Karşı davada davacı, asıl davaya konu açıklamanın, davacının 25.11.2012 günü TBMM de yaptığı konuşmada kendisi ve ailesi hakkında alenen haksız ve mesnetsiz iddialarda bulunmasından sonra cevap mahiyetinde yapıldığını, davacının gerçeğe aykırı beyanları ve hiçbir somut bilgi ve belgeye dayanmayan yolsuzluk suçlamasının kişilik haklarına saldırı niteliğinde bulunması nedeni ile manevi tazminat ödetilmesini istemiştir. Birleşen davada davacı, davalının TBMM nin 20.12.2011 günlü oturumunda kendisi hakkında yaptığı açıklamanın kişilik haklarına saldırı niteliğinde bulunmasından dolayı manevi tazminat ödetilmesi isteminde bulunmuştur....
Dayanaksız ve kişisel saldırı içeren bu sözlerin siyasi bir tartışma içindeki görüş kapsamında değerlendirilmesi de mümkün değildir.Mahkemenin hem "matufiyet" koşulunun gerçekleşmediği ve hem de eleştiri sınırları içerisinde kaldığı şeklinde kabulü de çelişkilidir.Bu nedenle davaya konu ve davacının kişilik haklarına saldırı oluşturan söz ve ifadeler nedeniyle davacı yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekir.Çoğunluğun kararın onanması yönündeki görüşüne bu nedenle katılmıyorum. 06/02/2018...
Maddesi gereğince kişisel değerlere saldırı halinde manevi tazminata hükmedilmesi için; a) Kişilik haklarına saldırının bulunması gerekir. b) Saldırının hukuka aykırı olması gerekir. c) Kişinin haksız olan eylemden dolayı manevi zarara uğramış olması gerekir. Bu üç şartın bir arada olması halinde kişinin kişilik haklarına haksız saldırı nedeniyle manevi tazminat sorumluluğu doğabilecektir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki basın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat davası üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü: KARAR Hükmüne uyulan bozma ilamında özetle; basının ayrıcalık taşıyan konum ve özgürlüğünün, tüm özgürlüklerde olduğu gibi sınırsız olmadığı, bundan dolayıdır ki, yayınlarında kişilik haklarına saygı göstermesi, gerek Anayasanın Temel Haklar ve Ödevler bölümünde yer alan ve gerekse 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 24 ve 25. maddeleri ile özel yasalarda güvence altına alınmış bulunan kişilik haklarına saldırıda bulunmamasının yasal bir zorunluluk ve hukuki gereklilik olduğu, somut olayda; davacının cezaevinden...
Sanayi A.Ş. vd. vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 20/11/2007 gününde verilen dilekçe ile yayın yolu ile kişilik haklarına saldırıda bulunulduğunun haksız rekabetin tespiti ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 04/05/2010 günlü kararın Yargıtay’ca duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne ve miktar itibariyle duruşma isteminin reddine karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, yayın yolu ile kişilik haklarına saldırı nedeniyle maddi ve manevi tazminat ile haksız rekabetin tespiti istemlerine ilişkindir. Mahkemece manevi tazminatın kısmen kabulüne, diğer istemlerin reddine karar verilmiştir. Kararı davalı temyiz etmiştir....
Mahkemece, mesaj içeriğinde yer alan sözlerin davacının kişilik haklarına saldırı mahiyetinde olduğu gerekçesiyle istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminata hükmedilmesini isteyebilir. Davaya konu olayda; davacı ile davalının yakın akrabası arasında bir alacak verecek meselesi bulunduğu her iki tarafın da kabulündedir. Davalı taraf davacının başlatmış olduğu icra takibinden dolayı duyduğu üzüntüyü ve aralarındaki uyuşmazlığı sitemli bir dille mesaja dökmüştür. Mesaj metni bütün olarak değerlendirildiğinde, kişilik haklarına saldırı niteliğinde bir ifade bulunmadığından istemin tümden reddedilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile kısmen kabulü usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 11/01/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/52 Esas sayılı dosyasında taraf avukatı olduğunu, bilirkişi olan davalı tarafından düzenlenen ek raporda sarfedilen sözlerin kişilik haklarını zedelediğini belirterek manevi zararının tazmini isteminden bulunmuştur. Davalı, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Karşı davada davacı, aynı dosyada kendisi tarafından düzenlenen bilirkişi raporuna karşı avukat olan davalı tarafından sunulan itiraz dilekçesinde sarfedilen sözlerin kişilik haklarına saldırı oluşturduğunu beyanla, manevi tazminat isteminde bulunmuştur Davalı, iddiaları kabul etmeyerek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, dava ve karşı davanın kabulüne karar verilmiştir. Asıl davada davalının bilirkişi sıfatıyla düzenlemiş olduğu ek raporda ve karşı davada davalının taraf avukatı sıfatıyla vermiş olduğu davaya konu dilekçede geçen söz ve ifadelerin kanaat belirtme ve savunma sınırları içerisinde kaldığı, kişilik haklarına saldırı mahiyetinde bulunmadığı anlaşılmaktadır....
Dava konusu yayında davacıların murisi ...’e kanıtlanamayan bir şekilde açıkça kişilik haklarına saldırıda bulunulduğu tartışmasızdır. Bir kimsenin kişilik haklarına saldırı niteliğindeki 3. kişilere ait sözlerin bir yayın organında aynen yayınlanması ile o yayın organının sorumluluktan kurtulamayacağı kabul edilmelidir. Diğer bir anlatımla hukuka aykırı olan bir olayı ya da beyanı yayınlayan yayın organı da diğer sorumlu kişinin eylemine katılmış durumdadır. Gerek dairemizin istikrar bulmuş içtihatları ve gerekse Hukuk Genel Kurulu'nun benzeri kararları karşısında davacıların murislerinin kişilik haklarına saldırı teşkil eden sözler ve yayınla davacıların kişilik haklarına saldırı olduğu görüşünde olduğumuzdan çoğunluğun onama görüşüne katılmıyoruz. 13/03/2012...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve ... aleyhine 20/01/2015 gününde verilen dilekçe ile basın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 16/02/2016 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, basın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davacı vekili;... Gazetesi'nin 29/12/2014 tarihli nüshasında ve internet sitesinde, davalılardan ... tarafından kaleme alınan "Durmak Yok Şarkı, Proje, Slogan, Amblem Çalmaya Devam!"...
aleyhine 28/06/2011 gününde verilen dilekçe ile kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 11/10/2013 günlü direnme kararının Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından süresi içinde istenilmekle, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 30/09/2015 gün, 2014/4-96 esas ve 2015/2030 karar sayılı ilamı ile yerel mahkemenin direnme kararı yerinde bulunmakla, davalı tarafın karar düzeltme itirazlarının incelenmesi için dosyanın Dairemize gönderilmesi üzerine temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir....