"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki mahkeme kararının yerine getirilmemesi kaynaklı tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kısmen kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davalı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R - Mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme ve işlem yapılarak hüküm kurulmuş; karar, davalı idare vekilince temyiz edilmiştir. Davalı idare vekilinin temyiz itirazları bozma ile kesinleşen yönlere ilişkin olduğundan usul ve yasaya uygun hükmün ONANMASINA, davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına, 19/01/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi....
B.. aleyhine 28/11/2014 gününde verilen dilekçe ile tazminat (mahkeme kararının yerine getirilmemesi kaynaklı) istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 04/03/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere göre yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA 12/10/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dava, İdari yargı kararının uygulanmaması nedeniyle tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece dava husumet yokluğundan reddedilmiş, kararı davacı temyiz etmiştir. Davacı, davalı belediye başkanının idari yargı kararını uygulamaması nedeniyle zarara uğradığını belirterek tazminat istemiştir. Yerel mahkeme, davanın idare aleyhine açılması gerektiği, zaten idare aleyhine açılan davanın reddedildiği ve davalıya husumet yöneltilemeyeceği gerekçesiyle davayı reddetmiştir. Anayasa’nın 138/4. maddesi gereğince; yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır. Bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez....
Dava dilekçesinden açıkça idare mahkemesinin yürütmeyi durdurma kararının uygulanmaması sebebine de dayanıldığı anlaşılmaktadır. Haksız eylemlerde kamu görevlisinin Anayasa’nın bu güvencesinden yararlanma olanağı bulunmamaktadır. İdari Yargılama Usulü Kanununun 28/4. maddesinde de; ”Mahkeme kararlarının (otuz) gün içinde kamu görevlilerince kasten yerine getirilmemesi halinde ilgilinin kararı yerine getirmeyen kamu görevlisi aleyhine tazminat davası açılabileceği” belirtilmiştir. İdari yargı kararının yerine getirilmemesi nedeni ile hizmet kusurundan ayrılabilen kişisel kusurunun bulunup bulunmadığı noktasında araştırma yapılmalı ve sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. Mahkemece husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. Kararın açıklanan nedenlerle bozulması gerekmiştir....
Bu nedenle, taraflar sözleşme uyarınca edimlerini yerine getirmek zorundadır. Sözleşmede tarafların edimleri belirlenmiş, 7. maddesinde ise sözleşmedeki şartların yerine getirilmemesi halinde davacıya 100.000,00 TL tazminat ödeneceği hüküm altına alınmıştır. Davacı dilekçesinde sözleşme uyarınca edimlerin yerine getirilmemesi nedeniyle bu edimlerin yerine geçen bedeli ve edimlerin geç ifasından kaynaklı tazminatı talep etmesi yanında sözleşmenin 7. maddesindeki tazminatı da istemiştir. Bu tazminat yazılış tarzı itibariyle seçimlik cezai şart niteliğindedir. Davacı ya ifayı, ya da cezayı talep edebilir. Her ikisini birlikte talep edebileceğine dair sözleşmede bir hüküm bulunmaması ve davada ifanın da talep edilmiş olması göz önüne alındığında artık davacının bu cezayı talep etmesi mümkün bulunmamaktadır....
İdare Mahkemesinde açtığı davayı kazandığını, mahkeme kararı gereğince ödenmesi gereken alacağının talebine rağmen ödenmediğini, yargı kararını uygulamayan davalı Belediye Başkanının İYUK 28/4 maddesi gereğince sorumlu olduğunu, davalının idare mahkemesi kararını uygulamayarak zararına neden olduğunu belirterek maddi ve manevi tazminat talep etmiştir. Mahkemece, Anayasanın 129/5 ve devlet memurları kanunun 13 maddeleri gereğince kamu görevlilerinin hizmet kusurundan kaynaklanan zararların tazmini için idareye dava açılması gerektiğinden bahisle davanın husumet yokluğundan reddine karar vermiştir. Dava dilekçesinden açıkça idare mahkemesinin kararının uygulanmaması sebebine de dayanıldığı anlaşılmaktadır. İdari Yargılama Usulü Kanununun 28/4. maddesinde de; ”Mahkeme kararlarının (otuz) gün içinde kamu görevlilerince kasten yerine getirilmemesi halinde ilgilinin kararı yerine getirmeyen kamu görevlisi aleyhine tazminat davası açılabileceği” belirtilmiştir....
Somut olayda davacı, hem mahkeme kararının yerine getirilmemesi nedeniyle yaşadığı süreç hem de bu durumun basında da haber olarak yer alması nedeniyle manevi tazminat isteminde bulunmuştur. BK'nun 49. maddesindeki (TBK.58) koşullar oluşmadığından manevi tazminat isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile kısmen kabulüne hükmedilmesi, usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. 3-Dosyada bulunan ...... ......i görüşme tutanakları ile koruma kurulu kararlarının incelenmesinden; davalıların davacının imar planı tadiline dair talebini değerlendirirken yaptırmak istediği inşaat nedeniyle çizdirdiği projenin taşınmazın bulunduğu mahallin imar planına aykırılık teşkil etmesi ve davacının isteği doğrultusunda plan tadili yapılmasının var olan yolun daralması sonucunu doğurma ihtimalini gözeterek bir karar verdikleri anlaşılmaktadır....
Anayasa’nın 138/4. maddesi gereğince; yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır. Bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez. İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 28/1. maddesi gereğince de; idare, idare mahkemelerinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının gereklerine göre gecikmeksizin işlem yapmak ve eylemde bulunmak zorunda olup bu süre hiçbir biçimde kararın idareye tebliğinden başlayarak otuz günü geçemez. Aynı maddenin, dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 4. fıkrası gereğince, mahkeme kararlarının otuz gün içinde kamu görevlilerince yerine getirilmemesi durumunda ilgili kararı yerine getirmeyen kamu görevlisi hakkında tazminat davası açılabilir. Kamu görevlilerinin, yargı kararını yerine getirmemesi kişisel kusur oluşturur ve hiç bir biçimde görevle ilişkilendirilemez....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat hukukuna ilişkin davada Konya 5.Asliye Hukuk ve Konya Tüketici Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, devre mülk satış sözleşmesine dayalı olarak yükümlülüklerin ve taahhütlerin yerine getirilmemesi ve devre mülkün teslim edilememesi nedenleriyle, tazminat istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce, devre mülk satış sözleşmesinden kaynaklı tazminat istemine ilişkin uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesinin görevine girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Tüketici Mahkemesi ise, birden ziyade devre mülk satışının ticari amaç için edinildiği, tatil amaçlı alımının söz konusu olmadığı gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat hukukuna ilişkin davada Konya 5.Asliye Hukuk ve Konya Tüketici Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, devre mülk satış sözleşmesine dayalı olarak yükümlülüklerin ve taahhütlerin yerine getirilmemesi ve devre mülkün teslim edilememesi nedenleriyle, tazminat istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce, devre mülk satış sözleşmesinden kaynaklı tazminat istemine ilişkin uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesinin görevine girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Tüketici Mahkemesi ise, birden ziyade devre mülk satışının ticari amaç için edinildiği, tatil amaçlı alımının söz konusu olmadığı gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur....