Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sağlık Hizmetleri A.Ş.’ne ait olduğunu,araç müvekkillerine teslim edilmediğinden taraflar arasında vedia akdinin kurulmadığını, kendisini otopark görevlisi gibi tanıtan şahıs tarafından aracın hile ile alındığını,dolandırıcılık niteliğindeki eylemin kasko sigortası teminatı dışında kaldığını ve davacının rücu hakkının bulunmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece,aracı götüren dava dışı şahsın eylemi dolandırıcılık niteliğinde olup,zararın kasko teminatı dışında kalması nedeniyle davacının rücu edemeyeceği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş,hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, TTK.’nun 1301. maddesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir. Davacı taraf, aracın otoparka teslim edildiği iddiası ile dava açmıştır. Bu durumda mahkemece, davalı M......

    Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, 24.498,64 TL maddi tazminatın temerrüt tarihi olan 17.08.2012 tarihinden itibaren yürütülecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş; hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir. 1-Dava, zorunlu mali mesuliyet sigortasından kaynaklanan ve ehliyetsizlik nedenine dayalı rücuen tazminat istemine ilişkindir. Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi Genel Şartlarının "tazminatın azaltılması veya kaldırılması sonucunu doğuran haller" başlıklı 4/c maddesinde tazminatı gerektiren olayın, aracın Karayolları Trafik Kanunu'na göre gereken ehliyetnameye haiz olmayan kimseler tarafından sevk edilmesi sonucunda vukua gelmiş ise, sigortacının bu hususu zarar görenlere karşı ileri süremeyeceği ve fakat ödemede bulunduktan sonra tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene rücu edebileceği hükme bağlanmış bulunmaktadır....

      Dava, sağlık sigorta poliçesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 22.03.1944 Tarih E. 37, K. 9, RG. 3.7.1944 sayılı kararında "Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dâva, sigorta poliçesinden doğan bir dâva değildir. Bu dâva, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dâva gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dâva açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu dâvası için de söz konusudur" şeklinde vurgulanmaktadır. Öte yandan, TTK'nun “Halefiyet” başlığı altındaki 1472. maddesinde “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder.” hükmüne yer verilmiştir....

        Dairemiz riziko mahalli konut ve işyeri olan mal ve sorumluluk sigortası sözleşmesi ile taşıma hukukundan doğup doğmadığına bakılmaksızın can-hayat sigortası sözleşmelerinden kaynaklanan davalar sonucu (rücu dâhil) verilen hüküm ve kararlara bakmakla görevlidir....

        Dava, trafik sigorta (ZMSS) poliçesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir. ../... -2- 2012/5604 2012/10664 Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Poliçe Genel Şartlarının B.4/2 maddesinde “Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene rücu edebilir” hükmü mevcuttur. Şu halde, davacı sigortacı söz konusu davayı ancak kendisiyle sözleşme yapan akidine karşı açabilecektir. Husumet kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemece res'en gözetilmesi gerekir. Somut olayda, davacı zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi kapsamında 3.kişiye ödediği tazminatı sigorta ettiren davalı ... ile sigortalıya ait aracın sürücüsü olan davalı ...'den tazminini talep etmiş olup, davalı (sürücü) ... sigorta sözleşmenin tarafı değildir....

          Dava, trafik sigorta (ZMSS) poliçesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir. Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Poliçe Genel Şartlarının B.4/2 maddesinde “Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene rücu edebilir” hükmü mevcuttur. Şu halde, davacı sigortacı söz konusu davayı ancak kendisiyle sözleşme yapan akidine karşı açabilecektir. Husumet kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemece res'en gözetilmesi gerekir. Somut olayda, davacı zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi kapsamında 3.kişiye ödediği tazminatı sigorta ettiren davalı ... ile sigortalıya ait aracın sürücüsü olan davalı ...'tan tazminini talep etmiş olup, davalı (sürücü) ... sigorta sözleşmenin tarafı değildir....

            Dava, müşterek sigorta kapsamında ödenen tedavi gideri bedelinin %50'lik kısmının, TTK 1466. maddesi ve Sağlık Sigortası Genel Şartları uyarınca rücuen tahsili istemine ilişkindir. 6102 sayılı TTK‘nın 1466....

              Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kabulü ile, ... ... 1.İcra Müdürlüğünün 2012/231 Esas sayılı takip dosyasında borçlunun itirazının iptaline, takibin alacak miktarı olan 90.455,40 TL üzerinden devamına, karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1)Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Dava, trafik sigortası poliçesinden kaynaklanan, rücuen tazminat istemine ilişkindir. Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.4.a maddesinde;tazminatı gerektiren olay, işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kasti bir hareketi veya ağır kusuru sonucunda meydana gelmiş ise, sigortacının sigortalısına rücu edebileceği hüküm altına alınmıştır....

                Somut olayda davacı, 6111 sayılı Kanunun 59. maddesi ile yapılan değişiklik sonucu 2918 sayılı Trafik Kanununun 98. maddesine dayanmış olup, dava sağlık sigorta sözleşmesi nedeniyle trafik kazası sonucu yaralanan sigortalı için ödenen tedavi giderlerinin davalı kurumdan rücuen tazminine ilişkindir. 3 Temmuz 1944 tarihli ve 5746 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 22.03.1944 tarih ve 37 E. - 9 K. sayılı kararında "Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticarî dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur" şeklinde vurgulanmaktadır....

                  Adana 2.Asliye Ticaret Mahkemesi; davanın dayanağı hayat sigorta sözleşmesi olup ticari kredi sözleşmesi olmadığını, hayat sigorta sözleşmelerinin niteliği gereği, sigortalı tarafın mesleği ne olursa olsun (tacir, esnaf, işçi, memur vs.) gerçek kişi ve tüketici olması dışında bir seçenek olmadığını, bu nedenle, davacının miras bırakanı tüketici olup, davalı sigorta şirketi ile arasındaki hayat sigortası sözleşmesine dayalı olarak talepte bulunulduğundan 6502 sayılı yasa kapsamında kalan uyuşmazlığı çözme görevi Tüketici Mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir. Dava, Hayat Sigortası Poliçesinden Kaynaklı Tazminat davasıdır. Eldeki uyuşmazlığa konu davada sorun, ticari nitelikteki kredi sözleşmesi nedeniyle yapılan hayat sigortasından doğan tazminat isteminde, davacıların murisinin kredi nedeniyle tacir mi yoksa hayat sigortası hizmeti bakımından tüketici mi sayılacağı noktasında toplanmaktadır. Davacılar murisi ... ...'...

                    UYAP Entegrasyonu