Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildikten sonra, uzlaşmanın gereklerinin yerine getirilmemesi halinde, mahkeme tarafından, 231 inci maddenin onbirinci fıkrasındaki şartlar aranmaksızın, hüküm açıklanır.” şeklindeki düzenlemeden de anlaşılacağı üzere, uzlaşmanın gereklerini yerine getirilmemesi halinde mahkeme tarafından sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının açıklanmasında, anılan Kanun’un 231/11. maddesindeki şartların aranmayacağı, bununla birlikte 231/11. maddesinin 2. cümlesinde yer alan, “Ancak mahkeme, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumunu değerlendirerek; cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vererek yeni bir mahkûmiyet hükmü kurabilir.” şeklindeki düzenlemenin mahkemesince gözetilmesi gerektiği, bu nedenle mahkemenin duruşma açarak sanıkların hukuki durumunu...
Esas sayılı dosyası üzerinden devam edilmesini, davalı ile müvekkili şirket arasındaki 08.08.2018 tarihli sözleşme kapsamındaki yükümlülüklerin davalı tarafından tam ve zamanında yerine getirilmemesi sebebiyle müvekkili şirket tarafından düzenlenen 26.03.2021 tarih ... sayı 96.583,00 TL bedelli gecikme cezası ve eksik işlerin tamamlatılmasına ilişkin faturadan kaynaklı 96.583,00 TL alacaktan fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 20.000,00 TL'sinin fatura tarihi olan 26.03.2021 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile bilikte davalıdan tahsilini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkememizce yapılan değerlendirmede; T.C. Konya . Asliye Ticaret mahkemesinin ......
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; 15.01.2007 tarihli sözleşme ile protokol belgesine ilişkin olarak, davalının aracın ve kooperatif üyeliğinin devrine ilişkin tüm edimlerini yerine getirdiği, ticari taksinin geç tesliminden kaynaklı zarar yönünden, bu yükümlüğün ne zaman ve ne şekilde yerine getirileceği yönünde sözleşmede bir açıklık bulunmadığı, bu konudaki edimlerini hiç yerine getirilmemesi veya geç yerine getirilmesinden kaynaklanan bir zararın oluştuğunun, davacı yanca ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir. 1) Dava, sözleşmenin ifa edilmemesinden kaynaklanan tazminat ve kooperatif hissesinin davalı tarafından davacıya devredilmediği iddiasına dayalı olarak davacının bu şekilde devir yolu ile üye olduğunun tespitine karar verilmesi istemine ilişkindir....
Somut olayda, davacıya ilave gider avansını yatırmak üzere kesin süre verilmesine ilişkin ara kararda hangi gider için ilave gider avansının yatırılması gerektiği açıkça belirtilmediğinden usulüne uygun olmayan bu ara kararın yerine getirilmemesi halinde kesin süreye uyulmamasının sonuçları doğmayacağı halde yerinde olmayan gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmesi hatalıdır. Somut olayda, 21/02/2012 tarihli ara karar ile davacı vekiline "gider avansını" yatırması için (2) hafta kesin süre verildiği, davacının gider avansını süresinde yatırmadığı, ara kararda hangi işlem için ne miktarda gider avansı istendiği açıkça belirtilmediğinden usulüne uygun olmayan bu ara kararının yerine getirilmemesi halinde, kesin süreye uyulmamasının sonuçları doğmayacaktır. Bu nedenle, yerinde olmayan gerekçeyle dava şartı bulunmadığından davanın usulden reddine karar verilmesi hatalıdır....
Dairemiz ilamı gereğinin yerine getirilmemesi işin uzamasına neden olduğu gibi, sorumluluk da doğurabileceğinden en kısa sürede mahkeme kararının alacaklı vekiline tebliği ile temyiz süresinin geçmesi beklendikten sonra tebligat mazbatası ile birlikte gönderilmesi için dosyanın yeniden mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 26.01.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece, yürütmeyi durdurma kararının yerine getirilme aşamasında davacının Sancaktepe Belediye Başkanlığında çalışmakta olduğu, davalıların yürütmeyi durdurma kararının yerine getirmesi halinde davacının her iki belediyede aynı anda çalışmasının mümkün olmayacağı, davalıların yürütmeyi durdurma kararının yerine getirmemesinde davacının manevi olarak bir zarar görmediği gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir. Davanın yasal dayanağı, dava tarihinde yürürlükte bulunan 2577 sayılı İYUK'un 28/4. maddesidir. Anılan maddede; mahkeme kararlarının otuz gün içinde kamu görevlilerince kasten yerine getirilmemesi halinde ilgilinin, idare aleyhine dava açabileceği gibi, kararı yerine getirmeyen kamu görevlisi aleyhine de tazminat davası açılabileceği hükme bağlanmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... tarafından, davalılar ... ve ... aleyhine 24/01/2013 gününde verilen dilekçe ile mahkeme ilamının yerine getirilmemesi nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 17/06/2016 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekilince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA 30/11/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Sözleşme yapılması düşüncesiyle yani uyulacağına ve yerine getirileceğine inanılan bir sözleşmenin hüküm ifade etmemesi ve yerine getirilmemesi yüzünden güvenin boşa çıkması nedeniyle uğranılan zararın " menfi zarar" olup böylelikle sözleşmenin yerine getirilmemesi nedeniyle yapılan masrafların sözleşmeyi yerine getirmeyen tarafın karşılaması kabul edilmiştir. Diğer bir anlatımla sözleşmenin yapılacağına güven duyan tarafın zararının diğer tarafça karşılanması gerekir. Sözleşmeden kaynaklı tazminat davalarında istinaf incelemesi yapmaya görevli daire 6. Hukuk Dairesidir. Her ne kadar Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairelerinin numaraları ile aralarındaki iş bölümünün belirlenmesine dair Hâkimler ve Savcılar Kurulu'nun 21/06/2019 tarih ve 678 sayılı kararının dairemizin iş bölümüne ait 10. maddesinde " Tarafların sıfatına bakılmaksızın (tacirler dahil), haksız eylemden kaynaklanan (suç teşkil eden eylemler, haksız haciz, haksız ihtiyati tedbir, haksız şikayet vb....
menfi zarar, proje dosyası için yapılan masraflar ve inşaat maliyetlerindeki artıştan kaynaklı menfi zararın ihtarnamenin tebliğ tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte, davalıdan alınarak müvekkiline verilmesi gerektiğini ileri sürerek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir....
Davacı ... tarafından, davalılar ... ve diğeri aleyhine 25/02/2013 gününde verilen dilekçe ile idari yargı kararının yerine getirilmemesi nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 08/04/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA 09/12/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi. .......