Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Taraflar arasındaki dava, ticari satım sözleşmeden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın niteliğine ve tarafların sıfatına göre, dosyanın temyiz incelemesi Yargıtay 19. Hukuk Dairesi'nin görevine girmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın işbölümü yönünden bir karar verilmek üzere Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 19.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    Mahkemece, yapılan yargılama sonunda; davanın objektif dava birleşmesi şeklinde açılmış olduğu, davacının dava dışı "..." adlı işletmeden aldığı malı tarlasında kullanması sonucu ürün zararı meydana geldiğinden zararın tazmini ile mal bedeli karşılığı verdiği bonoların iptali isteminde bulunduğu, borçlusu davacı, lehtarı ve ciro edeni ..., hamili davalı şirket olan iki adet bono ile davalının davacı ... dava dışı ... aleyhine dava tarihinden sonra giriştiği icra takibinin itirazsız kesinleşmesinden sonra davacı borçlunun 25.08.2010 tarihli haciz sırasında ödeme taahhüdünde bulunarak borcunu ikrar ettiğinden davacının bonoların iptali isteminin reddi gerektiği, davacı ile davalı arasında yapılmış bir alım satım akdi olmayıp, alım satım ilişkisinin davacı ile dava dışı ... arasında olduğu, malın davacıya ... tarafından satılması nedeniyle ayıba karşı tekeffül hükümlerinden kaynaklanan tazminat isteminde de husumetin davalıya yöneltilemeyeceği gerekçesiyle davacının tazminat ve bono iptali...

      Zapttan sorumluluk, satış sözleşmesinde alıcıya devredilen taşınmazda, üçüncü kişinin üstün hak ileri sürerek taşınmazın alıcının elinden alması veya kullanımını engellemesine karşı satıcının sorumlu olmasını ifade etmektedir. Satıcı, satılanın mülkiyetini üçüncü kişilerin her türlü hak ve taleplerden arınmış bir şekilde alıcıya devretmekle yükümlüdür. Alıcının satılana tam ve sınırsız bir şekilde malik olması gerçekleşmez, üçüncü bir kişi satılanda üstün hak iddia ederse satıcının zapttan sorumluluğu söz konusu olur. Zapttan sorumluluk TBK m. 214’de, “Satış sözleşmesinin kurulduğu sırada var olan bir hak dolayısıyla satılanın tamamı veya bir kısmı bir üçüncü kişi tarafından alıcının elinden alınırsa satıcı, bundan dolayı alıcıya karşı sorumlu olur.” şeklinde düzenlenmiştir. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin 2020/2041 E- 2020/3299 K Sayılı kararında da değinildiği üzere; devredilen hak, herhangi bir nedenle devri taahhüt edilen hakka uygunluk göstermiyorsa satıcı bundan sorumludur....

      Eldeki davada, taraflar arasındaki uyuşmazlık taşınmazlarla birlikte satılan ve taşınmazların içinde yer alan 1 adet dalgıç ile 1 adet 413 metrelik alüminyum kablonun davacıya teslim edilip edilmediği ve teslim edilmediği iddia edilen bu taşınırların bedelinin satım bedelinden mahsup edilip edilmemesinin ve bu kapsamda davacının satım bedeli için verdiği çeklerden dolayı davalının davacıdan talepte bulunup bulunmayacağının yani davacının satım bedelinin tamamınıdan ( ödeme aracı olarak verdiği çeklerden) dolayı borçlu olup olmadığına ilişkindir. Bu halde taraflar arasındaki uyuşmazlık satım sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, taraflar tacir olmadığından ve satım sözleşmesi de 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununda düzenlediğinden bu haliyle dava, mutlak ticari dava niteliğinde olmadığı gibi nispi ticari davada değildir....

      Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: KA R A R Davacı vekili, dava konusu...Kasabası 585 parsel sayılı taşınmazın tarafların ortak murisi olan...a ait olduğunu, dava konusu taşınmazın müvekkili ... tarafından kullanıldığını, harici alım satım sözleşmesine göre de dava konusu taşınmazın diğer mirasçılar tarafından müvekkiline satıldığını, tüm bu nedenlerle dava konusu taşınmazın müvekkili adına tapuya tesciline, mümkün olmadığı taktirde bedelinin müvekkiline ödenmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar... ve...vekili, duruşmadaki ve aşamalardaki beyanlarında; harici alım satım sözleşmesinde müvekkillerinin imzasının bulunmadığını, sadece parmak izlerinin bulunduğunu, bu nedenle satım sözleşmesinin geçersiz olduğunu, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir....

        SAVUNMA : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şirkete ait aracın ....Noterliğinin ... yevmiye numaralı 26/04/2019 tarihinde düzenlenen araç satım sözleşmesiyle davalı şirkete satıldığı ve bu belgenin şirketin temsilcileri tarafından noter huzurunda imzalandığını, Yenimahalle 3. Noterliğinde araç satış sözleşmesi imzalanırken satıcı şirket yetkilisinin noter huzurunda aracı sattığını, bedelini aldığını ve aracı teslim ettiğini, alıcı şirket yetkilisi de bedelini ödeyerek teslim aldığını ifade ederek beyanlarını imzaları ile tasdik ettiklerini, araç satış sözleşmesinde davacı adına kayıtlı ......

          Ağır ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgede sahtecilik Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; Ancak; 1-TCK'nun 43/1. maddesindeki "değişik zamanlarda" ibaresi nedeniyle, aynı zamanda işlenen eylemler nedeniyle zincirleme suç hükümleri uygulanamayacağından; suça konu oto satım sözleşmesinde dava konusu çekin sözleşme sonucu verildiğinin belirtilmesi karşısında; katılana ve tanık ...'a, suça konu çekin ve oto satış mukavelesinin sanık tarafından aynı anda verilip verilmediği hususunun açıklattırılmasından sonra zincirleme suç hükümlerinin uygulama yeri bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yetersiz gerekçe ile temel cezanın zincirleme suç hükümleri uygulanarak artırım yapılması, Yasaya aykırı, 2-T.C....

            O halde yapılan açıklamalara göre dava konusu taşınmazın davacılar adına tescili mümkün olmadığından satış vaadi sözleşmesinin ve haricen satım sözleşmesinin hüküm ve sonuç meydana getirmeyeceği, sadece bir taahhüt işlemi olarak davalıları borçlandıracağı açıktır. Dolayısıyla davacılar, satış vaadi sözleşmesine ve haricen satım sözleşmesine dayanarak mülkiyet aktarımı isteminde bulunamaz. Sadece satış vaadi sözleşmesinde vaat edilen taşınmazın rayiç bedeli, haricen satım sözleşmesinde ise vaat edilen taşınmazın güncel bedeli üzerinden tazminat isteyebilirler. Her ne kadar mahkemece davacıların tapu iptali ve tescil talepleri yönünden davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamakta ise de tazminat isteminde bulunma hakları olduğu göz önüne alınarak yapılan açıklamalara göre tazminat istemlerinin değerlendirilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir....

              Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Dava, araç satım sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dosya içeriğine, temyizin kapsamına, uyuşmazlığın alım-satım sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin bulunmasına göre, temyiz inceleme görevi Yargıtay Yasası’nın 14. maddesi ve Başkanlar Kurulu kararı uyarınca Yargıtay 13. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Yargıtay 13. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine 23/06/2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu