Görüldüğü üzere, 4721 sayılı TMK’nun 24.maddesinde; hukuka aykırı olarak kişilik haklarına saldırı karşısında, saldırılan kimseye hukuki koruma sağlanacağı, kişilik hakkı zedelenen kimsenin rızası, daha üstün nitelikte özel veya kamusal yarar ya da kanunun verdiği yetkinin kullanılması sebeplerinden biriyle haklı kılınmadıkça, kişilik haklarına yapılan her saldırının hukuka aykırı olduğu belirtilmiş; aynı Kanunun 25.maddesinde de, hukuka aykırı bir şekilde kişilik haklarına saldırı karşısında hangi hukuki çarelere başvurulabileceğine işaret edilmiş; 6098 sayılı TBK'nun 58. maddesinde ise, şahsiyet hakkı hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğrayan kişinin, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat namıyla bir miktar para ödenmesini dava edebileceği hükme bağlanmıştır. Kanunda kişilik hakkının tanımı yapılmadığı gibi, nelerin kişilik haklarına dahil olduğunu da belirtmemiştir....
Her ne kadar mahkemece, yazı içeriğinde geçen bazı ifadelerin davacının kişilik haklarına saldırı oluşturduğu benimsenmiş ise de köşe yazılarının aynı zamanda yazarının eleştirisini de içermesi ve yazarın kişisel değer yargısı niteliğindeki bazı ifadelerin davacının kişilik haklarına saldırı amacını taşımadığı, yazının bütün olarak eleştiri sınırlarını aşmadığı anlaşılmaktadır. Yerel mahkemece, açıklanan olgular gözetilerek istemin tümden reddi yerine bir kısmının kabulü doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA, bozma nedenine göre öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 20/05/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı, davacının kişilik haklarına herhangi bir saldırı olmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davalının davacıya karşı ağır suç teşkil eden bir eylemde bulunmak sureti ile manevi üzüntüye uğramasına neden olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Manevi zarar, kişilik değerlerinde oluşan objektif eksilmedir. Duyulan acı, çekilen ızdırap manevi zarar değil onun görüntüsü olarak ortaya çıkabilir. Acı ve elemin manevi zarar olarak nitelendirilmesi sonucu tüzel kişileri ve bilinçsizleri; öte yandan acılarını içlerinde gizleyenleri tazminat isteme haklarından yoksun bırakmamak için yasalar, manevi tazminat verilebilecek olguları sınırlamıştır. Bunlar, kişilik değerlerinin zedelenmesi (TMK 24), isme saldırı (TMK 26), nişan bozulması (TMK 121), evlenmenin feshi (TMK158), bedensel zarar ve ölüme neden olma (BK 47) durumlarından biri ile kişilik haklarının zedelenmesidir (BK 49). Bunlardan TMK’nın 24. maddesi ile BK’nın 49. maddesi daha kapsamlıdır....
Davalının bazı gazetelerde yayınlanan açıklaması bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davacı tarafından yaşadığı süreci anlatırken söylenen sözlerin kişisel yorum ve eleştiri niteliğinde olduğu, kişilik haklarına saldırı niteliğinde olmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, davacının kişilik haklarını ihlal edici bir eyleminin bulunmadığı gözetilerek davanın tümden reddi gerekirken, davalının manevi tazminat ile sorumlu tutulmuş olması usul ve yasaya uygun bulunmamış, kararın bozulması gerekmiştir…" gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir. HUKUK GENEL KURULU KARARI Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki belgeler okunduktan sonra gereği görüşüldü: Dava, kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki kişilik haklarına saldırı nedenine dayalı manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı asıl tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, Gazipaşa Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/14 Esas sayılı dosyasında davalılar vekili olarak görev yaptığını, dosyanın 17/01/2012 tarihli duruşmasında, davanın taraflarından olan davalının duruşmaya katılarak, somut olarak hiçbir dayanağı olmayan iddialar ileri sürerek meslek ve kişilik haklarına saldırıda bulunduğunu, davalının duruşma esnasında beyan ettiği sözlerin önemli bir kısmının duruşma zaptına geçirildiğini, davalının duruşmada sarf ettiği sözler nedeniyle manevi zarara uğradığını belirterek 10.000,00...
Davacı vekili, davalıların N101 adlı radyo kanalında 03/11/2009 tarihinde yaptıkları programda davacıya hakaret ederek kişilik haklarına saldırıda bulunduklarını belirterek, davalıların manevi tazminat ile sorumlu tutulmasını istemiştir. Davalı ... vekili, müvekkilinin davacıya hakaret niteliğinde bir söz söylemediğini belirterek davanın reddini savunmuştur....
HAKARET HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI MANEVİ TAZMİNAT BORÇLAR KANUNU(MÜLGA) (818) Madde 53 "İçtihat Metni"Davacı D.. B.. vekili Avukat A.. D.. tarafından, davalı M.. B.. aleyhine 01/12/2010 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 17/07/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi taraflar vekillerince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. Davacı, E.. B..olduğunu, davalının ise K.....
Davalının kişilik haklarına saldırı teşkil eden ve sabit olan bu eylemi, davacılar yararına manevi tazminatı gerektirir. Mahkemenin gerekçesinde belirttiği husus ancak manevi tazminatın miktarını belirlemede nazara alınması gereken bir husustur. Mahkemece açıklanan yönler gözetilerek, davacı yararına uygun bir tutarda manevi tazminat takdir edilmesi gerekirken, yerinde olmayan yazılı gerekçeyle, davacıların manevi tazminat isteminin tümden reddedilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıdaki gösterilen nedenlerle davacılar yararına BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 13/03/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 49 ve 58. maddeleri kapsamında, hakaret ve görevi yaptırmamak için direnme eylemine dayalı açılan manevi tazminat davasıdır. İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili ile davalı vekili tarafından ayrı ayrı istinaf edilmiştir. Davalı vekilinin istinaf sebeplerinin incelenmesinde; Türk Medeni Kanunu'nun 24. maddesi ve Borçlar Kanunu'nun 49 ve TBK 58. maddesi gereğince kişisel değerlere saldırı halinde manevi tazminata hükmedilmesi için; Kişilik haklarına saldırının bulunması, saldırının hukuka aykırı olması, kişinin haksız olan eylemden dolayı manevi zarara uğramış olması gerekir. Bu üç şartın bir arada olması halinde kişinin kişilik haklarına haksız saldırı nedeniyle manevi tazminat sorumluluğu doğabilecektir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 27/12/2007 gününde verilen dilekçe ile kişilik haklarına saldırıdan dolayı uğranılan manevi zararın ödetilmesinin istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; istemin bir bölümünün kabulüne ilişkin verilen 29/12/2009 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Davacı, aralarında husumet ve çeşitli davalar bulunan davalının, 15.01.2007 günü İzmir Valiliği'ne, 12.03.2007 günü de Başbakanlığa verdiği şikayet dilekçelerindeki asılsız suçlamaların kişilik haklarına saldırı oluşturduğunu ileri sürerek, davalının manevi tazminat ile sorumlu tutulmasını istemiştir....