"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : AŞKALE ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ TARİHİ : 26/03/2014 NUMARASI : 2012/158-2014/39 Taraflar arasındaki nişanın bozulması nedeniyle tazminat ve nişan hediyelerinin iadesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 4.141.70 TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 04.06.2015 günü oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece; ''...davacının nişanda kendisine takılan ziynet eşyalarının kendisine iadesi yönünde açtığı maddi tazminat davasının aradaki hukuki ilişkinin bozulması sebebi ile davacının davalı tarafından kendisine takılan ziynet eşyalarını isteyemeyeceği kanaati hasıl olduğundan ve davacının nişanın bozulması sebebi ile açtığı manevi tazminat davasının nişanın bozulmasında davacının ağır kusurunun bulunduğu kanaati hasıl olduğundan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.'' gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4.maddesi uyarınca 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 2.kitabı ile (3 kısım hariç) 4722 sayılı Türk Medeni Kanununun Yürürlüğü ve Uygulanış Şekli Hakkında Kanun kapsamındaki aile hukukundan doğan dava ve işler aile mahkemesinde görülür....
Kural olarak nişanın bozulması yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir. (TMK m. 121) Nişanın bozulmasından dolayı davacı lehine manevi tazminata hükmedilebilmesi için, nişanın haksız olarak bozulmasının yanında, davacının kişilik haklarının da ihlal edilmiş olması gerekir. Nişanın bozulması, doğal olarak taraflarda değişik şiddet ve ölçülerde de olsa üzüntü yaratır ve menfaat ihlaline neden olur. Ancak sırf, nişanın bozulmasından dolayı duyulan üzüntü ve hayal kırıklığına uğranılmış olması manevi tazminata hükmedilmesi için yeterli değildir. Doğal olan üzüntü ve menfaat ihlali manevi tazminata esas alınmaz. Zira, manevi tazminata karar verilebilmesi için istemde bulunan nişanlının kişisel haklarının fahiş olarak zarara uğramış olması gerekir. Bu fahiş zararın somut olay ve nedenlere dayanılarak ispat edilmesi gerekir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Dava dilekçesinde 10.000 TL manevi, 500 TL maddi tazminatın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davalılar Sabri ve ... hakkındaki manevi tazminat istemi ile maddi tazminat isteminin reddine, diğer davalılar hakkındaki manevi tazminat isteminin ise kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalılar Kemal ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili, da, davalıların davacının kişilik haklarına saldırı teşkil eden eylemleri nedeniyle nişanın bozulduğunu ileri sürerek; 10.000 TL manevi, 500 TL maddi olmak üzere toplam 10.500 TL tazminatın haksız eylem tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.Davalılar, davaya cevap vermemiştir....
Nişanın bozulması nedeniyle mutad dışı hediyelerin geri alınmasına ilişkin davalarda kusur aranmaz. Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarına göre; nişan yüzüğü dışında kalan tüm altın, takı ve ziynet eşyaları mutad dışı hediye olarak kabul edilmiştir. Bu nedenle nişanın bozulması nedeniyle nişanlıların birbirlerine veya ana ve babanın ya da onlar gibi davrananların diğer nişanlıya vermiş oldukları ziynet eşyaları verenler tarafından geri istenebilir. Hediyelerin verildiği ve iade edilmediği hususu her türlü delille de ispat edilebilir. Diğer taraftan, TMK.nun 6. maddesi hükmü uyarınca; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan herbiri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde; gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere, ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer....
Davalı-karşı davacı cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle: nişanlılık sürecinde telefonla birbirlerini tanımaya çalıştıklarını, farklı şehirlerde yaşadıklarını, davacı-karşı davalının uygunsuz mesajlar atarak mesajları ailesine göstermesini istemesi üzerine tartıştıklarını, kendisinin zorla nişanlandığını, 4- 5 sena daha evlilik düşünmediğini söylediğini, nişanın davacı-karşı davalı yüzünden bozulduğunu, köy yerinde dedikodular çıktığı gibi psikolojik olarak da yıprandığını, bozulan psikolojisi için manevi tazminat, yaptığı masraflar için de maddi tazminat hükmedilmesini istediğini, taktığı 2 bilezik kırıldığı için tamir edilmek üzere karış tarafın kendisinden aldığını, tekrar takmadığını, nişan yüzüğü olan tektaşın mutad dışı hediye olduğunu, iadesinin istenemeyeceğini belirterek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile 50.000 TL maddi, 50.000 TL manevi tazminata işleyecek yasal faizi ile birlikte hükmedilmesini talep ettiği görülmüştür....
Taraflar arasındaki nişanın bozulması nedeniyle manevi tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, hükmü temyiz eden davacı adli müzaharet kararı almış olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, 6100 sayılı HMK'nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 13/09/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi. ..........
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Dava dilekçesinde nişanın haksız yere bozulması nedeniyle 4000TL.manevi ve 1.650-TL.maddi tazminatın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Birleşen dava dilekçesinde ise; 5000-TL.manevi tazminat ile nişanda takılan altın bedeli 760-TL.nin tahsili talep ve dava edilmiştir. Mahkemece davanın ve birleşen davanın kısmen kabulü ve kısmen reddi cihetine gidilmiş, hüküm davalı (birleşen dosya davacısı) tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki nişanın bozulması nedeniyle tazminat ve hediyelerin geri verilmesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 440.60 TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 27.02.2018 günü oybirliğiyle karar verildi....
Hakim, davanın hukuki sebebini re'sen tayin ve tesbitle görevlidir.Bu durumda, davalının dava dışı kişi ile resmen evli olduğu dönemde davacı ile birlikte yaşamalarının nişanlanma niteliğinde bulunmadığı ve davanın TMK.nun 121.maddesinde yer alan "nişanın davalının kusurundan dolayı bozulması nedeniyle manevi tazminat" kapsamında olmadığı anlaşıldığına göre davanın aile hukukundan doğan ve Aile Mahkemesinin görevli olduğu dava ve işlerden olmadığı kesindir.O halde, mahkemece, görevsizlik kararı verilerek davaya Asliye Hukuk Mahkemesinde bakılması gerekirken Aile Mahkemesi sıfatıyla davanın esası hakkında hüküm kurulması doğru görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 17.01.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....