Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Dairesi'nin görev düzenlemesinin 16. bendi ile açıkca 2330 Sayılı Nakdi Tazminat ile 2330 Sayılı Nakdi Tazminat Kanunundan kaynaklanan davalar sonucu verilen hükümlerin temyiz incelenmesi görevinin Yüksek Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'ne verilmesi karşısında, temyiz inceleme yerinin belirlenmesi için dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na gönderilmek üzere Yüksek Yargıtay Birinci Başkanlığına SUNULMASINA, 04/11/2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

    Aynı Kanun'un kıyı kenar çizgisinin belirlenmesine ilişkin 9 uncu maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan "Komisyonca tespit edilip valiliğin uygun görüşü ile birlikte gönderilen kıyı kenar çizgisi, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca onaylandıktan sonra yürürlüğe girer." hükümleri uyarınca idarece belirlenmiş ve onaylı kıyı kenar çizgisi ya da mahkemece hükmen kesinleşmiş kıyı kenar çizgisi bulunup bulunmadığı araştırılarak kesinleşmiş kıyı kenar çizgisi var ise krokisinin getirtilerek kadastro paftası ile çakıştırılmak suretiyle taşınmazın pafta üzerinde kesinleşmiş kıyı kenar çizgisine göre konumu ve kıyı kenar çizgisi içerisinde kalan alanı belirtir şekilde için fen bilirkişisinden denetime elverişli rapor alındıktan sonra, kıyı kenar çizgisi içinde kalan bölüm yönünden mülkiyet hakkının kısıtlanması nedeniyle 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesinden kaynaklı tazminat koşullarının oluştuğunun kabulü ile hüküm kurulması, ilgili idare tarafından onaylanmış ya da hükmen...

      Yukarıda anlatılanlar ışığında somut olaya bakıldığında; dava konusu taşınmazın halen davacı üzerine kayıtlı olduğu, mahkememizce yapılan keşif neticesinde fen bilirkişisinden alınan rapor, Belediye cevabi yazısı ve kıyı kenar çizgisi tespit komisyonunca onaylı koordinatlara göre dava konusu taşınmazın bir bölümünün kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığının anlaşıldığı, kıyı kenar çizgisini gösterir haritanın dosyaya getirtildiği, kıyı kenar çizgisinin kesinleştiği, fen bilirkişisince kesinleşen kıyı kenar haritası ile davaya konu parselin çakıştırılarak duraksamaya yer vermeyecek biçimde çekişmeli taşınmazın bir bölümünün kıyı kenar çizgisi içinde kaldığının tespitinin yapıldığı, bu alana kamulaştırmasız olarak el atıldığı, yukarıda bahsi geçen 20....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki davacıların murisi adına tapuya kayıtlıyken, kıyı kenar çizgisi içerisinde olduğundan tamamının tapusunun iptali ile, tescil harici bırakılan taşınmaz için tazminat bedelinin tespiti ve tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı idare vekili yönünden verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R - Dava, davacıların murisi adına tapuya kayıtlıyken, kıyı kenar çizgisi içerisinde olduğundan tamamının tapusunun iptali ile, tescil harici bırakılan taşınmaz için tazminat bedelinin tespiti ve tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı idare vekilince temyiz edilmiştir....

        KARAR Davacı ... vekili, dava konusu 1277 ada 1 parselin tapuda davalı ... adına kayıtlı olduğunu, hala üzerinde gazino bulunan taşınmazın kıyı kenar çizgisi içinde yer aldığını,dava konusu yerin Kıyı Kanunu 5,6 ve 10. maddeleri kapsamında kaldığını, bu nedenle tapunun iptali ile Müdahalenin Men’i ve Kal’ini talep etmiştir. Davalı ... vekili; dava konusu taşınmazın kıyı kenar çizgisi dışında kaldığını, davalının taşınmazı mülkiyet sınırları içinde kullandığını, idari yoldan yargı yoluna başvurup kanun yolları kapandıktan sonra ancak adli yargıda bu durumun saptanması gerektiğini açılan davanın usul ve yasaya aykırı olduğunu davanın reddi gerektiğini savunmuştur....

          Aynı Kanun'un kıyı kenar çizgisinin belirlenmesine ilişkin 9 uncu maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan "Komisyonca tespit edilip valiliğin uygun görüşü ile birlikte gönderilen kıyı kenar çizgisi, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca onaylandıktan sonra yürürlüğe girer." hükümleri uyarınca idarece belirlenmiş ve onaylı kıyı kenar çizgisi ya da mahkemece hükmen kesinleşmiş kıyı kenar çizgisi bulunup bulunmadığı araştırılarak kesinleşmiş kıyı kenar çizgisi var ise krokisinin getirtilerek kadastro paftası ile çakıştırılmak suretiyle taşınmazın pafta üzerinde kesinleşmiş kıyı kenar çizgisine göre konumu ve kıyı kenar çizgisi içerisinde kalan alanı belirtir şekilde fen bilirkişisinden denetime elverişli rapor alındıktan sonra, kıyı kenar çizgisi içinde kalan bölüm yönünden mülkiyet hakkının kısıtlanması nedeniyle 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesinden kaynaklı tazminat koşullarının oluştuğunun kabulü ile hüküm kurulması, ilgili idare tarafından onaylanmış ya da hükmen kesinleşmiş...

            Buna göre; dosya kapsamında dava konusu taşınmazların tapu kaydına konulan ''kıyı kenar çizgisi içinde kalmaktadır'' şerhi nedeniyle davacıların mülkiyet hakkı kısıtlandığından 4721 sayılı Kanun'nun 1007 nci maddesi gereği tazminat koşullarının doğduğunun kabulü gerekir. 6. Ne var ki; 3621 sayılı Kıyı Kanunu’nun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının 3 üncü bendinde yer alan "Kıyıda ve sahil şeridinde planlama ve uygulama yapılabilmesi için kıyı kenar çizgisinin tespiti zorunludur."...

              Bütün bunlardan mülkiyet hukukundan kaynaklanan tüm uyuşmazlıkları çözmekle Adli Yargı yerinin görevli olduğu, 3621 sayılı Yasanın kıyı-kenar çizgisinin belirlenmesinde ve uygulanmasında ortaya çıkacak çekişmelerde Adli Yargı görevini kısıtlayacak bir hüküm içermediği sonucu çıkmaktadır. O halde mahkemece kıyı-kenar çizgisinin az yukarıda sözü edilen 13.3.1972 tarih 7/4 sayılı ve 28.11.1997 tarih 5/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararları doğrultusunda saptanmasını benimseyen uygulaması yasalara aykırı değildir. Ne var ki; bilirkişilerce kıyı kenar çizgisinin saptanması bakımından yapılan araştırma hüküm kurmaya yeterli değildir. Şöyleki; Yukarıdan beri söylendiği üzere somut olayda idari merci olan Valilik taşınmazın bulunduğu mahalde 3621 sayılı kanunun 5 ve 9.maddelerine dayanarak kıyı kenar çizgisini belirlemiş ve bu 28.11.1983 tarihinde kesinleşmiştir....

                Davalılar vekili 15.05.2017 havale tarihli (maddi hatanın düzeltilmesi isimli) dilekçe ile, kıyı kenar çizgisinin tespitine ilişkin idari işlemin müvekkillerine tebliğ edilmemiş olması sebebiyle kendileri açısından kesinleşmediğini, Mahkemece kıyı kenar çizgisinin re’sen kıyı Kanunu'na uygun şekilde tespiti gerekirken kıyı kenar çizgisi belirlenmeden idare tarafından belirlenen çizgisinin parsele uygulanması suretiyle karar verildiğini, komşu parsellere yönelik bilirkişi raporlarında da idari işlem ile tespiti yapılan kıyı kenar çizgisinin hatalı olduğunun tespit edildiğini, tazminat davasına sunulan bilirkişi raporları ile nizalı parsele yakın ve emsal nitelikte olan taşınmazların kıyı kenar çizgisi içinde kalmadığı halde dava konusu taşınmazın kıyı kenar çizgisi içinde kaldığının ifade edildiğini belirterek onama kararlarının kaldırılarak yerel mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir....

                  Kanuna, Kıyı Kanunundan önce oluşmuş hakların nasıl ve hangi ölçüler içinde korunabileceğini belirlemek için geçici madde eklenmiş ve buna uygun olarak Yönetmelikle kısmi yapılaşma tanımlanmış ve mevcut hakların sınırları belirlenmiştir. Yönetmelik maddelerinde yer alan bu düzenleme göz önüne alındığında, daha önce kanunla belirlenmiş hakların korunması ve kişilerin mağdur edilmemesinin amaçlandığı anlaşılmaktadır. Ancak imar hukukunda, kazanılmış hak kavramı ile ilgili olarak belli bir ölçütün, Kıyı Kanununun amacına uygun olarak belirlenmesi zorunludur. Kanun ve Yönetmelik hükmüne göre kısmi yapılaşma olması durumunda kazanılmış hak; anılan yapıların mevcut haliyle korunmasına ilişkin olup, daha sonra yapılacak imar planlarında 100 metrelik sahil şeridinin Kıyı Kanununa uygun olarak planlanması ve yeni yapılaşmaların Kıyı Kanununa uygun olması gerektiği kuşkusuzdur....

                    UYAP Entegrasyonu