Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı .... ve ... aleyhine 04/08/2009 gününde verilen dilekçe ile basın yoluyla kişilik hakkına saldırı iddiasına dayalı manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 02/07/2010 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA ve aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 24/01/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    (MK.185/III) Bu yükümlülüğün ihlali halinde diğer eş TMK 161 maddesine dayalı olarak zina nedenine dayalı boşanma davası açar ve bu davada MK 174/2 maddesinde düzenlenen manevi tazminat isteminde bulunabilir. Böyle bir boşanma davası açarak eşinden tazminat alan kişinin manevi zararı karşılanmış demektir. Boşanma davası açmayan eş, sadakat yükümlülüğüne uymayan eşi affetmiş demektir. Affeden eş manevi tazminat isteminde bulunamaz. Diğer yandan boşanma davası açmakla birlikte hangi sebeple olursa olsun eşinden bu nedenle manevi tazminat istemeyen eşin durumuda aynıdır. Davalı eş ile ilişkide olan 3. kişinin durumuna gelince; boşanma davasıyla eşinden manevi tazminat alan davacı manevi tazminatın "tekliği ve bölünmezliği" ilkesi gereğince 3. kişiden tazminat isteyemeyeceği gibi bu tazminatı "sadakat" yükümlülüğü olan eşinden istemeyen, istemeyi ihmal eden davacı elbetteki 3. kişiye yönelemez....

      Basın Yayıncılık A.Ş. vdl. aleyhine 22/03/2002 gününde verilen dilekçe ile basın yoluyla kişilik hakkına saldırı iddiasına dayalı manevi tazminat talebi istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 24/09/2009 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA ve aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 24/01/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... ve diğerleri aleyhine 04/08/2009 gününde verilen dilekçe ile basın yoluyla kişilik hakkına saldırı iddiasına dayalı manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 02/07/2010 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA ve aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 24/01/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı .... ve diğerleri aleyhine 04/08/2009 gününde verilen dilekçe ile basın yoluyla kişilik hakkına saldırı iddiasına dayalı manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 02/07/2010 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA ve aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 24/01/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Yerel mahkeme, tanık beyanlarını değerlendirmiş, davalının eyleminin davacının kişilik hakkına haksız bir saldırı oluşturduğunu kabul etmişse de davacıda manevi zarar oluşmadığı, toplumsal değer yargılarına göre davacının küçük düşürülmediği ve davacıda acı ile eleme sebep olmadığını belirterek davayı reddetmiştir. Dosyadaki belgelerden ve tanık beyanlarından davalının davacıya köy içinde bağırarak ırz ve namusuna yönelik olarak küfürle hakaret ettiği anlaşılmaktadır. Bu durum yerel mahkemenin de kabulündedir. Davalının, davacının sosyal kişilik değerlerinden olan şeref ve haysiyetine saldırıda bulunduğu da açıktır. Davacı eldeki davayı, şeref ve haysiyetine yönelik kişilik hakkına saldırıldığı eylem nedeniyle mağdur olduğu için açmış ve manevi tazminat istemiştir....

              KARŞI OY YAZISI Dava, evli olduğunu bildiği halde onunla duygusal ve cinsel ilişkiye girmek suretiyle kişilik haklarına saldırı iddiasına dayalı manevi tazminat davasıdır. Eşler evlenmekle birbirlerine karşı cinsel anlamda sadakat yükümlülüğü altına girerler. (MK.185/III) Bu yükümlülüğün ihlali halinde diğer eş TMK 161 maddesine dayalı olarak zina nedenine dayalı boşanma davası açar ve bu davada MK 174/2 maddesinde düzenlenen manevi tazminat isteminde bulunabilir. Böyle bir boşanma davası açarak eşinden tazminat alan kişinin manevi zararı karşılanmış demektir. Boşanma davası açmayan eş, sadakat yükümlülüğüne uymayan eşi affetmiş demektir. Affeden eş manevi tazminat isteminde bulunamaz. Diğer yandan boşanma davası açmakla birlikte hangi sebeple olursa olsun eşinden bu nedenle manevi tazminat istemeyen eşin durumuda aynıdır....

                Ölünün hatırasına saldırı durumunda, onun yakınları yönünden ayrı bir kişilik hakkına saldırı durumu söz konusu olmaktadır. Diğer bir anlatımla ölü hakkındaki nitelendirmeler aynı zamanda yakınlarının kişisel varlığına da yönelmiş bir saldırı niteliğindedir. Somut olayda, ölünün çocuğu dava açarak kendi kişilik hakkına saldırı bulunduğunu ileri sürdüğüne göre dava açmakta hukuki yararı bulunmaktadır. Davacının mirası reddetmiş olması, ölünün kişilik hakkına değil kendi kişilik hakkına saldırı İddiasıyla dava açılması karşısında husumetten reddi gerektirmez. Şu durum karşısında işin esasının İncelenerek ölü hakkındaki yayının davacının kişilik hakkına saldırı oluşturup oluşturmadığının incelenip değerlendirilmesi ve varılacak uygun sonuç çevresinde bir karar verilmesi gerekirken, mahkemece husumet yönünden davanın reddedilmesi bozma nedenidir....

                  Çoğunluk ile aramdaki uyuşmazlık, davalının anlatımında geçen ifadelerin davacının kişilik hakkını zedeleyip zedelemiyeceği, saldırı vardır dediğimiz takdirde, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 58. maddesinin 2. Fıkrasında öngörüldüğü gibi, tazminatın ödenmesi yerine diğer bir giderim biçimi kararlaştırılıp kararlaştırılamıyacağı, diğer bir ifadeyle, saldırıyı kınayan bir karar verilmesinin olaya daha uygun düşüp düşmeyeceği noktasında toplanmaktadır. Davacı, 02/06/2013 tarihinde twitter adlı sosyal paylaşım sitesindeki yazılarında dönemin Başbakanına karşı hakaretamiz ve kişilik hakkına saldırı mahiyetinde ifadeler kullanmıştır. Davalı da 04/06/2013 günü ... deki 1'e bir isimli programda, davacının twitlerine cevaben, davacının kişilik hakkına saldırı teşkil eden beyanlarda bulunmuştur. Bu durumda, hakim kişilik hakkı zedelenen davacının, manevi kişilik değerlerinde sebep olduğu eksilmeyi gözönünde tutarak en uygun düşecek gidirim biçimine karar vermelidir....

                    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 21/08/2013 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen 15/07/2014 günlü kararın Yargıtay’da duruşmalı olarak incelenmesi davalı tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 14/06/2016 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı asil ... geldi, karşı taraftan davacı adına gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanın sözlü açıklaması dinlendikten sonra tarafa duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü. Dava yayın yoluyla kişilik haklarına saldırı iddiasına dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir....

                      UYAP Entegrasyonu