Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sulh Hukuk Mahkemesinde 2019- 20 D.İş dosyasından,zarar ziyan, delil tespit davası açıldığını belirterek maddi ve manevi zararın giderilmesini talep etmişlerdir. İlk Derece Mahkemesince davanın maddi tazminat talebinin kabulüne, manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı / davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İddianın ileri sürülüş biçimine ve dosya kapsamına göre, dava, komşuluk hukukundan kaynaklanan maddi, manevi tazminat istemini ilişkindir. Buna göre, somut uyuşmazlığa ilişkin istinaf başvurusunu değerlendirme görevinin HSK'nın 564 ve 586 sayılı işbölümü kararları gereğince İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin görev alanında kaldığı, iş bölümü yönünden Dairemizin görevli olmadığı anlaşılmakla aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. K A R A R : Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1- Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE 2- Dava dosyasının İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7....

23 parsel üzerine 3.kişilere devrinin önlenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 40.000,00 TL belirsiz maddi tazminat ile 40.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir....

Hukuk Dairesi MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi, maddi ve manevi tazminat davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 07.10.2021 gün ve 2021/2716 Esas 2021/1638 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davalı ve davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Karar düzeltme dilekçesinde ileri sürülen hususlar daha önce temyiz nedeni yapılmıştır. Yapılan yargılamaya, toplanan delillere, Yargıtay 14. Hukuk Dairesince de benimsenen ve Yargıtay bozma ilamı uyarınca bozmaya uygun olarak verilen mahkeme kararı gerekçesine göre, usul ve yasaya uygun olup, düzeltilmesini gerektirir bir neden bulunmadığından, HUMK’nun 440. maddesindeki nedenlerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi, Yıkım Talepleri Yönünden Karar Verilmesine Yer Olmadığına, Tazminat Talebinin Reddine K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık, komşuluk hukukundan kaynaklanan zararın giderilmesi, kal ve müdahalenin giderilmesi isteğine ilişkindir. Davacının dava dilekçesindeki istemine ve tüm dosya kapsamına göre, davacının talebi, (davalıya ait taşınmaz içerisinde bulunan tuvaletin neden olduğu kirlilik ve koku nedeniyle kendi taşınmazını kiralamasının zorlaştığı iddiası ile) davalıya ait taşınmazda bulunan tuvaletin ve sundurmanın kaldırılmasına ilişkin olup, davalının davacıya ait taşınmaza fiili bir tecavüzü ve müdahalesi olduğuna ilişkin bir iddia ve tespit bulunmadığı anlaşılmaktadır....

      Hukuk Dairesinin görevine ilişkin kısmın 24 numaralı maddesinde; “Tapu kaydına bağlı taşınmazlarda, TMK'nın 737. maddesine dayalı komşuluk hukukuna aykırı davranışın giderilmesine ilişkin davalar (komşuluk hukukundan kaynaklanan tazminat davaları dahil) sonucu verilen hüküm ve kararlar” hakkındaki istinaf incelemesinin Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince yapılacağı açıkça düzenlendiğinden eldeki tazminat istemine ilişkin uyuşmazlık konusunda dairemizin görevli olmadığı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin görevli olduğu açıkça anlaşılmıştır. Dosya safahatı incelendiğinde tarafların istinaf başvurusu üzerinde dosyanın ilk olarak Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesine gönderildiği, anılan dairenin 28.09.2023 tarih ve 2023/2225 Esas 2023/1348 Karar sayılı kararı ile TMK’nın 737. maddesi kapsamında açılan tazminat davasında Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 1....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 04.06.2011 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 12.02.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, komşuluk hukukundan kaynaklanan tazminat isteğine ilişkindir. Davacılar vekili, davalının yaptığı sulama kanalında bir kısım kanal bağlantılarının yapılmaması nedeniyle taşan suların ürünlerine zarar verdiğini beyan ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 20.000,00 TL tazminatın davalıdan tahsilini istemiştir. Davacılar vekili, 05.12.2012 tarihli ıslah dilekçesi ile taleplerini 100.000,00 TL'ye yükseltmiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 17/10/2018 gün ve 2016/3705 Esas, 2018/6878 Karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, komşuluk hukukundan kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, 12/12/2013 tarihinde verilen karar Dairemizce 17/10/2018 tarihinde bozulmuş, davacı vekili tarafından 03/01/2019 tarihinde karar düzeltme isteminde bulunulmuştur. Ne var ki, dosyaya getirilen nüfus kayıtlarına göre davacı ...'in 15/04/2014 tarihinde öldüğü anlaşılmıştır. Davacı ...'...

