nın maddi tazminat isteminin reddine, davacı ...'nın maddi tazminat isteminin kabulü ile 1.222,96 TL maddi tazminatın davalılardan tahsiline, davacılar Ahmet ve Şeymanur'un maddi tazminat taleplerinin reddine, davacı tarafın manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile davacı ... lehine 16.000,00 TL, davacı ... lehine 16.000,00 TL, davacı ... lehine 6.000,00 TL, davacı ... lehine 6.000,00 TL olmak üzere toplam 44.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı şirket vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2. maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427. maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 2014 yılı için 1.890,00 TL'dir. Temyize konu karar, davacı ... için hükmedilen 1.222,96 TL maddi tazminat tutarı yönünden kesin niteliktedir....
I) verilebilmesi için maddi tazminat isteyen eşin mutlaka “maddi bir zararı” (Bilge ÖZTAN, Aile Hukuku, Ankara-2004, s. 482) mevcut olmalı ve bu maddi zarar dava dosyasında “kanıtlanmış” olmalıdır. Başka bir anlatımla ortada kanıtlanacak/kanıtlanması gereken bir “zarar” olgusu vardır. Dava dosyasına göre maddi tazminat istenilen davalı kadın; - Ev hanımı, - Herhangi bir malvarlığı ve geliri bulunmayan, - Üstelik ailesinin yardımı ile geçinen bir kişidir. Görüldüğü üzere maddi tazminat istenilen kadın maddi anlamda “katkısı istenilecek” bir kişi olmayıp aksine başkalarının yardımına muhtaç bir kişidir. Kadının “varlığı” ile “yokluğu” karşılaştırıldığında maddi tazminat isteyen kocanın sanılanın aksine değil zararı, boşanma sebebiyle elde ettiği bir menfaat (= Kadının yeme, içme, giyinme, sağlık vs.giderlerinden kurtulma) söz konusudur ( BGE 114 II 118ff)....
İlk derece mahkemesince; asıl davada, davacı ... yönünden manevi tazminat isteminin kabulüne, birleşen davada, davacı ... yönünden manevi tazminat isteminin kabulüne, davacı ... yönünden manevi tazminat istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve maddi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davacılar ve davalının istinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince istinaf başvurularının kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına ve yeniden esas hakkında karar verilerek, asıl davanın kabulüne, birleşen davada davacı Hamiyet yönünden manevi tazminat isteminin kabulüne, davacı ... yönünden manevi tazminat istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve maddi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir....
Somut olaya geldiğimizde ise; davacıların birden fazla asli talebini(maddi ve manevi tazminat talebini) aynı davada birleştirdikleri, buna göre eldeki dosyada davaların yığılmasının (objektif dava birlemesinin) söz konusu olduğu, yine davacılar vekilinin maddi tazminat talepleri bakımından başkaca bir koşul belirtmeden “atiye terk” iradesini ortaya koymasının bu taleplerin yani maddi tazminat davalarının takipsiz bırakıldığı şeklinde yorumlanması gerektiği açıktır. Yine yukarıda değinildiği üzere Mahkemeler tarafların talep sonuçları ile bağlı olup ondan daha fazlasına veya başka bir şeye karar veremezler. Hal böyle olunca davacıların maddi tazminat davalarının takipsiz bırakılması nedeniyle her iki davalı bakımından da “maddi tazminat davalarının açılmamış sayılmasına” karar verilmesi gerekirken davalı ......
Somut olayda, harcı yatırılarak usulüne uygun olarak açılmış bir maddi tazminat davası bulunmaktadır. Davacı taraf, 6100 sayılı HMK yürürlüğe girmeden, mahkemece verilen süre içerisinde maddi tazminat davasına ilişkin açıklama dilekçesi sunmuştur. Buna rağmen mahkemece bu hususa dikkat edilmeden davacı tarafa yeniden açıklama dilekçesi sunması için kesin süre verilerek, kesin süreye riayet edilmemesi nedeniyle maddi tazminat davasının açılmamış sayılmasına karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. --/-- Yapılacak iş; ortada harcı yatırılarak usulüne uygun olarak açılmış bir maddi tazminat davası bulunduğundan, maddi tazminat davası incelenerek olumlu veya olumsuz bir karar verilmesinden ibarettir. O halde, davacı tarafın bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır....
KARAR Davacı, davalı ile 01.12.2008 tarihinde yaptığı Avukatlık iş – hizmet sözleşmesi ile davalının, dava dışı şirket aleyhine iş kazasına dayalı maddi ve manevi tazminat davası açılması ve vekalet ücreti olarak maddi tazmainat ile manevi tazminat miktarları toplamı üzerinden %20 ücret ödenmesi hususunda anlaştığını, maddi tazminat davası açtığını ve yargılama sırasında davalının maddi zararının 51.830,43 TL olduğu ancak SGK tarafından 83.394.51.TL gelir bağlandığından davanın reddine karar verildiğini, yapılan sözleşme gereğince bu davadan sonra manevi tazminat davası açacağı sırada davalının başka bir vekil aracılığıyla manevi tazminat davası açıldığını ve o davada da 25.000.00.TL manevi tazminata hükmedildiğini, aralarındaki sözleşme doğrultusunda 51.830.43.TL maddi ve 25.000.00.TL manevi tazminat toplamı olan 76.830.43.TL' nın %20' sini vekalet ücreti olarak hak ettiğini ancak şimdilik 10.000.00.TL' nı tahsili için icra takibi yapmasına rağmen davalının haksız olarak takibe itiraz...
Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda maddi tazminat davasının reddine, manevi tazminat davasının kısmen kabulüne karar verilmiş, davacının temyizi üzerine dairemizce hükmün maddi ve manevi tazminat yönünden bozulmasına karar verilmiştir. 1- Davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer karar düzeltme talepleri yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Dairemizin 3.6.2020 tarihli 2019/3897- Esas, 2020/1791 K sayılı bozma kararında maddi tazminatın alınacak bilirkişi raporu ile belirlenebilir nitelikte olup, mahkemece bu konuda inceleme yapılmaksızın karar verilmesinin doğru olmadığı belirtilmişse de; maddi tazminat talebinin reddine ilişkin hükmün, davacı tarafından temyiz edilmediği, bu hususun temyiz incelemesi sırasında gözden kaçırıldığı anlaşıldığından, davalı vekilinin maddi tazminat yönünden karar düzeltme talebinin kabulü ile maddi tazminata yönelik Dairenin bozma kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda 1. bentte...
Dairemizin, 07.06.2010 tarihli kararınin (1.) bendi ile davacı vekilinin tedavi gideri ve ameliyat gideri ile ilgili maddi tazminat istemi olan toplam 9.000,00 TL yı 37.453,00 TL artırarak 43.453,00 TL istemiş olması ve işverenin tedavi giderlerinden sorumluluğu bulunmadığına göre reddedilen maddi tazminat istemi ile ilgili davalı yararına takdir edilen vekalet ücreti yönünden davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddine karar verilmiş ise de davacı vekilinin dava dilekçesinde 3.000,00 TL tedavi gideri ve 6.000,00 TL ameliyat ve yol gideri olarak açıkladığı toplam 9.000,00 TL maddi tazminat istemini, hesap raporu doğrultusunda 37.453,34 TL artırarak ve tazminatın nitelğini de değiştirmek suretiyle 46.453,34 TL sürekli iş göremezlikten kaynaklanan maddi tazminat olarak ıslah ettiği, davacının geçici ve sürekli iş göremezlikten kaynaklanan maddi tazminat istemlerinin Kurumca bağlanan gelirlerle karşılandığından bu istemlerinin reddine karar verildiği, davacının 451,20...
için 1.000,00 TL maddi tazminat ile 50.000,00 TL manevi tazminatın, davacı çocuk ... için 1.000,00 TL maddi tazminat ile 50.000,00 TL manevi tazminatın, davacı çocuk ... için 1.000,00 TL maddi tazminat ile 50.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faizi ile davalı ... için sadece maddi tazminat anlamında olmak üzere davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesini talep etmiş, 12/03/2013 tarihli ıslah dilekçesinde yapılan ödemelerin mahsubu sonucu davacı ... için 149.047,76 TL maddi tazminat, davacı ... için 38.549,59 TL toplam maddi tazminat talep ettiklerini bildirmiştir. Birleşen davada davacılar vekili; olay günü davacıların murisinin görev yaptığı kontrol noktasında kazanın meydana geldiğini, kazadan kaynaklı olarak ...’ndan tazminat talebinde bulunulduğunu, tazminat talep başvurusunun reddedildiğini bildirerek eş ... için 250.000,00 TL maddi, 100.000,00 TL manevi tazminatın, çocuk ......
maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir....