"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, nişan hediyesi olarak davalı adına tescili sağlanan taşınmazın, nişanın bozulması nedeniyle geri verilmesi istemine ilişkin olup, mahkemece de bu yönde hüküm kurulmuştur. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14/son maddesi gereğince 01.03.2012 tarihinde yürürlüğe giren ve Yargıtay Büyük Genel Kurulunun Hukuk Dairelerinin iş bölümünü düzenleyen 09.02.2012 tarihli ve 2012/1 sayılı Kararı uyarınca, davanın açıklanan niteliği itibariyle temyiz inceleme görevi Yargıtay 3.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden Yargıtay 3.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 18.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
aralarındaki nişanın bozulmasına dayalı açılan maddi ve manevi tazminat davasına (asıl ve karşı dava) dair ... ....Aile Mahkemesinden verilen ....05.2015 günlü ve 2013/423 Esas-2015/311 Karar sayılı hükmün Bozulması hakkında dairece verilen 27.04.2016 günlü ve 2015/11152 Esas-2016/6663 Karar sayılı ilama karşı davalı/karşı davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Dava dilekçesinde nişanın bozulması nedeniyle hediyelerin aynen iadesi, bu mümkün olmadığında bedelinin(5.591 TL'nin) masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Birleşen davada ise; 10.000 TL manevi tazminat istenilmiştir. Mahkemece davacının davalı ...'a yönelik davasının reddine; davalı ...'a yönelik davasının kısmen kabulüne, birleştirilen davanın ise reddine karar verilmiş hüküm davalı-davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir....
Bu durumda davacı-davalının maddi tazminat taleplerinin her iki yanın da nişanın bozulmasında eşit kusuru bulunması nedeniyle yasal şartları oluşmadığı anlaşıldığından reddine ; manevi tazminat için de kişisel haklarının fahiş olarak zarara uğramış olması gerekmekle, somut olayda davacı-davalı kişisel hakların fahiş olarak ihlal edildiğini ispat edemediğinden ,aynı şekilde davalı -davacı bakımından da kişisel hakların fahiş olarak ihlal edildiği ispat edilemediği" gerekçesiyle asıl davada, davacı/k.davalının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Bu nedenle, istinaf başvuru dilekçesinde belirtilen davacı/k.davalıya ait olayın etkisi ile yaşadığı üzüntünün delili olarak celbi talep edilen hastane belgelerinin nişanın bozulmasının sonucuna ilişkin olması dikkate alındığında, kusur tespiti yönünden faydası olmayacağından dosyaya bu belgelerinin istenmemesinin eksik inceleme sayılamayacağı anlaşılmıştır....
Mahkemece; nişanın davalının kusuru nedeniyle bozulduğunun ispatlanamadığı, davalı tanıklarının ziynet eşyalarını davacı tarafa iade ettiklerini belirtmeleri, dolayısıyla bu beyan dikkate alınarak, ziynetlerin iade edildiği kabul edilmek suretiyle davanın reddine karar verilmiştir....
giderleri de bulunduğunu belirterek, fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydı ile davacı tarafından davalıya verilen danteller, çeyiz eşyalarının aynen iadesi ve davacı tarafından davalıya takılan 1 adet 14 ayar takı seti, 7 adet 22 ayardan toplam 112 gr. bilezik, 1 adet saat, 1 adet tek taş yüzük ile alyansın nişanın bozulması nedeniyle aynen, aynen iadenin mümkün olmaması halinde mislen, mislen iadenin mümkün olmaması halinde sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre toplam değeri olan 12.770,00 TL'nin nişanın atıldığı tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile ve 3.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
(I) Dava ve cevap dilekçesinin incelenmesinde somut olayda davacı İsmail'in oğlu Mehmet ile davalı Selin'in nişanlandıkları, bir süre sonra nişanın bozulduğunu, nişanın bozulması aşamasında davacı ile davalı arasında yapılan mesajlaşma sırasında davacının atmış olduğu mesajlara karşılık davalının mesaj yoluyla cevap verdiği çekişmesizdir. İDM'nce davacının nişanın bozulması sebebiyle manevi tazminat istemeye hakkı olmadığı gerekçesine yer verilmiş ise de davacının talebi bu sebebe dayalı olmadığı açıktır....
Nişanın bozulması nedeniyle mutad dışı hediyelerin geri alınmasına ilişkin davalarda kusur aranmaz. Bunun yanında, hediyelerin iadesi yönünde hüküm kurulabilmesi için eşyanın davalıya hediye edildiğinin ve nişanın bozulmasından sonra iade edilmediğinin ispatlanması gerekir. Hediyelerin verildiği ve iade edilmediği hususu her türlü delil ile ispat edilebilir. Bunun yanında nişan nedeniyle kendisine verildiğini kabul ettiği hediyelerin iade edildiğini ileri süren davalı, bunu kanıtlamalıdır. Somut olayda davacı taraf, nişanın bozulması üzerine nişan hediyelerinin davalı tarafça iade edilmediğini ileri sürmüş, davalı ise tüm eşyaların davacıya iade edildiğini savunmuştur. O halde davalı taraf bu iddiasını ispat etmekle yükümlüdür....
Mahkemece, evlenme vaadi ve nişanın bozulması nedeniyle tazminat isteminde bulunulduğu, taraflar arasında resmi olarak evlilik birliği kurulmasa da, tazminat istemine konu eylemin aile hukukundan kaynaklanan hakların ihlaline yönelik olması şeklindeki gerekçe ile Aile Mahkemesinin görevli olduğu belirtilerek görevsizlik kararı verilmiştir. Davacı ile davalı arasındaki gayrı resmi birliktelik, Türk Medeni Kanunu anlamında gerçekleşen ve hukuk alanında geçerlilik taşıyan bir evlilik olmayıp; taraflar arasında bir evlilik ilişkisi de doğurmamaktadır....
Nişanın bozulması nedeniyle mutad dışı hediyelerin geri alınmasına ilişkin davalarda kusur aranmaz. Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarına göre; nişan yüzüğü dışında kalan tüm altın, takı ve ziynet eşyaları mutad dışı hediye olarak kabul edilmiştir. Bu nedenle nişanın bozulması nedeniyle nişanlıların birbirlerine veya ana ve babanın ya da onlar gibi davrananların diğer nişanlıya vermiş oldukları ziynet eşyaları verenler tarafından geri istenebilir. Hediyelerin verildiği ve iade edilmediği hususu her türlü delille de ispat edilebilir. TMK'nın 6.maddesi hükmü uyarınca; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan herbiri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde; gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere, ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimsenin, iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir....