"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 02/11/2009 gününde verilen dilekçe ile kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 17/04/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, kişilik haklarına saldırı nedeniyle uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne dair direnme kararı verilmiş; hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içeriğine, temyizin kapsamına ve direnme kararı verilmiş bulunmasına göre, inceleme görevi Yargıtay Yasası'nın 14. maddesi ve Başkanları Kurulu kararı uyarınca Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'na aittir....
Vdl. aleyhine 25/12/2001 gününde verilen dilekçe ile radyo yayını nedeniyle kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 17/07/2012 günlü kararın Yargıtay’ca duruşmalı olarak incelenmesi davalı ... duruşmasız olarak da davalılar ... ve ... vekilleri tarafından istenilmekle miktar itibariyle duruşma isteminin reddine karar verildikten sonra dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, yayın yolu ile kişilik haklarına saldırı nedeniyle uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm; davalılardan ..., ... ve ... tarafından temyiz edilmiştir. Dosya Kapsamından, dava konusu olayla ilgili .... Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2008/545 Esas sayılı ceza dosyasının dosyaya eklenmesi için dosyanın mahkemesine geri çevrilmesi gerekmiştir....
Mizahi şekilde yapılan ve karikatür ile ifade edilen eleştirinin kişilik haklarına saldırı oluşturmadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken kısmen kabul kararının onanmasına karar veren Dairemizin sayın çoğunluğunun görüşüne katılamıyorum. 15/10/2015 KARŞI OY YAZISI Dava yayın yoluyla kişilik haklarına yapılan saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. İfade özgürlüğü sadece lehte olan veya muhalif sayılmayan ya da ilgilenmeye değmez görülen “haber” veya “fikirler” için değil, aynı zamanda muhalif olan, çarpıcı gelen veya rahatsız eden haberler ve fikirler için de uygulanmalıdır. Bunlar çoğulculuğun, hoşgörünün ve açık fikirliliğin gerekleri olup, bunlar olmaksızın “demokratik toplum” olmaz kuralıdır. Bu özgürlükler sayesinde, halka siyasetçilerin düşünce ve davranışlarını tanıma ve onlar hakkında fikir sahibi olma imkanı verilir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE Dava kişilik haklarına saldırı nedeni ile tazminat istemini konu almaktadır. 6100 sayılı Yasanın 355.maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere ve fakat kamu düzenine ilişkin hususlarda re'sen tekmil dosya kapsamı birlikte incelenip değerlendirilmekle, Manevi zarar, kişilik değerlerinde oluşan objektif eksilmedir. Duyulan acı, çekilen ızdırap manevi zarar değil, onun görüntüsü olarak ortaya çıkabilir. Acı ve elemin manevi zarar olarak nitelendirilmesi sonucu, tüzel kişileri ve bilinçsizleri; öte yandan, acılarını içlerinde gizleyenleri tazminat isteme haklarından yoksun bırakmamak için yasalar manevi tazminat verilebilecek bazı olguları özel olarak düzenlemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından; reddedilen manevi tazminat talebi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece, "davalı erkeğin eşine ilgisiz davrandığı, eşine ısınamadığını ve onu sevmediğini söylediği" gerekçesiyle boşanmaya sebep olan olaylarda tamamen kusurlu olduğu kabul edilerek tarafların boşanmalarına, bu olayların kadının kişilik haklarına saldırı oluşturmadığı gerekçesiyle kadının manevi tazminat (TMK m. 174/2) isteğinin reddine karar verilmiş, hüküm manevi tazminatın reddi yönünden davacı kadın tarafından temyiz edilmiştir. Türk Medeni Kanununun 174/2. maddesi, boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevi tazminat isteyebileceğini öngörmüştür....
Davacı, davalı eşinin evlilik birliği devam ederken kendisini aldattığını, davalının kendisi ile evli olduğu dönemde başkası ile birlikte olması eyleminin kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğunu iddia ederek uğradığı manevi zararın ödetilmesi isteminde bulunmuştur. Davalı, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davalının, davacı ile evli olduğu tarihte sadakat yükümlülüğüne aykırı olarak başka bir kişi ile duygusal ve cinsel birliktelik kurması eyleminin davacının kişilik haklarına saldırı oluşturduğu gerekçesiyle istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir. 4787 sayılı Aile Mahkemesinin Kuruluş Görev ve Yargılama Usullerine Dair Yasa'nın 4/1. maddesi gereğince, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun İkinci Kitabı'ndan doğan dava ve işlere aile mahkemesinde bakılır. Dava konusu olayda davacı, 4721 sayılı TMK'nın 185. maddesinde belirtilen sadakat yükümlülüğüne aykırı davranmaktan dolayı, davalı eşinden manevi tazminat talep etmektedir....
Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2001/280 esas sayılı dosyasında, kişilik haklarına saldırı nedenine dayalı manevi tazminat davası açıldığını, davalının anılan dava dosyasına verdiği cevap dilekçesinde; savunma sınırlarını aşan ve davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde beyanlara yer verdiğini, bu beyanlar nedeniyle davalının hakaret suçundan cezalandırılmasına karar verildiğini belirterek oluşan maddi ve manevi zararın tazmini isteminde bulunmuştur. Davalı, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davalının yasal savunma hakkını kullandığı, bu durumun davacının kişilik haklarına saldırı oluşturmayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Dosya kapsamından; dava dilekçesinde yer alan iddialarla ilgili olarak davalının, ... 9. Sulh Ceza Mahkemesinin 2013/555 esas ve 2014/217 karar sayılı dosyasında yargılandığı ve davalı hakkında davacıya karşı hakaret suçundan kesin adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 16/05/2012 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 07/03/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi taraflar vekillerince istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan davalının temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1- Davacının temyizi yönünden; Karar, taraflarca temyiz edilmiştir. Bunlardan davacı HUMK’nun 432/1. maddesinde yazılı on beş günlük ve 427/4 ve 433/2. maddelerinde belirlenen on günlük süreleri geçirdikten sonra kararı temyiz ettiğine göre temyiz istemi reddedilmelidir. 2- Davalının temyizi yönünden; Dava, kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir....
C.. aleyhine 12/03/2012 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 06/02/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, kişilik haklarına saldırıya dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir....
Davacı, 09.09.2009 günlü ... gazetesinde, davalılardan ... tarafından yazılan “Solduyu” başlıklı köşe yazısında yer alan sözlerin kişilik haklarına saldırı oluşturduğunu belirterek, davalıların manevi tazminat ile sorumlu tutulmalarını istemiştir. Davalı yan ise, yazı bir bütün olarak değerlendirildiğinde, sert bir anlatım içerse de yazıda yer verilen sözlerin basın özgürlüğü kapsamında olduğunu ileri sürerek istemin reddedilmesi gerektiğini savunmuşlardır. Yerel mahkemece, tümü incelenenen yazının eleştiri sınırları içersinde kalındığı, basın özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olmadığı gerekçesiyle, istem reddedilmiştir. Basın özgürlüğü, Anayasanın 28. maddesi ile 5187 sayılı Basın Yasasının 1. ve 3. maddelerinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemelerde basının özgürce yayın yapmasının güvence altına alındığı görülmektedir....