Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece verilen davanın reddine ilişkin karar Dairemiz çoğunluğunca onanmıştır. Davacı; davalı ile aynı okulda görev yaptıklarını, bölüm başkanı olan davalının, kendisine gönderdiği e-postada "... Sen kendini çakal zannediyorsun .... Sana bir tane hatamız olmamıştır bölüm olarak, ama yediğin kaba pislemeyi sen seçtin" şeklinde ifadeler kullandığını, bu ifadelerden dolayı ceza mahkemesinde yargılanarak mahkum olduğunu belirterek manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Söz konusu e-postanın davalı tarafından gönderilmiş olduğu konusunda taraflar arasında ihtilaf bulunmayıp, e-postada yer alan ve yukarıda belirtilen dava konusu ifadelerin davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde bulunduğu, bu nedenle uygun bir miktar manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerektiği düşüncesinde olduğumdan sayın çoğunluğun onama kararına katılmıyorum. 27/11/2017...

    Kararın bu davalı yönünden bu nedenle bozulması gerekmiştir. 2-Diğer davalıların temyiz itirazlarına gelince: Dava, basın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı, davalılardan ...vekilleri tarafından tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalıların tarihli nüshasında kendisi hakkında başlıklı ve 22/04/2006 tarihli nüshasında başlıklı haber yapıldığını, haberde kullanılan ifadelerin kişilik haklarına saldırı içerdiğini iddia ederek, uğranılan manevi zararın tazmini isteminde bulunmuştur. Davalılar, davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, dava konusu haberlerde kullanılan ifadelerin davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu kabul edilerek, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Basın özgürlüğü, Anayasa'nın 28. maddesi ile 5187 sayılı Basın Kanunu'nun 1 ve 3. maddelerinde düzenlenmiştir....

      Oysa eldeki dosyada tazminat sorumluğundaki "hukuka aykırılık" unsuru ile kişilik haklarına saldırı olup olmadığının tartışılması gerekmektedir ve hukuka aykırılık unsurunun ceza yargılamasında değerlendirilen "kast" unsurundan daha geniş bir anlam ifade ettiği de ortadadır Buna göre, ceza yargılamasında hakaret kastı ile söylenmeyen bazı ifadeler, tazminat hukukuna göre kişilik haklarına saldırı teşkil ettiğinden tazminatı gerekli kılabilir. Bu değerlendirmeler ışığında ceza yargılamasında verilen beraat kararının eldeki dosya yönünden bağlayıcı bir yönü bulunmamaktadır. Diğer taraftan dosya içerisinde yer alan....Üniversitesinin cevabi yazısına göre de, Yargıtay... Hukuk Dairesi başkan ve üyesinin çocuklarının davacının görev yaptığı okulda okumadığı açık olup bu yönüyle de beyanın gerçek dışı olduğu anlaşılmaktadır....

        Mahkemece, ''6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 58.maddesi gereğince kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir....

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 13/06/2014 gününde verilen dilekçe ile basın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 19/05/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, basın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalının yaptığı basın toplantısında aleyhine ağır hakaretler ve iftiralarda bulunduğunu belirterek, uğradığı manevi zararın giderilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddi gerektiğini savunmuştur....

          Davacı, davalı ile aralarında görülmekte olan çekişmeli boşanma davası devam ederken, davalının başka bir bayanla facebook hesabından uygunsuz yazışmalarının boşanma davası sırasında bilirkişi aracılığı ile tespit edilmesi üzerine davalının boşanmayı kabul ettiğini, maddi ve manevi tazminat hakları saklı tutularak anlaşmalı olarak boşandıklarını, aile birliği devam ederken davalının sadakat yükümlülüğünü yerine getirmediğini belirterek, kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, boşanmanın kesinleşmesinden önce, boşanma davasının devamı sırasında başka bir bayanla güven sarsıcı mesajların davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir....

            Tarafların Türk Medeni Kanununun 164. maddesi uyarınca terk sebebiyle boşanmalarına karar verildiğine göre, boşanmaya sebep olan olay, usulüne uygun ihtar tebliğine rağmen, davalı eşin haklı bir sebep bulunmaksızın ortak konuta ve aile birliğine dönmemesi olup, kişilik haklarına saldırı oluşturmaz. Kadından kaynaklanan ve erkeğin kişilik haklarına saldırı teşkil eden bir eylemin varlığı da kanıtlanamamıştır. Bu husus nazara alınmadan davacı yararına manevi tazminata hükmolunması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda (2.) bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda (1.) bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 16.02.2017 (Prş.)...

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 11/03/2009 gününde verilen dilekçe ile kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 07/10/2010 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava; yayın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedenine dayalı manevi tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir....

                Davacı, dava konusu yazının yer aldığı gazetenin 11.07.2010 tarihli nüshasında “Hayırcılar'dan hayır gelmez...” başlığı ile yayımlanan yazıyla kişilik haklarına saldırı yapıldığını ileri sürerek, davalıların manevi tazminat ile sorumlu tutulmasını istemiştir. Davalı taraf ise, yazıda basın özgürlüğü çerçevesinde eleştiri ve açıklamalar yapıldığını, yazının haksız saldırı teşkil etmediğini, istemin reddedilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece; dava konusu yazıda geçen ibarelerin davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu gerekçesiyle istemin bir bölümü kabul edilmiştir. Basın özgürlüğü, Anayasanın 28. maddesi ile 5187 sayılı Basın Yasasının 1. ve 3. maddelerinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemelerde basının özgürce yayın yapmasının güvence altına alındığı görülmektedir. Basına sağlanan güvencenin amacı; toplumun sağlıklı, mutlu ve güvenlik içinde yaşayabilmesini gerçekleştirmektir....

                  Spor Klübünün zarara uğratılması kastı ile kayıtların davacının iştiraki ile yakıldığı ve çaldırıldığı intibaının uyandırıldığı, böylece davacının kişilik haklarına saldırıda bulunulduğu kabul edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dosya kapsamında, davacının büyük bir spor klubünün onursal başkanı olduğu, yeni sezonda tekrar başkan olmak için çalışmalar yaptığı belirtilmiştir. Davalı yazdığı köşe yazısında davacının başkanlık yaptığı dönem hakkında yorum yapmış, görüşlerini belirtmiştir. Her ne kadar mahkemece, yazı içeriğinde geçen bazı ifadelerin davacının kişilik haklarına saldırı oluşturduğu benimsenmiş ise de köşe yazılarının aynı zamanda yazarının eleştirisini de içermesi ve yazarın kişisel değer yargısı niteliğindeki bazı ifadelerin davacının kişilik haklarına saldırı amacını taşımadığı, yazının bütün olarak eleştiri sınırlarını aşmadığı anlaşılmaktadır....

                    UYAP Entegrasyonu