aleyhine 04/07/2012 gününde verilen dilekçe ile basın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 25/05/2017 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava basın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, istemin kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından etmyiz edilmiştir. Davalılar vekili sıfatıyla Avukat ... tarafından kararın temyiz edildiği, temyiz eden avukata temyiz eden davalılar adına verilmiş usulüne uygun vekaletnamesinin ise dava dosyası arasında bulunmadığı anlaşılmaktadır. Şu durumda, davalılar tarafından Avukat ...'e verilen vekaletnamenin dosyasına eklenmesi gerekmektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı-karşı davalı ... tarafından, davalı-karşı davacı ... aleyhine 03/12/2009 gününde verilen dilekçe ile kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine ve davalı-karşı davacı ... vekili Avukat ... tarafından davacı-karşı davalı ... aleyhine 25/12/2009 gününde verilen dilekçe ile kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; karşı davanın kısmen kabulüne dair verilen 10/10/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı-karşı davacı ... vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü....
Dava, yayın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Davacılar vekili, davalı şirkete ait '...' isimli derginin Haziran /2009 sayısında yayınlanan ve diğer davalı tarafından kaleme alınan "Küçükoğulları ve ..." başlıklı yazıda; davacıların, Ermeni kökenli bir aileden geldiklerinin iddia edildiğini, davacılardan ...'ün faili meçhul cinayetlerden sorumlu tutulduğunu ve yolsuzluk yaptığının ileri sürüldüğünü, bu iddiaların tümünün gerçeğe aykırı olduğunu belirterek kişilik haklarına yapılan saldırı nedeniyle manevi tazminat istemiştir. Davalı taraf ise; dava konusu yazıda yer alan bilgilerin, Osmanlı arşivinden alınan döküman ve belgelere dayandığını, davacıların kişilik haklarına saldırının söz konusu olmadığını belirterek istemin reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur....
nün Ünlü Futbolcusu Yalan Makinası Çıktı” şeklindeki ve 15. sayfada büyük puntolarla "Kovulma Yalan Çıktı" biçimindeki sözlerin kişilik haklarına saldırı oluşturduğunu iddia ederek uğradığı manevi zararın ödetilmesini istemiştir. Davalı, haberin gerçeğe uygun olduğunu, görselleri aşan, kişilik haklarına saldırı sayılacak ifadeler kullanılmadığını, haberin güncel olduğunu, haber verme hakkı ile davacının hakları arasında denge kurulduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur. Yerel mahkemece, haberin veriliş şeklinin küçük düşürücü, eleştiri değil itham niteliğinde olduğu ve davalının şahsiyet haklarını ihlal ettiği gerekçesiyle istemin bir bölümünün ödetilmesine karar verilmiştir....
Çoğunluk ile aramızdaki uyuşmazlık davalının gönderdiği e-postaların davacının kişilik haklarına saldırı oluşturup oluşturmadığı noktasında toplanmaktadır. Davalı, gönderdiği e-postalar ile şirketin zarar edişinin ve kötü gidişin nedenlerini açıklamaya, şirketin iyi yönetilmediğini ve davacının atandığı göreve niçin getirildiğini kendince ifade etmeye çalıştığı anlaşılmaktadır. Mahkeme ve Dairemiz çoğunluğu tarafından elektronik postalar farklı yorumlanmak suretiyle davacının kişilik haklarına saldırı olarak kabul edilmesi doğru görülmemiştir. Hal böyle olunca davanın tümden reddi yerine, kısmen kabulü kararının bozulması gerektiği görüş ve kanaatindeyiz. Diğer yandan; kabule göre de, olayın oluş şekli nazara alındığında hükmedilen tazminat miktarı fazladır. Bu nedenlerle mahkeme kararının bozulması gerekirken onanması yerinde olmadığından karara katılmıyoruz.14/12/2015...
A.. aleyhine 14/10/2009 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 09/10/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava basın yoluyla kişilik haklarına saldırı iddiasına dayalı manevi tazminat istemine ilişikindir. Mahkemece istemin kısmen kabulüne ilişkin verilen 01/07/2010 tarihli karar Dairemizin 01/02/2012 tarih ve 2010/13462 esas, 2012/1237 karar sayılı ilamıyla özetle; dava konusu yayının davacının kişilik haklarına saldırı oluşturmadığı ve davanın reddi gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkemece, 09/10/2012 tarih, 2012/282 esas, 2012/340 karar sayılı hükümle önceki kararda direnilmesine ve istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir....
O'nun ayrıcalığı rüşvet toplama merkezinin başkanı olmasıdır." şeklindeki sözlerin eleştiri niteliğinde olmayıp doğrudan olgu isnadı içerdiği, bu haliyle davacının kişilik haklarına saldırı niteliği taşıdığı, bu nedenle uygun bir miktar manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerektiği düşüncesinde olduğumdan sayın çoğunluğun onama kararına katılmıyorum. 23/10/2017...
Alb. ...’ nun görüp Başaran’ı ve bölük komutanı olan davacıyı odasına çağırıp "Bu asker nasıl bu kadar cesaretli bu kadar rahat olabiliyor,sen bu adamdan para mı alıyorsun yüzbaşım" diyerek kendisine suç isnadında bulunduğunu, kişilik haklarına yapılan bu onur kırıcı saldırı nedeniyle zarara uğradığını belirterek manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalı, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davalının yargılamaya konu sözleri ile davacının yanında astı olduğu halde onun onurunu rencide ederek, amirlik nüfuzunu kırdığını, astının yanında onu küçük düşürdüğü, bu suretle davacının kişilik haklarına saldırı niteliği taşıyan bu eylemi nedeniyle manevi zararın oluştuğu kanaatine varılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davacının kendisine karşı davalı tarafından söylediği ileri sürülen sözler; askerlik hizmetinin bir disipline bağlı olduğunu belirten ve davacının disiplini sağlayamamasını eleştirir nitelikte söylenmiş ifadelerdir....
imzasıyla "Paralelden Şantaj Talimatı" başlıklı haber yapıldığını, bu haberin gazetenin 17. sayfasında " Narkotik Bilgisayarda Paralel Komplo" başlığıyla devam ettiğini, haberde davacının kişilik haklarına saldırı teşkil eden ifadelerin yer aldığını belirterek manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalılar vekili; haberin resmi belgelere dayalı olarak objektif şekilde yapıldığını, tazminat koşullarının oluşmadığını savunarak davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, başkaca bir dayanak olmadan ve görünürdeki gerçekliğe uyma kriteri de bertaraf edilerek ve üstelik okuyanlarda kesinleşmiş bir olgu kanaati uyandıracak şekilde kaleme alınan ve yayımlanan haberin hukuka aykırı ve davacının kişilik haklarına saldırı teşkil edeceği gerekçesiyle istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Basın özgürlüğü, Anayasa'nın 28. maddesi ile 5187 sayılı Basın Kanunu'nun 1. ve 3. maddelerinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemelerde basının özgürce yayın yapmasının güvence altına alındığı görülmektedir....
Davacı, Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde yardımcı doçent olarak görev yaptığını, Malatya Yeşilyurt Asliye Hukuk Mahkemesi'ne açılan bir davaya hukuki mütalaa verdiğini, sözkonusu mütalaa nedeniyle davalı avukatın Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanlığı'na başvurarak şikayet adı altında hakaretlerde bulunduğunu belirterek, kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; davalı tarafından verilen dilekçelerde bulunan hakaret içerikli sözler nedeniyle, davacının kişilik hakları ağır surette ihlal edildiği belirtilerek, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminat ödetilmesini isteyebilir....