DELİLLER VE GEREKÇE: Dava, haksız ihtiyati haciz kararı ve infazı nedeniyle uğranıldığı iddia edilen zarardan dolayı talep edilen maddi ve manevi tazminat davasıdır. Haksız ihtiyati haciz sebebiyle açılacak tazminat davalarında görevli ve yetkili mahkeme ihtiyati haciz kararı veren mahkemedir. İhtiyati haciz kararı ....Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilmiş ise de; asıl davanın açılmış olması nedeniyle HMK 397/4 maddesi gereği D.iş dosyası asıl dosyanın eki sayıldığından haksız ihtiyati haciz sebebiyle açılan tazminat davasında da görevli ve yetkili mahkeme ....Asliye Ticaret Mahkemesi olduğundan dosyanın ....Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine ve esasın bu şekilde kapatılmasına karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde karar tesis edilmiştir....
İş sayılı tespit davası kapsamında da bilirkişi marifeti ile tespit edildiğini, Sözleşmenin gereği gibi yerine getirilmemesi kaynaklı olarak, müvekkilinin; öncelikle sözleşmeden kaynaklanan 700.000 TL cezai şart, mahrum kaldığı kira alacakları, sözleşmedeki teknik şartnameye aykırı ve eksik yapılan imalatların tamamlanması, tamamlanmayan elektrik işi için yapılan harcama doğrultusunda müvekkilinin katlanmak zorunda olduğu giderler hususunda tazminat hakkı doğduğunu, bu sözleşmeye aykırılık kaynaklı tazminat alacağının; bir para alacağı olması, bu para alacağının herhangi bir rehin veya teminat ile müvekkili lehine korunmuyor olması ve sözleşmede belirtilen teslim süresinin sona ermesinin üzerinden yaklaşık 2 sene geçtiği düşünüldüğünde ve alacağın vadesinin gelmiş olması hususları değerlendirildiğinde ihtiyati haciz için gerekli şartların oluştuğunun kabulü gerektiğini, ayrıca müvekkilince açılan tespit davasında da bilirkişi marifetiyle sözleşmeye aykırılıkların raporlandırılmış olması...
Mahkemece; yapılan haciz işleminin haksız olduğu, haksız hacizden doğan sorumluluğun kusura dayanmayan objektif bir sorumluluk olduğu benimsenerek manevi tazminat istemi kısmen kabul edilmiştir. 2004 sayılı İİK’nın 259/1. maddesinde, ihtiyati haczin haksız çıkması halinde, borçlunun ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğradıkları bütün zararlardan alacaklının sorumlu olduğu düzenlenmiştir. İhtiyati haciz haksız ve bundan maddi zarar doğmuşsa, alacaklı kusurlu olmasa dahi, zarar görene maddi tazminat ödemekle yükümlüdür. Buna karşılık, haksız ihtiyati haciz kararı alan alacaklının kusursuz sorumluluğu sadece maddi tazminat bakımından geçerli olup, manevi tazminat yönünden TBK 58, (BK’nın 49) maddesindeki koşulların oluşması gerekir. Bu maddeye dayalı sorumluluk ise, kusura dayalıdır. Bu itibarla, alacaklının kötüniyetli veya iyiniyetli olup olmadığı da sonuca etkili olup, ağır olmasa da kusurlu olması da gerekmektedir. ....
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; Anayasa'mızda düzenlenen ve yasalarımızda yer alan şikayet hakkının mevcut olması karşısında zararın ortaya çıkma ihtimalinin bulunması durumunda şikayet hakkının kullanılması ve bunun neticesi olarak yasal sonuçlarının ortaya çıkmasının tazminat anlamında sorumluluk gerektirmediği, şikayet hakkının kullanılmasına neden olabilecek bir durum neticesinde şikayet hakkının kullanılması ve akabinde dava açılmasının tazminat için yeterli kabul edilmediği, bu durumun kişilik hakkına saldırısı olarak değerlendirilmediği, davacı hakkında 20.04.2008 tarihli genel kurul toplantısında kooperatifi zarara uğrattığından bahisle ibra işleminin yapılmadığı ve dolayısıyla haklarında dava açılması için denetim kurulunun harekete geçirilmesi ile alınan hesap komisyonu raporunda da davacının sorumlu olduğunun belirtilmesi birlikte değerlendirildiğinde bu durumun doğrudan haksız bir şikayet ve haksız bir dava olarak nitelendirilemeyeceği, davalılar ve...
