Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

talepleri yönünden hüküm kurulmamış ve manevi tazminat talebi yönünden de ayrıca hüküm tesisi gerektiği ve yine karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’nin 10/3 maddesi uyarınca manevi tazminat talebinin tümden reddi halinde manevi tazminat talebi yönünden Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre davacı-karşı davalılar lehine ayrı bir kalem olarak vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi de doğru görülmemiştir....

    Dava dilekçesinde; davacı ile nişanlanan davalıya, nişan hediyesi olarak takılan 19.000 TL değerindeki altınların nişanın bozulduğu ileri sürülerek aynen iadesi, olmadığı takdirde bedelinin tahsiline karar verilmesi istenilmiştir Mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4.maddesi uyarınca 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun İkinci Kitabı ile 4722 sayılı Türk Medeni Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun kapsamındaki aile hukukundan doğan dava ve işler Aile Mahkemesinde görülür. Nişan ve nişanın bozulmasının sonuçlarına ilişkin hükümler Türk Medeni Kanunun İkinci Kitabında ve Aile Hukuku başlığı altında düzenlenmiştir....

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dava, nişanın bozulması nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Taraf vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurularak kararın kaldırılması istenmiş, inceleme, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 355. maddesi gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; Türk Medeni Kanununun 120. maddesinde yapılan düzenleme ile nişanlılardan biri haklı bir sebep olmaksızın nişanı bozduğu veya nişan taraflardan birine yükletilebilen bir sebeple bozulduğu takdirde; kusuru olan taraf, diğerine dürüstlük kuralları çerçevesinde ve evlenme amacıyla yaptığı harcamalar ve katlandığı fedakârlıklar karşılığında uygun bir tazminat vermekle yükümlüdür. Aynı kural nişan giderleri hakkında da uygulanır....

      KARAR Davacı, davalı ile aralarındaki 27.2.2009 tarihli düğün organizasyonu sözleşmesini çerçevesinde sözleşme bedelinin yarısına tekabül eden 3981 euro karşılığı 8.934,30 TL ödediğini, ancak düğünden 25 gün önce nişanın bozulması nedeniyle organisazyonun iptal edildiğini, salonun başka bir kişiye kiralanması, iptalin öngörülemeyecek sebepten kaynaklanması nedeniyle sözleşmedeki 45 gün önce fesih bildirimine ilişkin şartın uygulanamayacağını ileri sürerek ödenen bedelin faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, fesih bildiriminin sözleşmeye uygun yerine getirilmemesi nedeniyle talepte bulunulamayacağını, düğün salonunun iptalden sonra aynı tarih için başkasına kiralandığı iddiasının mesnetsiz olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir. 1- Dava, düğün organizasyonu sözleşmesinin iptali nedeniyle peşin ödenen bedelin iadesi istemine ilişkindir....

        Mahkemece davanın husumet nedeniyle reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Dava dilekçesinde; nişanın haksız olarak bozulmuş olması nedeniyle 7.230 TL maddi tazminat ile 10.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesi istenilmiştir. Mahkemece; davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. TMK.nun 122. maddesine göre nişan hediyelerinin iadesi davasının nişanlıya karşı açılması gerekmektedir. Somut olayda olduğu gibi davalı nişanlı dava tarihinde ... değilse velisi marifetiyle temsil edilmesi gerekmektedir....

          AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 29/01/2021 tarihli Ara Karar NUMARASI : 2020/801ESAS DAVA KONUSU : Tazminat (Nişanın Bozulması Nedeniyle) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara davalı-karşı davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmakla, HMK'nun 353/1- b-1- son cümle uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı-karşı davalı vekili dava dilekçesinde özetle; Tarafların nişanlı olduklarını ve davalının kusurlu eylemleri nedeniyle nişanın bozulduğunu, nişan hediyelerinin iadesi ile müvekkili tarafından davalıya nişan hediyesi edilen 34 XX 800 Plakalı araca 3....

          AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 09/02/2021 NUMARASI : 2017/792 ESAS 2021/129 KARAR DAVA KONUSU : Tazminat (Nişanın Bozulması Nedeniyle Tazminat Ve Hediyelerin Geri Verilmesi) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi....

          Şikayetçinin kızkardeşi ile sanığın nişanın bozulması meselesi yüzünden sanık ve şikayetçi arasında sorun bulunduğu, sanığın şikayetçinin evinin samanlığında yangın çıkardığı, olay sonrasında tanıklar tarafından olay yerinden kaçarken görülen sanığın kişilerin sağlık ve malvarlığı üzerinde tehlike oluşturacak şekilde yangın çıkarmak suretiyle genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda; sanık savunması, katılan ve tanıklar beyanı ile tüm dosya kapsamına göre, atılı suçun sanık tarafından işlendiğine dair savunmasının aksine mahkumiyetine yeterli her türlü şüpheden uzak, kesin, somut, inandırıcı bir delil elde edilemediğinden bahisle verilen beraat kararında bir isabetsizlik görülmemiştir....

            ın mahkemenin hüküm tarihinden sonra, temyiz inceleme tarihinden önce “03/10/2017” tarihinde öldüğünün anlaşılması karşısında, bu durumun mahkemesince araştırılarak, kamu davasının 5237 sayılı TCK'nin 64. maddesi uyarınca düşürülüp düşürülmeyeceğinin değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, 2) Tulunay ailesinden sanık ... ile ... ailesinin kızı arasındaki nişanın bozulması ve eşyaların taraflara iadesi hususunda yaşanan tartışmanın karşılıklı kavga şeklinde devam ettiği olayda; Ceza Genel Kurulu'nun 22.10.2002 tarih ve 2002/4-238 Esas- 2002/367 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere, ilk haksız hareketin hangi taraftan geldiğinin araştırılması, bu hususun tespit edilememesi durumunda da sanıklar lehine TCK’nin 29. maddesindeki haksız tahrik hükümlerinin asgari oranda uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi, Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ve müdafiilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerle 6723 sayılı Kanun'un 33. maddesiyle değişik...

              Ancak; Sanığın nişanın bozulması nedeniyle öfkeli olduğu, olay günü katılanların konutunda konuşlu ayakkabılığı çakmakla tutuşturduğu, yangına neden olduğu şeklinde gerçekleşen eyleminin genel güvenliği kasten tehlikeye sokmak ve yakarak mala zarar verme suçlarını oluşturduğu, TCK’nun 44. maddesinde düzenlenen fikri içtima kuralı uyarınca en ağır cezayı gerektiren fiilden hüküm kurulması gerektiği, buna göre de sadece TCK’nun 151/1, 152/2-a madde ve fıkrasında tanımlanan yakarak mala zarar verme suçundan dolayı cezalandırılması gerektiği gözetilmeden, ayrıca genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçundan da sanık hakkında mahkumiyet hükmü kurulması, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 07/09/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

                UYAP Entegrasyonu