          Komşuluk hukukundan kaynaklanan tazminat davalarında öncelikle davacının uğramış olduğu zararın miktarının bilirkişi aracılığı ile tespit edilmesi, tazminatın bu zarara göre tayin ve takdir edilmesi gerekir. Hemen belirtmek gerekir ki, tazminat miktarı hiçbir zaman zararı aşamaz. Ancak, davacının zararın artmasında kusuru varsa, tazminat miktarı 6098 sayılı Borçlar Kanununun 52. maddesine göre indirilmeli veya tamamen ortadan kaldırılmalıdır. TMK'nun 737 ve 730. maddelerinden doğan sorumluluk kusura bağlı bir sorumluluk olmadığından, davalının kusursuz olması tazminat miktarının düşürülmesinde etkili olamaz. Somut uyuşmazlıkta, davacı ve davalıların maliki olduğu sınıra her iki taşınmaza da zarar oluşturmayacak biçimde duvar yapıldığı sabittir. Davacı tarafından ... 4....

            Komşuluk hukukundan kaynaklanan tazminat davalarında öncelikle davacının Uğramış olduğu zararın miktarının bilirkişi aracılığı ile tespit edilmesi, tazminatın bu zarara göre tayin ve takdir edilmesi gerekir. Hemen belirtmek gerekir ki, tazminat miktarı hiçbir zaman zararı aşamaz. Ancak, davacının zararın artmasında kusuru varsa, tazminat miktarı 6098 sayılı Borçlar Kanununun 52. maddesine göre indirilmeli veya tamamen ortadan kaldırılmalıdır. TMK’nun 737 ve 730. maddelerinden doğan sorumluluk kusura bağlı bir sorumluluk olmadığından, davalının kusursuz olması tazminat miktarının düşürülmesinde etkili olamaz. Bu ilkeler ışığında somut olaya gelince; davacı, dava açmadan önce 2010/36 D. iş dosyası üzerinden davalıların yokluğunda tespit yaptırmış ve bilirkişi tarafından hazırlanan rapor ile tespit tutanağı davalılara tebliğ edilmiş olup mahkemece tespit raporu aynen benimsenerek hükme esas alınmıştır....

              Komşuluk hukukunun öngördüğü sınırları aşan kullanım halinin saptanması halinde ise, mahkemece kurulacak hükümde zararlı davranışın giderim şeklinin ve taraf yükümlülüklerinin açıkça gösterilmesi zorunludur. Bu ilkeler ışığında somut olaya gelince; Mahallinde yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporu ve ek raporunda taşınmazların mülkiyet durumu değerlendirilmiş, davalı tarafın yapmış olduğu yapı nedeniyle komşuluk hukukuna aykırı olarak davacı tarafa görsel ve hoşgörü sınırını aşacak şekilde zarar verilip verilmediği belirtilmemiştir. Mülkiyete ilişkin yapılan değerlendirmeler doğru ise de komşuluk hukuku yönünden yapılan araştırma yetersizdir. Komşuluk hukukundan kaynaklanan anlaşmazlığın sadece mülkiyet noktasında değerlendirilmesi doğru değildir....

                UYAP Entegrasyonu