Diğer bir anlatımla, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davasında alacağın güvence altına alınması amacıyla kural olarak ihtiyati haciz koruma tedbirine başvurulabilecek, ihtiyati tedbir konulması talep edilen davalıların malvarlığının davanın konusunu oluşturmaması nedeniyle ihtiyati tedbir kararı verilemeyecektir. Ne var ki uygulamada bu türden açılan davalarda ileri sürülen ihtiyati tedbir/ihtiyati tedbir mahiyetinde ihtiyati haciz ve buna benzer taleplerin, mahkemece hukuki nitelendirilmesinin ihtiyati haciz olarak yapılması gerektiği kabul edilmektedir. Bu itibarla davacının ihtiyati tedbir olarak adlandırdığı talebinin, ihtiyati haciz niteliğinde olduğu kabul edilmiştir. Zarar haksız eylemden kaynaklandığından tazminat haksız eylemin gerçekleştiği tarihte muaccel hale gelmektedir. Buradaki "muacceliyet" kavramı, alacaklı tarafından talep ve dava edilebilir hale gelmiş olma anlamındadır....
MAHKEME GEREKÇESİ VE HÜKMÜ ÖZETLE: Mahkemece, 28/6/2022 tarihli ara kararda; "Davacı T1 tarafından davalı T3 aleyhine açılan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) ilişkin davacı vekilinin talebi doğrultusunda dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde; Gereği düşünüldü: Dava iş kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat talebi içermektedir.Somut olayda, davacı işçi tarafından davalı aleyhine maddi ve manevi tazminat davası açılmış ve davaya konu alacakların teminat altına alınabilmesi amacıyla devam eden yargılama sırasında davalı şirketlerin taşınır/taşınmazları ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulması talep edilmiştir. İcra İflas Kanunu 257. maddesinde ihtiyati haciz müessesesi düzenlenmiş olup, hangi hallerde ihtiyati haciz kararı verilebileceği açıklanmıştır....
Bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvuran davacı vekili dilekçesinde özetle; yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiğini, zarar haksız eylemden kaynaklandığından, tazminatın da haksız eylemin gerçekleştiği tarihte muaccel olduğunu, Yargıtayın yerleşik içtihatları doğrultusunda ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep ettiklerini belirterek, ilk derece mahkemesinin ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin 20/6/2023 tarihli ara kararının kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 355 inci maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Talep, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemiyle açılan davada, ihtiyati haciz talebinin reddi ara kararının kaldırılması istemine ilişkindir. Zarar haksız eylemden kaynaklandığından tazminat haksız eylemin gerçekleştiği tarihte muaccel hale gelmektedir....
Bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvuran davacı vekili dilekçesinde özetle; yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiğini, zarar haksız eylemden kaynaklandığından, tazminatın da haksız eylemin gerçekleştiği tarihte muaccel olduğunu, Yargıtayın yerleşik içtihatları doğrultusunda ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep ettiklerini belirterek, ilk derece mahkemesinin ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin 20/6/2023 tarihli ara kararının kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 355 inci maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Talep, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemiyle açılan davada, ihtiyati haciz talebinin reddi ara kararının kaldırılması istemine ilişkindir. Zarar haksız eylemden kaynaklandığından tazminat haksız eylemin gerçekleştiği tarihte muaccel hale gelmektedir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ: 09/11/2020 NUMARASI: 2018/585 esas - 2020/667 karar DAVANIN KONUSU: Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) KARAR TARİHİ: 03/02/2021 Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK 352 maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava konusu uyuşmazlık; gaz bayilik sözleşmesinden kaynaklıdır. Dairemiz tacirler arasın hizmet alım sözleşlemelerinden kaynaklı hususlarda görevlidir. Bu durumda istinaf isteğini inceleme görevi; Hâkimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesinin iş bölümü (6) " ticari nitelikteki alım-satım sözleşmesinden kaynaklanan her türlü davalar( ihtiyati haciz talebine ve ihtiyati haciz talebine itiraza ilişkin davalar dahil) sonunda verilen hüküm ve kararlar" uyarınca, 12,13,14 ve 43. Hukuk Dairesi görevli bulunmaktadır. Açıklanan nedenlerle, dosyanın görevli Daireye gönderilmesine karar verilmiştir....
Trafik kazaları haksız fiil niteliğinde olup taraflar arasındaki uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklanmaktadır. Haksız fiilin faili ihtara veya ihbara gerek olmaksızın zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylemin işlendiği tarihten itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Haksız fiil faili olan borçlu temerrüde düştüğünden artık alacak muaccel hale gelmiş olur. Uyuşmazlık haksız eylemden kaynaklı maddi ve manevi tazminat istemli davalarda ihtiyati hacze karar verilip verilemeyeceği noktasında toplanmaktadır. Dairemizin daha önceki 2022/280 Esas, 2022/380 Karar sayılı ilamı ve benzeri diğer ilamlarında manevi tazminat istemine ilişkin ihtiyati haciz verilemeyeceğine dair kararlar verilmiş ise de Yargıtay 4. H.D. 2022/8964 Esas, 2022/15530 Karar sayılı ilamında özetle "...Zarar haksız eylemden kaynaklandığından tazminat, haksız eylemin gerçekleştiği tarihte muaccel hale gelmektedir....