Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili, davacının müvekkiline sattığı madenin aralarındaki anlaşmaya aykırı olarak istenilen değerlerde olmadığını ve ayıplı olduğunu, malın ayıplı haline karşılık gelen bedelin davacıya ödendiğini, aralarındaki mail yazışmalarına göre ayıbı süresinde bildirdiklerini savunarak, davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporlarına göre, davalının davacıdan satın aldığı malın (maden) aralarındaki sözlü anlaşmaya aykırı olarak istenilen değerde olmadığı, davalının davacıya yapmış olduğu ödemelerin teslim edilen düşük oranlı madenlere ilişkin ayıplı malların değerini karşıladığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Dava, satım sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir....

    Tüketici bu seçimlik haklarından biri ile birlikte 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu hükümleri uyarınca tazminat da talep edebilir." şeklinde düzenlenmiştir. 6502 sayılı Yasa m.11'de ayıplı mal nedeni ile tüketicinin seçimlik hakları ile ilgili yasal düzenlemeye göre; malın ayıplı olduğunun anlaşılması durumunda tüketicinin satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme hakkı bulunmaktadır. Yine 6502 sayılı Yasa m.10'da; teslim tarihinden itibaren 6 ay içinde ortaya çıkan ayıpların teslim tarihinde var olduğu kabul edilir bu durumda malın ayıplı olmadığının ispatı satıcıya aittir. Hal böyle olunca; davalı tarafından satışı yapılan dava konusu ürünlerin tesliminden itibaren 6 ay içerisinde ortaya çıkan ayıpların teslim tarihinde var olduğu ve bu durumda ayıplı olmadığının davalı tarafından ispat etmesi gerekmektedir....

    -TL tutarında aracın değerinde bir azalma meydana getirdiği, davacının bu miktarı talebe hakkı bulunduğu, davacının bunun dışındaki maddi zarar taleplerini satıcının sattığı malın ayıplı olduğunu bilerek, kusurlu olarak davacıya sattığının ise ispat edilemediği gibi somut olayda manevi tazminat istem koşullarının oluşmadığı gerekçeleriyle, davacının manevi tazminat isteminin reddine, maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 6.000.00.-TL'nin 12.12.2006 tarihinden işleyen ticari faizi ile davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ile davalılardan ... Türk Oto.Fab.A.Ş.vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı ......

      DAVA KONUSU : Tüketiciyi Koruma Kanunundan Kaynaklanan (Malın Ayıplı Olmasından Kaynaklanan) KARAR : İSTEM: Davacı dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin Manavkuyu bayisi Atilla Ticaret firmasından 8.700,00 TL değerinde koltuk takımı ve yemek masası satın aldığını, İzmir 1. Tüketici Mahkemesinde dava açtığını, koltuk takımı ve yemek masasının ayıplı olduğu tespit edilerek davayı kazandığını, fakat Atilla Ticaret firmasının iflas etmesi nedeniyle icra işlemlerini yapamadığını, ürünlerin 2 yıl garantili olması ve garantinin devam ediyor olması nedeniyle alacağını davalı şirketten talep ettiğini belirterek, alacağının davalıdan tahsilini, fatura tarih ve faiz hakkı ile yargılama giderlerinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir. CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; İzmir 1....

      Bu husus 4077 sayılı yasanın 4/4 maddesinde "ayıplı maldan sorumluluk, ayıp daha sonra ortaya çıkmış olsa bile malın tüketiciye teslimi tarihnden itibaren iki yıllık zamanaşımına tabidir. Ayıplı malın neden olduğu her türlü zaralardan dolayı yapılacak talepler ise üç yıllık zamanaşımına tabidir. Bu talepler zarara sebep olan malın piyasaya sürüldüğü günden başlayarak on yıl sonra ortadan kalkar. Ancak satılan malın ayıbı, tüketiciden satıcının ağır kusuru veya hile ile gizlenmişse zamanaşımı süresinden yaralanamaz." şeklinde düzenlenmiştir. Davacının söz konusu malı satın almasından itibarin 10 yılı aşkın bir süre geçmiştir. Satıcının ayıp nedeniyle ağır kusuru kanıtlanamadığı gibi ayıbın hile ile gizlendiği de kanıtlanamamıştır.Bu durumda davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerekirken davanın kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....

