Davacı, davalının "www........com" isimli sosyal paylaşım sitesinde kendi ismi ile oluşturduğu profilden 2012 yılında kendisi ile ilgili yazılar yazarak paylaşımda bulunduğunu, davalı tarafından yazılan yazıların kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu ileri sürerek manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalı, davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkeme, davacının kişilik haklarının saldırıya uğradığı gerekçesi ile istemin kısmen kabulüne karar vermiştir. Dosya içindeki bilgi ve belgelerden, dava konusu edilen haksız eyleme dayanak teşkil eden yazılar nedeniyle .... Anadolu Sulh Ceza Mahkemesinin 2013/412 esas, 2013/164 sayılı kararı ile davalının hakaret suçundan cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. Ceza mahkemesince verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin karar, hukuk hakimi yönünden bağlayıcı nitelikte değildir ve mahkumiyet olarak kabul edilemez....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... vd. aleyhine 25/08/2009 gününde verilen dilekçe ile kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 22/03/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, kişilik haklarına saldırı nedeniyle uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm; davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, bir dönem ...nde Avukat olarak çalıştığını, davalılar İl Sağlık Müdürü ve yardımcısının ...na yazdıkları yazılarla kişilik haklarına saldırıda bulunduklarını ileri sürerek manevi tazminat talebinde bulunmuştur....
Yerel mahkeme, tanık beyanlarını değerlendirmiş, davalının eyleminin davacının kişilik hakkına haksız bir saldırı oluşturduğunu kabul etmişse de davacıda manevi zarar oluşmadığı, toplumsal değer yargılarına göre davacının küçük düşürülmediği ve davacıda acı ile eleme sebep olmadığını belirterek davayı reddetmiştir. Dosyadaki belgelerden ve tanık beyanlarından davalının davacıya köy içinde bağırarak ırz ve namusuna yönelik olarak küfürle hakaret ettiği anlaşılmaktadır. Bu durum yerel mahkemenin de kabulündedir. Davalının, davacının sosyal kişilik değerlerinden olan şeref ve haysiyetine saldırıda bulunduğu da açıktır. Davacı eldeki davayı, şeref ve haysiyetine yönelik kişilik hakkına saldırıldığı eylem nedeniyle mağdur olduğu için açmış ve manevi tazminat istemiştir....
Manevi zarar, kişilik değerlerinde oluşan objektif eksilmedir. Kişide oluşan manevi zararın giderilmesi bakımından hakimin olayın özelliklerine, fail ve mağdurun durumlarına, kişilik değerlerinde meydana gelen eksilmenin niteliğine göre manevi tazminat olarak bir miktar paranın ödenmesine veya 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 58. maddesi gereğince tazminat yerine diğer bir tazmin yoluna başvurması mümkündür. Türk Borçlar Kanunu'nun 58. maddesi "Kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir. Hâkim, bu tazminatın ödenmesi yerine, diğer bir giderim biçimi kararlaştırabilir veya bu tazminata ekleyebilir; özellikle saldırıyı kınayan bir karar verebilir ve bu kararın yayımlanmasına hükmedebilir." şeklinde düzenlenmiştir....
A.Ş ve diğerleri aleyhine 25/01/2010 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 16/07/2010 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili, davalılar vekili taraflarından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava basın yoluyla kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir. Yerel mahkemece istemin bir bölümü kabul edilmiş; karar taraflar vekillerince temyiz edilmiştir. Davacı, ... Gazetesinin 21/05/2009 tarihli nüshasında yer alan karikatürün kişilik haklarına saldırı oluşturduğundan bahisle uğradığı manevi zararın ödetilmesini istemiştir....
kabul edildiği, diğer bir anlatımla tüzel kişiler de, nitelikçe gerçek kişilerin kişiliklerine özge olanların dışında kişilik haklarına sahip olup, bunlara saldırı durumunda manevi tazminat istemeleri olanaklı olduğu, ne var ki, davalı ...'...
Görüldüğü üzere, 4721 sayılı TMK’nun 24.maddesinde; hukuka aykırı olarak kişilik haklarına saldırı karşısında, saldırılan kimseye hukuki koruma sağlanacağı, kişilik hakkı zedelenen kimsenin rızası, daha üstün nitelikte özel veya kamusal yarar ya da kanunun verdiği yetkinin kullanılması sebeplerinden biriyle haklı kılınmadıkça, kişilik haklarına yapılan her saldırının hukuka aykırı olduğu belirtilmiş; aynı Kanunun 25.maddesinde de, hukuka aykırı bir şekilde kişilik haklarına saldırı karşısında hangi hukuki çarelere başvurulabileceğine işaret edilmiş; 6098 sayılı TBK'nun 58. maddesinde ise, şahsiyet hakkı hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğrayan kişinin, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat namıyla bir miktar para ödenmesini dava edebileceği hükme bağlanmıştır....
Davacı, avukat olduğunu ve alacaklı vekili olarak görev yaptığı bir haciz sırasında davalının kendisine hakaret ettiğini, davalının eylemi nedeniyle kişilik haklarının zarar gördüğünü belirterek manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalı, davacının muhafaza altına aldırmak istediği eşyalara kendisinin alacaklı olduğu dosya kapsamında haciz uygulanıp ve satış günü verildiğini, davacının sonuç alamayacağını bildiği halde muhafaza işlemi yapmak istemesi nedeniyle davaya konu sözleri kullandığını belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davalının eyleminin davacının kişilik haklarına saldırı oluşturduğu gerekçesiyle istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminata hükmedilmesini isteyebilir....
İnanmadıklarını bile pervasızca sarf ediyorlar...” demek suretiyle kişilik haklarını ihlal ettiğini belirterek manevi tazminat talep etmiştir. Davalı, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, kişilik haklarına saldırı olduğu kabul edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Gerek Dairemizin gerekse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin istikrar kazanmış uygulamalarında siyasetle uğraşan kişilerin kendilerine yönelik sert, ağır ve hatta incitici eleştirilere dahi katlanması gerektiği vurgulanmış ve bu durum demokratik toplum hayatının vazgeçilmez unsurlarından biri olarak kabul edilmiştir....
"İçtihat Metni" Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı.. aleyhine 30/10/2013 gününde verilen dilekçe ile basın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 26/12/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2-Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince; Dava, basın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir....