Mahkemece; davalı tarafın böyle bir görüşmenin yapıldığını ispatlayamadığı, varlığı ispat edilemeyen bir görüşmeden bahsedilerek, davacı vakıf tarafından devreye girildiği ve para teklif edildiği iddiasının davacının kişilik haklarına saldırı oluşturduğu gerekçesiyle manevi tazminat isteminin kabulüne karar verilmiştir. Anayasa'nın 28. maddesinde düzenlenen basın özgürlüğü ve bu özgürlüğün getirdiği ayrıcalıklar sınırsız olmayıp basın özgürlüğünün özel hukuk alanındaki sınırı Medeni Yasa'nın 24 ve yayın tarihinde yürürlükte olan 818 sayılı Borçlar Yasası'nın 49. maddelerinde anlamını bulan kişilik haklarının korunmasına ilişkin düzenlemelerdir....
Mahkemenin boşanma sebebi olarak kabul ettiği olaylar, davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olmadığı gibi; dosyada kişilik haklarına saldırı olarak kabul edilebilecek kocadan kaynaklanan başkaca maddi bir hadisenin varlığını gösteren bir kanıt da bulunmamaktadır. Bu durumda, Türk Medeni Kanununun 174/2. maddesi koşulları kadın yararına gerçekleşmemiştir. Öyleyse, davacının manevi tazminat isteğinin reddi gerekirken, yazılı şekilde manevi tazminata hükmedilmesi doğru bulunmamıştır. SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 03.03.2015 (Salı)...
Boşanma sebebiyle manevi tazminata hükmedebilmek için, tazminat talep eden tarafın kusursuz veya diğer tarafa göre daha az kusurlu olması yanında; boşanmaya sebep olan olayların kişilik haklarını zedelemiş olması da gereklidir (TMK.md. 174/2). Davalı erkeğin boşanmaya neden olan kusuru davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olmadığı gibi; dosyada kişilik haklarına saldırı olarak kabul edilebilecek erkekten kaynaklanan başkaca maddi bir hadisenin varlığını gösteren bir kanıt da bulunmamaktadır. Bu durumda Türk Medeni Kanununun 174/2. maddesi koşulları kadın yararına gerçekleşmemiştir. Öyleyse, davacının manevi tazminat isteğinin reddi gerekirken, yazılı şekilde manevi tazminata hükmedilmesi doğru bulunmamıştır....
A.Ş. aleyhine 10/11/2014 gününde verilen dilekçe ile basın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 27/11/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılar vekilleri tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1- Davalı ...'in temyiz itirazları yönünden; dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalı ...'in yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün onanması gerekmiştir. 2- Davalı... Basın ve Basım San. Tic. A.Ş.'nin temyiz itirazları yönünden; Dava, basın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir....
Görüldüğü üzere, 4721 sayılı TMK’nun 24.maddesinde; hukuka aykırı olarak kişilik haklarına saldırı karşısında, saldırılan kimseye hukuki koruma sağlanacağı, kişilik hakkı zedelenen kimsenin rızası, daha üstün nitelikte özel veya kamusal yarar ya da kanunun verdiği yetkinin kullanılması sebeplerinden biriyle haklı kılınmadıkça, kişilik haklarına yapılan her saldırının hukuka aykırı olduğu belirtilmiş; aynı Kanunun 25.maddesinde de, hukuka aykırı bir şekilde kişilik haklarına saldırı karşısında hangi hukuki çarelere başvurulabileceğine işaret edilmiş; 6098 sayılı TBK'nun 58. maddesinde ise, şahsiyet hakkı hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğrayan kişinin, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat namıyla bir miktar para ödenmesini dava edebileceği hükme bağlanmıştır. Kanunda kişilik hakkının tanımı yapılmadığı gibi, nelerin kişilik haklarına dahil olduğunu da belirtmemiştir....
Her ne kadar mahkemece, yazı içeriğinde geçen bazı ifadelerin davacının kişilik haklarına saldırı oluşturduğu benimsenmiş ise de köşe yazılarının aynı zamanda yazarının eleştirisini de içermesi ve yazarın kişisel değer yargısı niteliğindeki bazı ifadelerin davacının kişilik haklarına saldırı amacını taşımadığı, yazının bütün olarak eleştiri sınırlarını aşmadığı anlaşılmaktadır. Yerel mahkemece, açıklanan olgular gözetilerek istemin tümden reddi yerine bir kısmının kabulü doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA, bozma nedenine göre öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 20/05/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı, davacının kişilik haklarına herhangi bir saldırı olmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davalının davacıya karşı ağır suç teşkil eden bir eylemde bulunmak sureti ile manevi üzüntüye uğramasına neden olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Manevi zarar, kişilik değerlerinde oluşan objektif eksilmedir. Duyulan acı, çekilen ızdırap manevi zarar değil onun görüntüsü olarak ortaya çıkabilir. Acı ve elemin manevi zarar olarak nitelendirilmesi sonucu tüzel kişileri ve bilinçsizleri; öte yandan acılarını içlerinde gizleyenleri tazminat isteme haklarından yoksun bırakmamak için yasalar, manevi tazminat verilebilecek olguları sınırlamıştır. Bunlar, kişilik değerlerinin zedelenmesi (TMK 24), isme saldırı (TMK 26), nişan bozulması (TMK 121), evlenmenin feshi (TMK158), bedensel zarar ve ölüme neden olma (BK 47) durumlarından biri ile kişilik haklarının zedelenmesidir (BK 49). Bunlardan TMK’nın 24. maddesi ile BK’nın 49. maddesi daha kapsamlıdır....
Davalının bazı gazetelerde yayınlanan açıklaması bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davacı tarafından yaşadığı süreci anlatırken söylenen sözlerin kişisel yorum ve eleştiri niteliğinde olduğu, kişilik haklarına saldırı niteliğinde olmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, davacının kişilik haklarını ihlal edici bir eyleminin bulunmadığı gözetilerek davanın tümden reddi gerekirken, davalının manevi tazminat ile sorumlu tutulmuş olması usul ve yasaya uygun bulunmamış, kararın bozulması gerekmiştir…" gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir. HUKUK GENEL KURULU KARARI Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki belgeler okunduktan sonra gereği görüşüldü: Dava, kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki kişilik haklarına saldırı nedenine dayalı manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı asıl tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, Gazipaşa Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/14 Esas sayılı dosyasında davalılar vekili olarak görev yaptığını, dosyanın 17/01/2012 tarihli duruşmasında, davanın taraflarından olan davalının duruşmaya katılarak, somut olarak hiçbir dayanağı olmayan iddialar ileri sürerek meslek ve kişilik haklarına saldırıda bulunduğunu, davalının duruşma esnasında beyan ettiği sözlerin önemli bir kısmının duruşma zaptına geçirildiğini, davalının duruşmada sarf ettiği sözler nedeniyle manevi zarara uğradığını belirterek 10.000,00...
Davacı vekili, davalıların N101 adlı radyo kanalında 03/11/2009 tarihinde yaptıkları programda davacıya hakaret ederek kişilik haklarına saldırıda bulunduklarını belirterek, davalıların manevi tazminat ile sorumlu tutulmasını istemiştir. Davalı ... vekili, müvekkilinin davacıya hakaret niteliğinde bir söz söylemediğini belirterek davanın reddini savunmuştur....