Nişanın bozulması nedeniyle mutad dışı hediyelerin geri alınmasına ilişkin davalarda kusur aranmaz. Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarına göre; nişan yüzüğü dışında kalan tüm altın, takı ve ziynet eşyaları mutad dışı hediye olarak kabul edilmiştir. Bu nedenle nişanın bozulması nedeniyle nişanlıların birbirlerine veya ana ve babanın ya da onlar gibi davrananların diğer nişanlıya vermiş oldukları ziynet eşyaları verenler tarafından geri istenebilir. Hediyelerin verildiği ve iade edilmediği hususu her türlü delille de ispat edilebilir. TMK'nın 6.maddesi hükmü uyarınca; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan herbiri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde; gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere, ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimsenin, iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir....
Nişanın bozulması nedeniyle mutad dışı hediyelerin geri alınmasına ilişkin davalarda kusur aranmaz. Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarına göre; nişan yüzüğü dışında kalan tüm altın, takı ve ziynet eşyaları mutat dışı hediye olarak kabul edilmiştir. Bu nedenle nişanın bozulması nedeniyle nişanlıların birbirlerine veya ana ve babanın ya da onlar gibi davrananların diğer nişanlıya vermiş oldukları ziynet eşyaları verenler tarafından geri istenebilir. Hediyelerin verildiği ve iade edilmediği hususu her türlü delille de ispat edilebilir. TMK.nun 123. maddesinde "Nişanlılığın sona ermesinden doğan dava hakları, sona ermenin üzerinden bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrar" denilmektedir....
Mahkemece asıl davanın zaman aşımı nedeniyle reddine; birleşen davanın ise kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm taraflar vekillerince temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davada, nişanın davalıların kusurlu davranışları sonucu bozulduğu ileri sürülerek, maddi ve manevi tazminat talep edilmiştir.Birleşen davada ise; nişan hediyelerinin aynen iadesi, mümkün olmadığında bedeli olarak 2.700 TL'nin faiziyle tahsili istenilmiştir. Mahkemece; Asıl davanın zamanaşımı nedeniyle reddine; Birleşen davanın ise kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince süresinde temyiz edilmiştir....
HD'nin 2017/3983 E. - 2018/3465 K. sayılı 17/09/2018 tarihli kararıyla maddi tazminat istemine yönelik kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunu 6100 sayılı HMK'nun 353/1. fıkra (b-1) bendi gereğince esastan reddine, manevi tazminata ilişkin istemin nişanın bozulması sebebiyle 4721 sayılı TMK'nun 121. maddesinde düzenlenen manevi tazminat istemi niteliğinde olmadığı, 6098 sayılı TBK'nun 49 ve devamı maddelerinde haksız eyleme dayalı olduğu ve bu davalarda genel mahkemelerin görevli olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin manevi tazminat istemine yönelik istinaf talebinin kabulüyle 6100 sayılı HMK''nun 353/1. fıkra (a-3) bendi gereğince kararın kaldırılmasına, gerekçede açıklandığı üzere işlem yapılmak üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesine kesin biçimde karar verilmiştir....
Taraflar arasındaki hediyelerin iadesi asıl ve nişanın bozulması nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkin asıl ve karşı davaların mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, hediyelerin iadesine dair asıl dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, asıl davanın diğer talepler yönünden reddine, karşı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün, süresi içinde davacı - karşı davalı ve katılma yoluyla davalı - karşı davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı-karşı davalı; davalı ile 2013 yılı mart ayında aileler arasında yapılan bir törenle nişanlandıklarını, düğün hazırlıkları devam ederken davalı- karşı davacının kusurlu hareketleri nedeniyle nişanın bozulduğunu ileri sürerek, 5000 TL değerinde 1 adet tek taş yüzük, 15.000 TL değerinde 5 taş pırlanta yüzük ve 8000 TL değerinde gelinlik olmak üzere toplam 28.000 TL ile düğün...
