KARAR : Davanın Kısmen Kabulüne Taraflar arasındaki malın ayıplı olmasından kaynaklanan bedel indirimi ve geç teslimden kaynaklanan kira bedeli alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Kararın feri müdahil vekili, davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece feri müdahilin temyiz isteminin süresinde olmadığından reddine, davacı ve davalı ...'ın temyiz istemlerinin reddiyle kararın onanmasına karar verilmiştir. Davacı vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş, Mahkemenin 08.04.2022 tarihli ek kararı ile davacı vekilinin karar düzeltme talebinin reddine karar verilmiş ve davacı vekilince bu karar süresi içinde temyiz edilmiş olmakla; yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü: Yargıtay kararının düzeltilmesine ilişkin verilen dilekçenin reddine ilişkin karar verme yetkisi Yargıtay dairesine aittir....
TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : 20/03/2018 NUMARASI : 2017/457 ESAS - 2018/124 KARAR DAVA KONUSU : Tüketiciyi Koruma Kanunundan Kaynaklanan (Malın Ayıplı Olmasından Kaynaklanan) KARAR : Bakırköy 1. Tüketici Mahkemesinin 20/03/2018 tarihli, 2017/457 Esas, 2018/124 Karar sayılı dosyasında verilen karar istinaf incelemesi için dairemize tevzi edilmekle Dairemiz yukarıda belirtilen esas sırasına kaydı yapıldı. Dosya incelendi. Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; Dava konusu ayıplı mal iade alınarak, fatura bedelinin fatura tarihi olan 26.10.2013'ten itibaren işlemiş olan ve bu günden sonra da işleyecek reeskont faiziyle birlikte müvekkile iadesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Tüketici Finansmanı A.Ş. arasında yapılan 15.07.2006 tarihli tüketici kredisi sözleşmesi ile taksitli olarak ödendiği, alınan bilirkişi raporu gereğince, satın alındığı tarihten itibaren motosikletin 1 yıl içerisinde farklı arızalardan dolayı 8 kez servise götürüldüğü, halen de kısmen mevcut olan bu arızaların kullanım hatasından kaynak-lanmayıp, gizli ayıp niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. 4822 sayılı Kanunla değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'un ayıplı mal ile ilgili 4. maddesinin 3. fıkrasında, "İmalatçı-üretici, satıcı, bayi, acente, ithalatçı ve 10. maddenin beşinci fıkrasına göre kredi veren ayıplı maldan ve tüketicinin bu maddede yer alan seçimlik haklarından dolayı müteselsilen sorumludur. Ayıplı malın neden olduğu zarardan dolayı birden fazla kimse sorumlu olduğu takdirde bunlar müteselsilen sorumludurlar. Satılan malın ayıplı olduğunun bilinmemesi bu sorumluluğu ortadan kaldırmaz....
Davalılar vekili, davacının Finansal Kiralama Sözleşmesinin 17. maddesi gereği dava konusu makinenin malikinin finansal kiralama şirketi olduğunu, davacının anılan Sözleşmenin 13. maddesi gereği kiralanan malın sadece zilyedi olduğunu, davacının mülkiyet hakkına dayanarak malın bedelini talep edemeyeceğini, davacının bu sebeple aktif dava ehliyetinin olmadığını, müvekkili davalı şirketlerden ...nin davacı ile herhangi bir sözleşme imzalamadığından husumet yokluğu nedeniyle davanın reddi gerektiğini, diğer davalı şirket yönünden ise davacının kiraladığı malın sadece servis hizmetini sunduğundan kendisine ancak servis hizmetlerinden doğan uyuşmazlığın yöneltilebileceğini, müvekkili şirketin alım satımdan kaynaklanan bir sorumluluğu bulunmadığından bu davalı yönünden de husumet yokluğu nedeniyle davanın reddi gerektiğini, davacı şirketin makineyi kiralamadan önce müvekkili ...'...
