Nişanın bozulması nedeniyle mutad dışı hediyelerin geri alınmasına ilişkin davalarda kusur aranmaz. Nişanın bozulması halinde alışılmışın dışındaki hediyeler aynen, mevcut değilse mislen geri verilir veya karşılığı sebepsiz zenginleşme kurallarına göre geri istenir. Hediyelerin verildiği ve iade edilmediği hususu her türlü delil ile ispat edilebilir. Alışılmış (mutad) hediyelerden kasıt; giymekle, kullanmakla eskiyen ve tüketilen eşyalardır. Kural olarak giymekle, kullanılmakla eskiyen ve tüketilen (elbise, ayakkabı vs. gibi) eşyaların iadesine karar verilemez. Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarına göre; nişan yüzüğü dışında kalan tüm altın, takı ve ziynet eşyaları mutad dışı hediye olarak kabul edilmiştir....
DAVA TÜRÜ : Tazminat DOSYANIN DAİREYE GELİŞ TARİHİ:04.10.2016 K A R A R Mahkeme tarafından yapılan nitelendirmeden de anlaşıldığı üzere taraflar arasındaki uyuşmazlık, TMK'nın 120 ve 121. maddelerine dayanılarak açılan nişanın bozulmasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat isteğine ilişkin bulunduğuna göre, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 26.07.2016 tarih 2016/263 sayılı Kararı ile hazırlanıp, 05.08.2016 tarih ve 29792 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (3.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 14.10.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, eşyaların iadesi, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. ... 2. Aile Mahkemesince; uyuşmazlığın TMK'nın 2. kitabında yer alan ve aile mahkemesinin görev alanına giren davalardan olmadığı gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiştir ... 6. Asliye Hukuk Mahkemesince ise uyuşmazlığın nişanın bozulması sebebiyle hediyelerin iadesi davası olarak nitelendirilmesi gerektiğinden aile mahkemesinn görevli olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiştir. Somut olayda, davacı, davalı ile resmi nikah olmadan evlendiklerini, davalının kendisini kandırarak resmi nikah yapmadığını, kendisine ait 20.000.-TL tutarında çeyiz ve ev eşyasına el koyduğunu ileri sürerek eşyaların iadesi ile maddi ve manevi tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Taraflar arasındaki nişanın bozulması nedeniyle maddi tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın davalı ... yönünden reddine, davalı ... yönünden husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir. Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü: Dosya içeriğine göre davacının reddedilen maddi tazminat davası değeri 20.000,00 TL olup Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362 nci maddesi uyarınca kesinlik sınırı olarak belirlenen 107.090,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; davacı vekilinin reddedilen maddi tazminat davası yönünden temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir. Yukarıda gösterilen sebeple, davacı vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir....
Somut olaya gelince; dava konusu olayın gelişim süreci, davalının kullandığı ifadelerin ağırlığı, olay tarihi, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile yukarıda anılan ilkeler gözetildiğinde davacı yararına takdir edilen manevi tazminat miktarı azdır. Mahkemece daha üst düzeyde manevi tazminat takdir edilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen kararın, yukarıda (2) numaralı bentte gösterilen nedenlerle davacı yararına BOZULMASINA, davalının tüm temyiz itirazlarının ise (1) numaralı bentte gösterilen nedenlerle reddine ve davacıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 13/10/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Ancak, "adli yardımlı" davacı hakkında dava dilekçesinde manevi tazminat talebine ilişkin olarak ıslah ile birlikte faiz istendiğine göre, hükmedilen manevi tazminat miktarına faiz işletilmesi gerekirken, mahkemece; bu konuda hüküm kurulmaması doğru değilse de, belirtilen hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hüküm fıkrasında yazılı bulunan "25.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline" cümlesinin yerine "25.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsiline" cümlesinin yazılması suretiyle hükmün HUMK'nun 438/VII. maddesi gereğince düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 15.12.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Davalı-karşı davacı cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle: nişanlılık sürecinde telefonla birbirlerini tanımaya çalıştıklarını, farklı şehirlerde yaşadıklarını, davacı-karşı davalının uygunsuz mesajlar atarak mesajları ailesine göstermesini istemesi üzerine tartıştıklarını, kendisinin zorla nişanlandığını, 4- 5 sena daha evlilik düşünmediğini söylediğini, nişanın davacı-karşı davalı yüzünden bozulduğunu, köy yerinde dedikodular çıktığı gibi psikolojik olarak da yıprandığını, bozulan psikolojisi için manevi tazminat, yaptığı masraflar için de maddi tazminat hükmedilmesini istediğini, taktığı 2 bilezik kırıldığı için tamir edilmek üzere karış tarafın kendisinden aldığını, tekrar takmadığını, nişan yüzüğü olan tektaşın mutad dışı hediye olduğunu, iadesinin istenemeyeceğini belirterek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile 50.000 TL maddi, 50.000 TL manevi tazminata işleyecek yasal faizi ile birlikte hükmedilmesini talep ettiği görülmüştür....
Davacı-karşı davalı, birleşen (2015/89 esas sayılı) dava dilekçesinde; nişanın davalı tarafından bozulmuş olması nedeniyle kişilik haklarının zarara uğradığını belirterek, uğradığı manevi zararın tazmini için 15.000 T tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir....
talepleri yönünden hüküm kurulmamış ve manevi tazminat talebi yönünden de ayrıca hüküm tesisi gerektiği ve yine karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’nin 10/3 maddesi uyarınca manevi tazminat talebinin tümden reddi halinde manevi tazminat talebi yönünden Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre davacı-karşı davalılar lehine ayrı bir kalem olarak vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi de doğru görülmemiştir....
Taraflar arasındaki hediyelerin iadesi asıl ve nişanın bozulması nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkin asıl ve karşı davaların mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, hediyelerin iadesine dair asıl dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, asıl davanın diğer talepler yönünden reddine, karşı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün, süresi içinde davacı - karşı davalı ve katılma yoluyla davalı - karşı davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı-karşı davalı; davalı ile 2013 yılı mart ayında aileler arasında yapılan bir törenle nişanlandıklarını, düğün hazırlıkları devam ederken davalı- karşı davacının kusurlu hareketleri nedeniyle nişanın bozulduğunu ileri sürerek, 5000 TL değerinde 1 adet tek taş yüzük, 15.000 TL değerinde 5 taş pırlanta yüzük ve 8000 TL değerinde gelinlik olmak üzere toplam 28.000 TL ile düğün...