"ZİMMETİNİZİ MÜTEAHHİT Mİ ÖDEDİ" başlıklı yazılarda ve devamında müvekkilinin kişilik haklarına saldırıda bulunulduğunu belirterek davalının manevi tazminat ile sorumlu tutulmasını istemiştir. Davalı vekili, dava konusu haberlerin davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olmadığını ve basın özgürlüğü kapsamında kaldığını savunmuşlardır. Mahkemece, tüm yazılarda davacı hakkında resmini de yayınlayarak aslı olmamasına rağmen kişilik haklarına saldırıda bulunulduğu, bu yayınların davalının iddia ettiği gibi kısmen kamuoyunu bilgilendirme amacı taşımadığı, yayınların davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu kabul edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dava konusu yayın içerikleri bütün halinde değerlendirildiğinde; ... Gazetesi'nin 30/11/2010 tarihli sayısında “......
nin 08/02/2013 tarihli nüshasında yayınlanan ve dava dışı ... tarafından kaleme alınan "..." başlıklı yazı içeriğinde, davalının şahsi facebook sayfasında yazdığı yazıların aktarıldığını, metinde geçen ifadelerin ağır ithamlar içerdiğini ve kişilik haklarına saldırı niteliği taşıdığını belirterek manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalı, tarafına ait şahsi facebook sayfası olmadığını, yayınlanan yazının kendisi tarafından yazılmadığını, dava dışı gazete ve yazar ile de bir ilişkisinin bulunmadığını belirterek davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davalının kendisine ait olan facebook sayfasında davacı hakkında hakaret içerikli yazı yazdığı, dava dışı ....tarafından da bu ifadelerin "..." isimli köşeye taşındığı, ifadelerin kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği gerekçesi ile istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir....
"İçtihat Metni" Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 28/01/2014 gününde verilen dilekçe ile hakaret ve tehdit eylemleri nedeniyle kişilik haklarına saldırı nedenine dayalı manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 21/04/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, hakaret ve tehdit eylemleri nedeniyle kişilik haklarına saldırı nedenine dayalı manevi zararın giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir....
Davalı taraf ise, sahte belge kullanıldığını, davacının otel ücretinin belediye tarafından karşılandığını, beyanların kişilik haklarına saldırı niteliğinin bulunmadığını ve ifade özgürlüğü kapsamında olduğunu belirterek, istemin reddedilmesi gerektiğini savunmuşlardır. Mahkemece; dava konusu beyan ve internet yayınlarının davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu gerekçesiyle istem kısmen kabul edilmiştir. Dosya kapsamından davalıların beyan ve internet yayınlarının, ... Belediyesindeki yolsuzluk tartışmaları ile ilgili olduğu, dava dışı belediye çalışanı . ..'nun belediyenin tasarrufunda bulunan bir kısım taksi duraklarını, evrakta sahtecilik yaparak üçüncü kişilere sattığı iddiasıyla nitelikli dolandırıcılık suçundan yargılandığı görülmüştür....
Davacı, davalının seçim bürosu açılışında basına da yansıyan ifadeleri nedeniyle kişilik haklarına yönelik saldırı sonucu uğradığı manevi zararın ödetilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, dava konusu ifadelerin davacının kişilik haklarına saldırı oluşturduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriğinden, davalının davacıya yönelik ifadelerinin eleştiri sınırlarını aştığı, davacıyı toplum nezdinde küçük düşürecek ve kişilik haklarına saldırı teşkil edecek nitelikte olduğunun sabit olduğu, ne var ki dava dilekçesinde davalının eyleminin kınanması ve kararın yayınlanması talebi bulunmadığı halde mahkemece bu yönde karar verildiği anlaşılmaktadır....
O halde, kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkin davanın, matufiyet unsuru gerçekleşmediğinden reddine karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçeyle yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 03/05/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davacı, avukat olarak görev yaptığını ve bir dava dosyasına sunulan ihtarnamede bir takım usulsüzlükler tespit etmesi üzerine noter olan davalı ve diğer sorumlulular hakkında suç duyurusunda bulunduğunu, soruşturma kapsamında savcılık tarafından noterden ilgili belge asıllarının istendiğini, davalının savcılık yazısına cevap verirken kendisi hakkında kullanmış olduğu ifadelerin kişilik haklarına saldırı oluşturduğunu belirterek manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalı, olayla ilgili ceza davasının sonucunun beklenmesi ve davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davalı tarafından kullanılan ifadelerin davacının kişilik haklarına saldırı oluşturduğu gerekçesiyle istemin kabulüne karar verilmiştir. Türk Borçlar Kanunu’nun 58. maddesi (818 sayılı BK 49. maddesi) hükmüne göre kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminata hükmedilmesini isteyebilir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ......ve Yayıncılık AŞ aleyhine 11/11/2009 gününde verilen dilekçe ile yayın yolu ile kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 10/05/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, yayın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir....
Manevi tazminat, malvarlığı dışındaki hukuksal değerlere yapılan saldırılar ile meydana gelen zararların giderilmesidir. Kişilik hakları haksız bir şekilde tecavüze uğrayan kişi Borçlar Kanununun 49. (TBK 58) maddesinde Medeni Kanunun 23,24 ve 25. maddelerindeki yasal düzenlemeye dayanarak manevi tazminat isteyebilir. Davacının manevi tazminatı hak edebilmesi için haksız fiil veya tasarrufun kişilik haklarına saldırı niteliğinde bulunması gereklidir. Kişilik hakları nelerdir: Gerek uygulamada gerekse öğretide belirlendiği gibi kişilik hakları kişinin hayat hakkı, ruh ve beden bütünlüğü, din, vicdan ve düşünce hürriyeti, çalışma hürriyeti, onur, isim, ün, saygınlık, resim, sır gibi korunması gereken kavramlardır. Bu haklar kişiye sıkı sıkıya bağlı mutlak hak niteliğindedir. Bir haksız fiilin veya haksız idari işlemin veya tasarrufun manevi tazminatı gerektirmesi kişilik haklarına saldırı niteliğinde olması koşuluna bağlıdır. Yine haksız fiilin kişiye yönelik olması da gerekir....
Eleştiride kişilik haklarına saldırı olabilecek aşma yoktur. Açılan tazminat davasının tümden reddine karar verilmesi düşüncesinde olduğumdan sayın çoğunluğun görüşlerine katılmıyorum.02/.../2013...