Kanunun 11. maddesinde ise malın ayıplı olduğunun anlaşılması durumunda tüketicinin, satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme, satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme, aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme veya imkân varsa, satılanın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini isteme seçimlik haklarından birini kullanabileceği, satıcının ise, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlü olduğu, ikinci fıkrada ise ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi haklarının üretici veya ithalatçıya karşı da kullanılabileceği, bu fıkradaki hakların yerine getirilmesi konusunda satıcı, üretici ve ithalatçı müteselsilen sorumlu olduğu hüküm altına alınmıştır. Kural olarak, tüketici satın aldığı malın ayıplı çıkması durumunda, seçimlik haklarını dilediği şekilde kullanabilir....
TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : 10/10/2019 NUMARASI : 2018/787 ESAS, 2019/435 KARAR DAVA KONUSU : Tüketiciyi Koruma Kanunundan Kaynaklanan (Malın Ayıplı Olmasından Kaynaklanan) KARAR : İSTANBUL ANADOLU 5. TÜKETİCİ MAHKEMESİnin 10/10/2019 tarihli ve 2018/787 Esas, 2019/435 Karar sayılı dosyasında verilen karar; davalı tarafça vaki istinaf talebi üzerine istinaf incelemesi için dairemize tevzi edilmekle Dairemiz yukarıda belirtilen esas sırasına kaydı yapıldı. Dosya incelendi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki malın ayıplı olmasından kaynaklanan davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. K A R A R Davacı, 12.08.2010 tarihinde davalıdan koltuk takımı aldığını ancak dikiş yerlerinin potllu ve döşemede kaymalar olduğunu ayrıca süngerlerin de düşük kalite olduğunu teslimden sonra farkettiğini, ürünün değiştirilmesi için davalıdan talepte bulunduğunu ancak sonuç alamadığını bu sefer ürüne ödediği bedelin iadesi için takip başlattığını ancak davalının takibe süresinde itiraz etmekle takibin durduğunu bu nedenle takibe yapılan haksız itirazın iptali ile icra inkar tazminatı talep etmiştir. Davalı, üründe gizli ayıp olmadığını, süresinde yasal ihbar şartının gerçekleşmediğini savunarak davanın reddini dilemiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dava; malın ayıplı olmasından kaynaklanan sözleşmeden dönme, ödenen bedelin iadesi, rehnin kaldırılması ile tazminat talebine ilişkindir. İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır....
Mahkemece, ayıplı malları almasının müflis şirketten beklenemeyeceği, pamukların daha sonra daha düşük bedel ile üçüncü şahsa satılmasının malların ayıplı olmasından kaynaklandığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de varılan sonuç dosya kapsamıyla örtüşmektedir. 6102 Sayılı TTK'nın 23/1-c maddesi tacirler arasındaki satışa konu ayıplı olması halinde yapılması gereken işlemleri düzenlemektedir. Anılan maddeye göre malı satın alan tacir, malın ayıplı olduğu açıkça belli değilse, malı teslim aldıktan sonra malı incelemek veya incelettirmek, malın ayıplı olması halinde 8 gün içinde bu durumu satıcıya iletmek durumundadır. Somut olayda davalı tacir olup, satılan malın ayıplı olduğuna hususunda süresinde davacıya ayıp ihbarında bulunduğuna ilişkin delil sunmamıştır....
ayıplı olup olmadığının tespitinin yapılmadığı, malın ayıplı olması durumda inşaatın statik durumunun ne olduğu, bu inşaatta kullanılan hazır betonun ayıplı olması halinde yapılan imalatların yıkılmasının gerekip gerekmediği, yıkılması halinde yıkım masrafı ve davacının yapmış olduğu inşaat masraflarının neler olduğunun tespit edilmediği, malın ayıplı olması halinde inşaat yıkılmadan onarım yapılması, inşaatta güçlendirme yapılmasının mümkün olup olmadığı hususlarının değerlendirilmeden ve her bir ihtimal karşısında zararın ve tazminat miktarının ayrı ayrı belirlenmesi gerekirken bu hususların raporda belirtilmediği anlaşıldığından, davacının istinaf talebinin kabulü ile mahkeme kararının ortadan kaldırılarak yukarıdaki şekilde işleme yapılmak üzere dosyanın mahkemesine iadesine karar vermek gerekmiştir....