        Ayıplı malın neden olduğu zarardan dolayı birden fazla kimse sorumlu olduğu takdirde bunlar müteselsilen sorumludurlar. Satılan malın ayıplı olduğunun bilinmemesi bu sorumluluğu ortadan kaldırmaz. Değişik fıkra: 21.2.2007 t. 5582 s. K. M.22 Bu madde ile ayıba karşı sorumlu tutulanlar, ayıba karşı daha uzun bir süre ile sorumluluk üstlenmemişlerse, ayıplı maldan sorumluluk, ayıp daha sonra ortaya çıkmış olsa bile malın tüketiciye teslimi tarihinden itibaren iki yıllık zamanaşımına tabidir. Bu süre konut ve tatil amaçlı taşınmaz mallarda beş yıldır. Ayıplı malın neden olduğu her türlü zararlardan dolayı yapılacak talepler ise üç yıllık zamanaşımına tabidir. Bu talepler zarara sebep olan malın piyasaya sürüldüğü günden başlayarak on yıl sonra ortadan kalkar. Ancak, satılan malın ayıbı, tüketiciden satıcının ağır kusuru veya hile ile gizlenmişse zamanaşımı süresinden yararlanılamaz....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi(Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) Taraflar arasındaki malın ayıplı olmasından kaynaklanan davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin görevsizliğine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı; 28.07.2012 tarihinde davalı ...’nin üretimini yaptığı,diğer davalı...’un satışını üstlendiği ...,. numaralı traktörü satın aldığını, imalat hataları nedeniyle satıma konu aracın kullanılamadığını ve bu sebeple satım bedelinin iadesi ile kullanılamaması sebebiyle oluşan kazanç kaybını talep etmiştir. Davalılar, davanın reddini istemiştir. Mahkemece; Ticaret mahkemesi sıfatıyla yapılan yargılama sonucunda yetkisizlik kararı verilerek,dava dosyasının başvuru halinde yetkili mahkeme olan ....Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş,mahkemece verilen hüküm; davacı, tarafça temyiz edilmiştir....

          İş dosyasında alınan bilirkişi raporu ile taşlarda gözle görülür imalat hatalarının bulunduğu, davacının ayıplı taşlar nedeniyle malzeme, sökme, tekrar döşeme ve nakliye olmak üzere toplam 22.873,6.- TL zararı olduğunun tespit edildiği, davalı tarafın takas talebine istinaden tarafların ticari defterlerinin incelenmesi sonucu tespit edilen 3.855,84.-TL davalı alacağı, 22.873,6.-TL tazminattan mahsup edildiği gerekçesiyle 19.017,76.-TL 'nin dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, ticari satımdan kaynaklanan ayıplı mal nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. T.T.K.’nun 23/c maddesi hükmü uyarınca, malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise, alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbarla yükümlüdür....

            Tüketici bu seçimlik haklarından biri ile birlikte ayıplı malın neden olduğu ölüm ve/veya yaralanmaya yol açan ve/veya kullanımdaki diğer mallarda zarara neden olan hallerde imalatçı-üreticiden tazminat isteme hakkına da sahiptir.” şeklinde düzenleme mevcuttur. 4077 sayılı kanunun 4.maddesinin 3.bendinde ise (Değişik fıkra: 21/02/2007-5582 S.K./22.mad) İmalatçı-üreticinin, satıcının, bayinin, acentenin, ithalatçını ve 10 uncu maddenin beşinci fıkrasına veya 10/B maddesinin dokuzuncu fıkrasına göre kredi verenin, ayıplı maldan ve tüketicinin bu maddede yer alan seçimlik haklarından dolayı müteselsilen sorumlu olacakları belirtilmiştir. Somut olayda, davacının dava konusu aracı ticari ve mesleki bir amaçla edinmediği, aracın hususi otomobil olduğu davalılar tarafından imal edilen ve satılan aracın ayıplı olaması nedeniyle geçirdiği trafik kazasında yaralandığını ileri sürerek maddi ve manevi tazminat istemiyle eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır....

              Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2012/22 D. .... dosyası ile tespit edildiğini, teslim edilen malda ve malın tesliminde satıcı ve kiralayanın ağır kusuru bulunduğunu, kiralayanın bedelde indirimi kabul etmediğini ileri sürerek, zararın tespiti ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın yetkili mahkemede açılmadığını, dosyanın görevli ve yetkili ... Ticaret Mahkemesine gönderilmesi gerektiğini, kiracı olan davacı şirketin ikame ettiği davada taraf ehliyeti bulunmadığından davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, sözleşmenin 10.04.2012 tarihinde imzalandığını, davacının talebinin zamanaşımına uğradığını, davanın zamanaşımı yönünden de reddi gerektiğini, esasa ilişkin ise malın ayıplı olmasından kiralayanın sorumlu olmayacağını belirterek, davanın reddini savunmuştur....

                UYAP Entegrasyonu