Davalı vekili cevap dilekçesinde; nişanın davacının kusuru hareketleri sonucu bozulduğunu, davacı tarafın nişan hediyesi olarak taktığı 3 adet bileziğin nişanın bozulmasının ardından davacı tarafa iade edildiğini beyan ederek davanın reddini savunmuş karşı dava dilekçesinde; davacı tarafın söz ve davranışları neticesinde müvekkilin kişilik haklarının ağır surette saldırıya uğradığını belirterek 10.000,00 TL manevi tazminatın davacı taraftan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece; nişanın davalı ve karşı davacının kusurundan kaynaklanarak bozulduğu yolunda olumlu kanaat oluşmadığı gerekçesi ile davacının takıların iadesi ve manevi tazminat konusundaki davasının reddi ile davalı ve karşı davacının manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin...
Davalı taraf ise, açtığı karşılık dava ile nişanın haksız olarak bozulması nedeni ile 5000 TL.maddi ve 15000 TL.manevi tazminatın davacı karşılık davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, asıl davanın kısmen kabulü ile nişan hediyelerinin aynen olmadığı takdirde, bedelleri olan 12.466 TL.nin davalıdan tahsiline, karşılık davanın ise zamanaşımı nedeni ile reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacının sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak; somut olayda davacı tarafından davalı nişanlıya nişan hediyesi olarak takılan 2 adet “fosil “ marka saatin mahkemece “mutat hediye” sayılarak iade talebinin reddine karar verilmiştir. TMK.nun 122. maddesine göre, nişanlılık evlenme dışında bir nedenden sona ererse, nişanlıların birbirlerine vermiş oldukları, alışılmışın dışındaki hediyeler geri istenebilir. Bu maddeye göre, nişanın bozulması nedeniyle mutad dışı hediyelerin geri alınmasına ilişkin davalarda kusur aranmaz....
Somut olaya gelince; toplanan deliller ve alınan tanık ifadeleri birlikte değerlendirildiğinde kabule konu ziynet eşyalarının nişan hediyesi olarak kadına takıldığı, nişanın bozulması nedeniyle iadesinin gerektiği değerlendirildiğinde ilk derece mahkemesinin kabul gerekçesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Yukarıda açıklanan nedenlerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Nişanın Bozulması Sebebiyle Tapu İptali ve Tescil-Ziynet Alacağı-Manevî Tazminat Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı kadın tarafından tapu kaydının iptali ve tescile dair hüküm ve kendisinin açtığı manevî tazminat davasının reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davalı-karşı davacı kadının, manevî tazminat davasının reddine yönelik temyiz dilekçesinin incelenmesinde; 6100 sayılı HMK'nın 362. maddesinin 1. fıkrasının b bendi uyarınca "Miktar veya değeri kırk bin Türk Lirasını (bu tutar dahil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar" temyiz edilemez. 02.12.2016 tarihli 6763 sayılı Kanun'un 44. maddesi ile de 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na eklenen ek madde 1 uyarınca temyiz parasal sınırlarının (HMK m. 341, 362) Vergi Usul Kanunu'nun mükerrer 298.maddesine göre her yıl tespit ve ilan...
Yargılamanın devamı sırasında davacılar vekili haksız fiile dayalı olarak açılan manevi tazminat davasını, nişanın bozulması nedeniyle manevi tazminat davası olarak ıslah etmiştir. Davalı vekili....Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/208 E. sayılı dava dosyasında reşit olmayanla cinsel ilişki suçundan davalı hakkında yapılan yargılama neticesinde 6 aylık şikayet süresinin geçirildiği gerekçesiyle düşme kararı verildiğini, davaya konu olaya ilişkin olarak herhangi bir hile, tehdit, baskı veya cebrin söz konusu olmadığını, olayın rıza ile gerçekleştiğini, olaydan sonra tarafların nişanlılık durumlarının devam ettiğini, ancak nişanlısının başka bir erkekle görüşmesi ve söz konusu şahıs ile görüştüğünü ve ilişkilerinin olduğunu çevrede dillendirmesi nedeniyle kendisinin nişanlılılık ilişkisini devam ettirmesinin beklenemeyeceğini, dava dilekçesindeki hususların dayanaksız olup davacı tarafın haksız menfaat temini amacıyla bu davayı açtığını belirterek davanın reddini savunmuştur....