz başlangıç tarihinin hatalı olduğunu, beyanla istinaf yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, TMK' nun 1007. Maddesine dayalı , Tapu sicilinin hatalı tutulmasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Davacıların hissedarı olduğu taşınmazın tapu kaydının orman niteliğinde olduğu gerekçesiyle bir kısmının iptal edildiği anlaşılmıştır. Her ne kadar ormanların özel mülkiyete konu olması mümkün değil ise de, tapu sicili hatalı olarak tutulduğundan, TMK'nın 1007. maddesi kapsamında Devletin kusursuz sorumluluğunun bulunduğu ve davacıların zararının tazmininin yerinde olduğu (bakz. Y. 20....

        Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonucunda; dava, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince tapu sicilinin tutulmasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olup, tapu Sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile ... duymalarını sağlamak bakımından 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi ile tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devletin sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiştir. Bu sorumluluk asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan, zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir. Sicil tutma işleminden ya da bir işlemin yerine getirilmemiş olmasından kaynaklanan uyuşmazlıklarda 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun haksız eylemden doğan sorumluluğa ilişkin kurallarının uygulanacağı da kuşkusuz olduğu, öte yandan; imar uygulamasının sicile yansıtılmasının Tapu Müdürlüğü tarafından yapılacağı tartışmasızdır....

          Bu nedenle, Devletin tapu sicilinin tutulmasından kaynaklanan sorumluluğuna dayanılarak açılan davalarda, bu sorumluluk hallerine ilişkin olarak düzenlenen zamanaşımı, munzam zarar ve hakkaniyet indirimi ya da makul indirim kurallarının uygulanma imkanı yoktur. T.M.K.nun 1007. maddesine dayanılarak açılan davalar için ayrıca zamanaşımı öngörülmediğinden, 6098 sayılı Borçlar Kanunun 146. (mülga 818 sayılı Borçlar Kanunun 125. maddesindeki) 10 yıllık genel zamanaşımı süresinin uygulanması söz konusu olacaktır. 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması nedeniyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından Devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır....

          İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini, davanın zamanaşımına uğradığını, hükme esas bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, hükmedilen tazminatın fahiş olduğunu, bu davanın belirsiz alacak faiz başlangıç tarihinin hatalı olduğunu, beyanla istinaf yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesine dayalı, tapu sicilinin hatalı tutulmasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Davacı adına kayıtlı taşınmazın tapu kaydının tamamının orman niteliğinde olduğu gerekçesiyle iptal edildiği anlaşılmıştır. Her ne kadar ormanların özel mülkiyete konu olması mümkün değil ise de, tapu sicili hatalı olarak tutulduğundan, TMK'nın 1007. maddesi kapsamında Devletin kusursuz sorumluluğunun bulunduğu ve davacının zararının tazmininin yerinde olduğu (bakz. Y. 20....

          UYAP Entegrasyonu